HABER MERKEZİ- Nagihan Akarsel’in cenaze törenini takip ederken gözaltına alınan gazeteci Dilan Babat ve Fırat Can Arslan serbest bırakıldı. HDP’li Şevin Coşkun gazeteci Babat ve Arslan’ın gözaltına alınmasını Sansür yasasının tartışıldığı Meclis Genel kurulunda gündeme getirdi.
Bir süre köyde tutulan Babat ve Arslan, ardından Cihanbeyli İlçe Jandarma Karakolu’na götürüldü. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri ve avukatların ısrarlı sorularına karşılık askerler, “Gözaltında değiller, gözlem altındalar, ifade verilmesi ardından bırakılacaklar.” dedi.
Saatler geçmesine rağmen Babat ve Arslan halen bırakılmadı. Gazetecilerin “gözlem altında” tutulduğu iddiasına rağmen avukatlarıyla saatlerce görüşmesi de engellendi.
İlçe Jandarma Karakolu’nda tutulan gazetecilere “Terörle mücadele eden görevlileri ifşa etme” suçlaması yönetildiği belirtildi.
Gazeteciler, gözaltına alındıkları sırada “Görüntümü çektiniz, beni ifşa ettiniz.” diyen Alay Komutanı tarafından, “Sizi mahvederim, ayağınızı kaydırırım.” şeklinde tehdit edildi.
Saatlerce ifade alındı
Daha sonra karakola götürülen gazetecilerin ifade işlemleri 3 saat boyunca sürdü. Gözaltında gazetecilere, Nagihan Akarsel’in cenaze törenine dair yaptıkları haberler, Akarsel ailesinin tehdit edilmesine dair haberler, “Buraya niçin geldiniz”, “Daha önce buraya geldiniz mi”, “Mum yakılmasının amacı nedir”, “Hangi örgüte hizmet ediyorsunuz” şeklinde sorular soruldu.
Gazeteciler üç saat süren ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Babat ve Arslan Meclis gündeminde
Genel Kurul görüşmelerinde söz alan HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun, yasa teklifine dair değerlendirmelerde bulundu. AKP tarafından gazetecilerin susturulmak istendiğini dile getiren Coşkun, Nagihan Akarsel’in Konya’daki cenaze törenini takip eden gazeteciler Dilan Babat ve Fırat Can Arslan gözaltına alındığını hatırlattı.
Coşkun sözlerine şöyle devam etti: “Yine haziran ayında 4’ü kadın 16 gazeteci tutuklandı. Gazeteci Ziya Ataman 2016’dan bu yana hukuksuz bir şekilde cezaevindedir. Ataman ağır hasta olmasına rağmen bir aydır tek kişilik hücrededir. Ataman gönderdiği mektupta ‘Hücre daracık, nefes alamıyorum’ demiştir. Yine Yüksekova’da 2016’da yaşanan polis şiddetine dair haberi yaptığı için gazeteci Nedim Türfent o günden bu yana hukuksuz bir şekilde cezaevindedir. Cezaevindeki gazetecilerden biri de ağır hasta tutuklu Devrim Ayık’tır. Bugün 79 gazeteciyi cezaevinde tutan, polis ve yargı eliyle basına yönelik saldırılarını amansız bir şekilde sürdüren iktidarın bu teklifle neyi amaçladığı daha ne kadar açık olabilir ki? Ne yaparsanız yapın, tüm yasalarınıza rağmen özgür basını susturamadınız, bundan sonra da susturamayacaksınız. Çünkü dezenformasyon iktidarınız seçimlerde yolcudur.” dedi.