HABER MERKEZİ- İtirafçının beyanları nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen ve iki senedir hapishanede tutulan Mustafa Koçak, adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda. Ailesi, adalet talebine yanıt verilmesi istiyor.
Mustafa Koçak, itirafçı Berk Ercan’ın verdiği çelişkili ifadeler nedeniyle, öldürülen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alanlara “silah temin etmek” ve “Anayasal düzeni bozmak” iddiasıyla 11 Temmuz 2019 tarihinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bu suçları destekleyecek somut bir delil olmamasına rağmen adil yargılama hakkı elinden alınan Koçak, bu hukuksuz kararı protesto etmek için tutuklu bulunduğu Şakran 2 Nolu T Tipi Hapishanesi’nde 3 Temmuz’da başlattığı açlık grevini 90. gününde ölüm orucuna çevirmişti. Koçak, bugün adil yargılanma talebiyle sürdürdüğü ölüm orucunun 30. gününde. 25 Ekim Cuma günü oğullarını ziyaret eden Koçak ailesi, ANF’den Zeynep Kuray’a son durumu aktardı.
SAĞLIK DURUMU KÖTÜLEŞİYOR
Oğlu için eşiyle birlikte en son İstanbul’dan Ankara’ya kadar yürüyen anne Zeynep Koçak, çocuğunun giderek eridiğini vurguladı. Oğlunun sağlık durumunun gün geçtikçe ağırlaştığını belirten anne Koçak, “Oğlum adalet diye diye 37 kiloya indi. Onu son gördüğümde yüzü bembeyazdı, saçları dökülmüştü, gözlerinin etrafı hep morarmıştı ve ellerinin avuç içlerindeki derileri dökülmüştü. Her şeye rağmen morali iyiydi, çünkü haklı olduğunu biliyor. Suçsuz oğlum kendini kurtarmak isteyen bir itirafçının kurbanı oldu. Sırf bu yüzden iki senedir cezaevinde işkence görüyor” dedi.
‘BU YARGIÇLAR ÇOCUKLARINA NASIL BAKIYOR?’
Oğluna destek olmak için eşi ve çocuklarıyla 7 gün süreyle dönüşümlü açlık grevi yapan 58 yaşındaki Koçak, herkese duyarlılık çağrısı yaptı. “Bir itirafçı yüzünden Mustafalar ölmesin” diyen anne Koçak, şöyle isyan etti: “Bu çocuğa ağırlaştırılmış müebbet artı 42 yıl ceza verdiler. Ne yaptı bu cezayı almak için? Bu hakim ve savcılar çocuklarının yüzüne nasıl bakıyor? Kazandıkları bu haram parayı nasıl yediriyorlar çocuklarına? Bir gencin niye hayatını böyle söndürürdüler? En güzel günlerini neden kararttılar? Hayalleri vardı, ailesine bakıyordu. Babası şeker hastası olduğu için o bize bakıyordu. Biz aç kaldık, susuz kaldık ama bir gün devletin kapısına gitmedik. Üç kız çocuğumu kendi imkanlarımla okuttum, yine gitmedim ama Mustafa için her yere giderim.”
Oğlunun ölüm orucunu sürdürmekte kararlı olduğunu aktaran anne Koçak, çocuğunun sonuna kadar arkasında olduğunu ve ölene kadar da onun peşini bırakmayacağını söyledi.
HAPİSHANE MÜDÜRÜ: ÖLÜRSE KİMİN UMRUNDA
Mustafa Koçak’ın babası Hasan Koçak da son çare olarak eşiyle İstanbul’dan Ankara’ya yaptıkları yürüyüşte tam 6 kez gözaltına alınıp darp edildiklerini aktardı. Genel sessizliğe sitem eden baba Koçak, oğlunun her gün cezaevi birinci müdürü tarafından zorla müdahaleyle tehdit edildiğine dikkat çekti. Cezaevinde hiçbir ihtiyacının karşılanmadığını belirten Koçak, “Oğlum bitki çayı istediğinde, cezaevi müdürü Abdullah Demirci, ‘Bitki çayı var ama sana yok’ diyormuş. 7 kişilik bir koğuşta kalıyor ve arkadaşları sağ olsun ona yardımcı oluyor. Cezaevi idaresi tarafından doğru dürüst hiçbir ihtiyacı karşılanmıyor. Yine cezaevi birinci müdürü oğlumun karşısına geçip, ‘Sen ölürsen öl Mustafa, kimin umurunda’ diyebiliyor” şeklinde konuştu.