İSTANBUL- Munzur Çevre Derneği (MÇD) bugün İstanbul Okmeydanı’nda bulunan derneğinde, Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarını andı.
Anma ilk olarak Seyit Rıza ve arkadaşları şahsında Dersim’de ölümsüzleşenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Anmaya katılan MÇD üyesi yazar Mustafa Bakır Dersim Soykırım’ına ilişkin yazmış olduğu “Topraksız Mezarlar” isimli romanın tanıtımını yaparak soykırıma ilişkin bir sunum yaptı.
Dünya çapındaki katliamcı devlet anlayışına değinen Mustafa Bakır Dersim Soykırımı’nın da bu topraklarda ki katliamcı devlet anlayışının yansıması olduğunu vurgulayarak şunlara değindi: “Yaklaşık yirmi yıl önce başladım bu kitabın çalışmalarına. Ne yazık ki Dersim’de aşiretlere dayalı, feodal bir baş kaldırı diyenler vardı. Bana göre ise planları ta Osmanlı’ya dayanan katliam gerçekleştirdiler.” Aborjinler’e ve Kızılderililer’e yapılan katliamları hatırlatan Mustafa Bakır, Dersim katliamında kadınların uğradığı tecavüzleri, işkenceleri anlatarak, “Seyit Rıza’yı anmak isteyenleri yerden yere vuruyorlar. Faşist bir devlet kendini korur. Ama ordusuyla, askeriyle savunmasız insanları kırımdan geçirmez. O günün gazete haberlerine baktım. Böbürlenerek büyük manşetlerle vermişler Zilan Deresi’nin ağzına kadar insan cesedi ile dolu olduğunu” vurgusu yaptı. “Seyit Rıza’yı anmak onu yaşatmaktır” diyen Bakır, son olarak Seyit Rıza ve arkadaşları için yazmış olduğu şiiri okudu.
Devamında söz alan MÇD başkanı Ali Ekber Barmağıç: “Yaklaşık iki buçuk ay covit nedeniyle sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Pek çok insan işinden oldu. İş yerini kapatmak zorunda kaldı. Bu süreçte devletin yapmış olduğu tek “destek” borç vermek oldu! Dersim özgülünde örnek vermek istiyorum. Dersim de o süreçte faaliyeti yasaklanan, askıya alınan maden şirketi oldu mu? Sorusuna vereceğimiz yanıt faliyetimizin anahtarını oluşturuyor. Değil Dersim’de hiç bir yerde tek bir tane şirketin faliyeti askıya alınmadı, iptal edilmedi. Buradan baktığımız da bütün yasakların, bizim gibi derneklerin ve kurumların faaliyetlerini engellemeye dönük olduğunu görüyoruz. Getirilen Torba Yasa da buna en büyük örnektir” diyerek kesintisiz mücadeleden başka alternatif bulunmadığının altını çizdi.
Mercan Yarımkaya Köy Derneği Başkanı Seyfi Çaresiz söz alarak: “1938’de Dersimli olup da bir akrabasını kaybetmeyen yoktur. 1938’de ben iki tane dedemi kaybettim… Konu Dersim olunca her birimizin söyleyeceği bir söz ve yüreğini kanatan bir öyküsü vardır” dedi.
Devamında günümüzde ki zulme değinen Çaresiz, “Pandemi onlar için bir bahane oldu. Önce Munzur’a girişleri yasakladılar, sonra da orada ki rant projelerini hayata geçirmek için harekete geçtiler. Yeni maden kanunuyla birlikte de Dersim de bir çok alan maden sahası ilan edildi” diyerek kurumların ve derneklerin bu süreçte sesiz ve atıl kaldığını da ekledi.
İkitelli Dersimliler Derneği Başkanı Metin Yıldız da söz alarak, “Zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte birlik ve beraberliği çok iyi örgütlemeliyiz. Covit bizlere çok sorumluluk yüklüyor. Kayıplarımız oluyor. Kurumlarımız taşın altına elini koymalı artık” diyerek derneklerinin kongre sürecinde olduğunu bu süreçten hep birlikte daha güçlü çıkacaklarını vurguladı.
Devamında MÇD başkanı, gelecek süreçte kongreleri olduğunu ve bu sürece üyeleri ile beraber hazırlanacaklarını bildirdi. Anma alınan konuşmaların ardından sona erdi.