MÜNİH- Münih’te görülmekte olan TKP/ML davasında dün bir skandal yaşandı.
Münih OLG Mahkemesi başyargıcı Dr. Dauster’in yardımcısı olan Hakim Lemke boş zamanlarında yaptığını söylediği internet takibiyle, yürüyen dava hakkında topladığı “delil“ leri mahkemeye sundu.
Delil diye gösterilen ATİK web sitesi www.atik-online.net sayfasında yer alan Nisan ve Mayıs 2018 tarihli Müslüm Elma’nın açıklamasının yayınlanmasını ve mahkeme önlerinde yapılan miting çağrılarını ATİK’in TKP/ML’ ye bağlı çalışan bir örgüt olarak delillendirmeye çalıştı. Mücadele, YDG ve Yeni Kadın dergi ve web sayfalarındaki açıklamaları TKP/ML yan örgütü olarak sunmaya çalıştı. Bu, araştırma ve soruşturmanın genişleyen biçimde devam ettiğine ve önümüzdeki süreçte demokratik kurum ve devrimci yapıların kriminalize edilmesine ve davalar açılmasına yönelineceğine dair bir işaretti.
Delil toplama ve araştırma yapmada görevli olan savcı ya da BKA polisi yerine bunu bir yargıçın yapıyor olması mahkemenin dikkat çekici bir başka tarafıydı.
Alman adalet sisteminde sözde objektif ve tarafsız olması gereken bir hakimin tarafsızlığını ve önüne gelen delilleri değerlendirmesi gerekirken, kendisinin “delil“ toplaması ve bunu yargılamasını yaptığı bir davada sunması ne kadar “tarafsız“ olduğunu gözler önüne serdi. Hakim bu tavrıyla kendine, savcı ve polis görevi edinmişti. TKP/ML davası savunma avukatları hakim eliyle “delil“ toplanmasına itiraz ederek, hakimin böyle bir göreve neden talip olduğunu anlayamadıklarını ve yapılanı etik bir davranış görmediklerini basın özgürlüğü olan bir ülkede yayın yapan bir internet sitesinden haber kopyalamak ve takip etmek, hakimin görevi değil diye itirazlarını belirttiler.
Dün TKP/ML davasında, devrimci komünist tutsaklardan Dr.Sinan Aydın ve Seyit Ali Uğur mahkemede özgeçmişlerini sunan birer açıklama yaptılar. Devrimci mücadelenin her koşulda meşru bir hak ve görev olduğunu, bu suçsa, haksızlığa, sömürüye, baskıya, işkenceye karşı her koşulda ve mekanda mücadele etmeye devam ederek bu suçu komünistler olarak işlemeye devam edeceklerini belirttiler. Konuşmalarında, emperyalist sistemin barbarlığına ve faşist Türk devletinin katliamcı tarihine dikkat çektiler.
Türk devletinin sahte delillerini dosyada “hazine“ bulmuş gibi değerlendiren, TC faşist rejimini “demokratik“ bir sistem gibi gören Alman savcılık makamı sınıf karakterine uygun olarak bizleri suçlamaya çalışmaktadır. “Zulmün ve baskının olduğu yerde isyan etmek meşrudur, baskı ve zulme sessiz kalmak alçaklıktır!“ dediler.
TKP/ML davasının duruşması 18 Haziran 2018 Pazartesi günü devam edecek.