HABER MERKEZİ- Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 46. doğumunun 70. yılına dair birçok parti ve örgüt tarafından ortak deklarasyon yayınlandı. “Proleter Dünya Devrimi Mücadelesinin Türkiye’deki Komünist Önderi İbrahim Kaypakkaya Yoldaşın Doğumunun Yetmişinci Yılına Şan Olsun!” başlığıyla yayımlanan deklarasyon şu şekilde;
“18 Mayıs 1973’te Faşist Türk devletince işkencede katledilen İbrahim Kaypakkaya yoldaşı, katledilişinin 46. yılında, faşizme karşı sınıf kinimizle bir kez daha anıyor ve Kaypakkaya’yı devrim, sosyalizm ve yüce komünizm mücadelemizde yaşatacağımızı ilan ediyoruz.
TKP/ML’nin (Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist) kurucusu Kaypakkaya yoldaş, 24 Nisan 1972’de MLM’nin yol göstericiliğinde Türkiye’de Maoist güzergahta, Komünist Partisini kurarak tarihi bir adım attı. Kaypakkaya yoldaşın kurucusu, kuramcısı ve önderi olduğu TKP/ML, 47 yıldan bu yana faşist Türk devletine karşı Demokratik Halk Devrimi, Sosyalizm ve Komünizm yolunda sürdürdüğü devrimci mücadeleyi bugün de proleter dünya devriminin bir bileşeni olarak kararlılıkla sürdürmektedir.
Genç ve kararlı bir devrimci komünist olarak, çeşitli milliyetlerden Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerine kurtuluş yolunu gösteren Kaypakkaya yoldaş, pasifizme, reformizme ve her türden revizyonizme karşı mücadele içerisinde oluşturduğu komünist kızıl güzergahla, MLM biliminin takipçisi ve enternasyonal proletaryanın sınıf bilinçli bir önderi olarak dünyada sürdürülen komünizm mücadelesinde ebediyen yaşayacaktır.
Kaypakkaya yoldaş, Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin en iyi öğrencilerinden birisidir. Kurduğu TKP/ML’yi, BPKD’nin bir ürünü olarak değerlendirmiştir. Dünyayı sarsan, emperyalizme ve egemen güçlere büyük korku yayan bu hareketi, bir kez daha selamlıyoruz. Kaypakkaya yoldaşın, doğumunun yetmişinci ve katledilişinin kırk altıncı yılı vesilesiyle özellikle revizyonizme karşı mücadeleyi öne çıkarmak; Marksizm–Leninizm–Maoizm ile kurduğu diyalektik bağdan öğrenmek; reformizm, oportünizm ve revizyonizmin çeşitli düzeylerde ideolojik zemininin devrim cephesi üzerinde etkisinin sürdüğü günümüz koşullarında oldukça anlamlı ve önemlidir. Tek ülkede devrim, proletarya diktatörlüğü, KP’lerin öncü ve önder rolü gibi Marksizm ile revizyonizm arasındaki temel ayrım noktalarının, “yeni Marksist düşünce” adı altında üzeri örtülmeye, iğdiş edilmeye çalışılmaktadır. Emperyalizme ve gerici egemen sınıflara karşı birlikte hareketi örgütlemek adı altında, işçi ve emekçilerin iktidar hedefli mücadeleden uzaklaştırılarak dinsel, mezhepsel, etnik, kimliksel sorularla uğraştırılarak sistem içerisine hapsedildiği bir süreç yaşanmaktadır. Ancak emperyalizmin temellerinden sarsılmasıyla, gerçek çözümü mümkün olan lokal sorunlara hapsedilen işçi ve emekçiler, küçük burjuva liberal aydın ve reformistlerin gündemlerinin peşinden sürüklenmelerinin sağlandığı, de facto durumda emperyalistlerden çözüm ve umut bekleyen ve onlara misyonlar biçilen, beklentilere sokulmaktadır. Bu açıdan, MLM bir ideolojik ve pratik duruşun anahtarlarından olan Kaypakkaya yoldaşı kavramak, anlamak ve ondan öğrenmek yalnızca Türkiye ve Türkiye Kürdistanlı Komünistler açısından değil, aynı zamanda bütün MLM’ler açısından önemlidir. Çünkü, o, enternasyonal proletaryanın ve MLM ideolojinin taşıyıcı kolonlarından biri olarak sınıf mücadelesi tarihinde özel bir yere sahip MLM önderlerden birisidir.
Dünya ölçeğinde Marksist-Leninist fikirlerin etkin olduğu, sosyalizm ve devrim mücadelelerin geliştiği 1960’lı ve 70’li yıllarda, Türkiye’de de sınıf mücadelesi ciddi bir gelişme kaydetmiştir. Özellikle 68 hareketinin tüm dünyayı çepeçevre sardığı koşullarda Türkiye’de de anti-faşist, anti-emperyalist bir devrim dalgası öğrenci gençlik içinde boy vermiştir. Bu hareket, Marksizm-Leninizm’den etkilenmiş, devrim fikri ve iddiasıyla dünyada gelişen devrimci dalgaya ayak uydurmuştur. Bu dönem, aynı zamanda sosyalist kampın revizyonizm ve Marksist-Leninist temelde ayrıştığı bir süreçtir. Bir yandan Vietnam direnişi, 68 gençlik hareketi ve bir dizi ulusal-sosyal kurtuluş mücadeleleri yükselen bir hızda emperyalizme ve gerici egemen sistemlere yönelirken, diğer yandan Mao Zedung önderliğinde, Sovyet revizyonizmine ve Sosyalist Çin’de boy veren kapitalist yolcu revizyonistlere karşı Komünistlerin kesin bir mücadelesi söz konusudur. Özellikle Çin’de kapitalist yolculara karşı başlatılan BPKD, bu büyük devrimci dalganın oluşmasına, gelişmesine büyük bir cesaret, güç ve heyecan katmıştır.
Kaypakkaya, sosyalizmde sınıf mücadelesi, sosyal emperyalizme karşı tavır, Halk savaşında ısrar, sınıf mücadelesiyle ilişkilenmede Başkan Mao’ya sıkı bir şekilde bağlılıkta, enternasyonal proletaryanın kampında net bir duruş sergilemiştir. Bu bağlamda; Hindistan’da Naxalist hareketin cüretli çıkışını referans almıştır. Dünya ölçeğindeki fokocu, maceracı çizgiyle arasına oldukça belirgin ayrımlar koymuştur. Halk yığınlarının yaratıcı gücüne dayanan Komünist anlayışını sistematize ederek anti-Marksist anlayışlardan kopuşu gerçekleştirmiş ve çizgisini enternasyonalist ruh ve bilinçle şekillendirmiştir.
Kaypakkaya, ulusal ve uluslararası alanda yaşanan sınıf mücadelesinin zengin ve gelişkin deneyimleriyle beslenmiştir. Ancak sadece bu değildir. O aynı zamanda BPKD’nin yarattığı cüretkarlık, korkusuzluk ve tüm tabuları yıkacak teorik ve düşünsel zenginliği kendisinde ve kurucu ve de kuramcısı olduğu TKP/ML’de somutlamıştır. Bu durum onun revizyonist akımlarla güçlü teorik tartışmalara girmesini, politik iktidar meselesinde berrak sonuçlar çıkarmasını, Türkiye toplumunun sorunlarını doğru analiz etmesini, temel siyasal-toplumsal tarihsel meselelerde kesin tutum almasını, devrimin yolu ve çizgisini açık ve net belirlemesini getirmiştir. Kaypakkaya yoldaş, özellikle Türk egemen sınıflarının siyasal rejiminin tarihsel ve güncel niteliğini o zamana kadar hiç yapılmamış bir berraklıkla ortaya koymuştur. Anti-emperyalist ve ilerici bir misyon yüklenen devletin kuramsal ideolojisi Kemalizmi faşizm olarak tanımlayarak revizyonizmin sınıf işbirlikçi teorik-politik tutumunu paramparça etmiştir. Kürt Ulusal meselesinde Leninist tezleri açık, kesin ve net bir çizgiyle ortaya koyarak, tüm ilerici, devrimci ve kendine ML diyen ama özünde sosyal-şovenist olan yaklaşımlarla arasına kalın çizgiler çekmiştir. Devrimin niteliğini demokratik halk devrimi olarak belirlemiş ve Halk savaşı çizgisini teorik temelleriyle ve pratik duruşuyla ülkeye uyarlamaya çalışmıştır. O proletaryanın ve ezilen halk kitlelerinin revizyonizm, oportünizm, reformizm ve parlamentarizm tarafından onlarca yıl boyunca uyutulmasına, kuşatılmasına karşı, Komünist bayrağı dalgalandırmıştır. Revizyonizmin, yanlış olan ama doğruymuş gibi göstermeye çalıştığı tarihsel, toplumsal sorunları tam ve kesin bir MLM bakış açısıyla çözüme kavuşturmuştur.
Kaypakkaya yoldaş içinde bulunduğu koşullarda ortaya çıkan devrimci küçük burjuva, fokocu hareketlere karşı da ideolojik mücadele yürütmüştür. Özellikle de yeni revizyonist görüşlere, pasifist reformizme ve tasfiyeciliğe karşı yürüttüğü mücadele ile Komünist çizgisini yetkinleştirmiş ve geliştirmiştir. Kaypakkaya’nın gelişiminde ve ilerlemesinde bu ideolojik mücadeleyi kesintisiz sürdürmesinin çok büyük katkısı vardır.
Kaypakkaya yoldaş bu ideolojik berraklığı, politik cüreti ve teorik derinliği oldukça genç yaşında yakalamıştır. Yöntemi Marksist-Leninist-Maoisttir. Cüreti ve ideolojik netliği BPKD’nin yarattığı bir sonuçtur. Derinliği ve kavrayışı sınıf mücadelesi ile ilişkilenme düzeyiyle doğrudan orantılıdır. O, işçi sınıfının grev ve direnişlerinin, köylülerin toprak işgalinin, öğrenci gençliğin mücadelesinin sürekli ve kesintisiz bir parçasıdır. Bu devrimci komünist kuşanmışlık egemen güçlerin dikkatlerini Kaypakkaya yoldaş da yoğunlaştırmalarına ve istihbarat raporlarında “uluslararası ihtilalci komünizmin Türkiye’deki temsilcisi” olarak kaydedilmesine neden olmuştur.
Bu devrimci komünist kuşanmışlıktan duyulan korku nedeniyledir ki, Türk egemen sınıfları onu ele geçirdiklerinde katletmekten başka bir çözüm bulamamışlardır. Ancak, Kaypakkaya, miras bıraktığı Partisi TKP/ML ve ona rehber olan programatik görüşleri ile komünist bir önder olarak varlığını hala sürdürmektedir. Marksizm-Leninizm-Maoizm’in Türkiye topraklarında önder temsilcisi olmaya devam etmektedir.
Ölümünün 46. Yılında, bıraktığı güçlü miras, teorik zenginlik, politik cüret dünya ölçeğinde gelişen büyük karşı-devrimci dalgalara karşı çizgisinden taviz vermeyen bir geleneğin devam etmesini sağlamıştır. 47 yıldır kesintisiz süren Komünizme bağlı bir parti ve mücadele bırakmıştır.
Kaypakkaya yoldaş, dünyanın dört bir yanında emperyalizme, kapitalizme, feodalizme ve her türden gericiliğe karşı ezilen dünya halkları ve Marksist-Leninist-Maoistler tarafından sürdürülen isyan, başkaldırı, direniş ve devrim mücadelelerinde yaşıyor, yaşamaya devam edecek !
Doğumunun 70. ve ölümünün 46. yıl dönümünde Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’yı komünizme bağlılık, devrime bağlılık, proletaryanın ideolojisine bağlılıkla anıyoruz ve anmaya devam edeceğiz.
İbrahim Kaypakkaya Yoldaş Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Başkan Mao’nun İyi Bir Öğrencisi ve Devamcısıdır.
Doğumunun Yetmişinci Yılında Şan Olsun İbrahim Kaypakkaya’ya!
Kahrolsun Emperyalizm ve Her Türden Gericilik!
Yaşasın Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Başkan Mao’nun Işıklı Yolu!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Yaşasın Marksizm – Leninizm – Maoizm
Kızıl Bayrak Kolektifi, Finlandiya
Maoist Komünist Parti Fransa
Tjen Folket – Komünist Lig, Norveç
Maoist Komünist Parti Italya
(Maoist) Komünist Parti kuruluşu için komiteler, Avusturya
Kızıl Bayrak Komitesi, Almanya
Şili Komünist Partisi Kızıl Fraksiyonu
Peru Halk Hareketi (Yeniden Örgütleme Komitesi)
Brezilya Komünist Partisi (Kızıl Fraksiyon)
Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist
Yunanistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist)*
*Yunanistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist) İbrahim Kaypakkaya’nın doğumunun 70. yıldönümü ile ilgili açıklama içerisinde Türkiye’deki Marksist-Leninist harekete onun büyük katkısını tanıyarak, Türkiye halkının ve işçi sınıfının faşizme ve emperyalizme karşı mücadelelerine katkısının da farkında olarak, TKP/ML ile birlikte bu ortak duyuruyu imzalar. Ancak Maoizm tanımını onaylamayarak. Çünkü Başkan Mao’nun katkıları Marksizm-Leninizm’in çerçevesi ve analizleri dışında değildi, ancak Çin toplumunun koşullarının belirli durumunun somut bir analizi olduğunu düşünmektedir.