HABER MERKEZİ- Birleşik Metal-İş üyeleri, MESS görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanmasına karşı eylemlerini sürdürüyor. İşçiler fabrikada eylem yaparak basın açıklaması gerçekleştirdi.
MESS ile DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası arasında yapılan ve 41 fabrikadan binlerce işçiyi kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri 4 Aralık’ta yapılan toplantıda uyuşmazlıkla sonuçlanmıştı.
Birleşik Metal-İş üyeleri, MESS’in bu süreçteki yaklaşımını protesto etmek için tüm işyerlerinde servislerden inerek fabrikalarda yürüyüş ve yarım saat “durma” eylemi yaptı.
Yapılan eylemlerde “MESS Ne Diyor? Metal İşçisi Ne İstiyor?” başlıklı bildiri okundu.
Açıklamada, “Rekabetin sağlanması adına, işçilerin haklarını geriye götürecek, esnek çalışmaya olanak sağlayacak teklifler asla kabul edilemez. Bu taleplerin, işverenler için daha fazla kar, işçilerin için ise daha fazla sömürü olduğunu biliyoruz” denildi.
Yapılan toplantılarda MESS’ten işçilerin çalışma ve yaşama koşullarını iyileştirecek tek bir cümle dahi telafuz edilmediği kaydedilen basın metninde, “MESS’in sunum ve teklifleri içerisinde kar var, rekabet var, esneklik var, kazanılmış hakların geriye götürülmesi var, ama işçi yok” ifadeleri kullanıldı.
Yapılan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
“MESS, daha sözleşme görüşmelerinin ilk toplantısında Yürürlük Maddesini gündeme aldı ve sözleşmenin 3 yıl olmasını gerektiğini söyledi. Hatırlatmak isteriz ki, 2015 yazındaki metal fırtınaya yol açan önemli sebeplerden birisi de sözleşmenin o dönemde 3 yıl olmasıydı.
Hepimizin bildiği gibi, toplu sözleşmelerde ücret zamları esas olarak ilk 6 aylık dönemde alınmaktadır. Bu nedenle, sözleşmemizin başlangıcındaki zam belirleme dönemi ne kadar ertelenirse, işçiler o oranda az zam almış olacaklardır.
Görüşmelerde söyledik, bir kez daha belirtmek isteriz ki, 3 yıllık sözleşmeyi konuşmayız, tartışmayız. Gerekçe olarak ne söylenirse söylensin, biz, 3 yıllık sözleşme ile işçilere daha az ücret verilmesinin hedeflendiğini biliyoruz. Bunun dışındaki tüm diğer gerekçelerin hiçbir inandırıcı yanı yoktur. Gerçek niyetin daha düşük ücret zammı vermek olduğunu biliyoruz.
MESS ikinci toplantıda, ihbar ve kıdem tazminatı maddelerinde karşı teklif verdi. MESS, yasal sürelerden daha fazla kıdem ve ihbar tazminatı verilen işyerlerinde, 1 Eylül 2019 tarihinden itibaren işe giren işçilere bu haklar verilmesin, eski işçi ile yeni işçi arasında farklı uygulama yapılsın ve kanunda yer alan süreler uygulansın diyor.
MESS’in 4. toplantıda yaptığı öneriler ise ikramiye ödemesini düşürmek ve esneklik. MESS’in gündeme getirdiği önemli konulardan birisi de ikramiyeler. MESS diyor ki, ikramiyeler fiili çalışmaya bağlı olarak ve yılsonunda ödensin. Ödenmeyen ikramiyeler fonda toplanarak devamsızlık yapmayan işçilere verilsin. Buna gerekçe olarak da, işçiler fazla rapor alıyor diyor.
İkramiye ücretin bir parçası olup, aylık ödenmesi gerekir. İşçiler zaten düşük gelirle zor koşullarda yaşamaktadırlar. Bir de ikramiyelerin aylık ödenmesinden vazgeçilmesi, aylık gelirlerimizin dörtte birinin azalması demektir.
İkramiyeler fiili çalışmaya bağlı ödensin demek, 20 günün altında raporlu olunan dönemde ve mazeret izinlerinde ikramiyelerin ödenmemesi demektir. Bunun anlamı, işçiler daha az ücret alsın demektir. İşçilerin, ikramiyem kesilmesin diye hasta olsa bile çalışması, rapor almaması demektir.
Ayrıca, Türkiye’de rapor alımlarının fazla olduğu belirtilmektedir. Gerek OECD gerekse de Dünya Sağlık Örgütü verilerine bakıldığında rapor alımlarının diğer ülkelere göre hiç de fazla olmadığı görülmektedir.
MESS’in kazanılmış haklarımızı geriye götürmeyi hedefleyen maddelerinden birisi de fazla mesai ödemeleri. MESS, hafta tatilinde yapılan fazla mesai ödemelerinde yüzde 100’den daha yüksek oranda ödeme yapan işyerlerinde 1 Eylül 2019’dan sonra işe girenlere yüzde 100 ödensin diyor.
MESS diyor ki; yılda 4 ay denkleştirme yapılsın, telafi çalışması yapılsın. Denkleştirme ile işveren işe geliş gidiş saatlerini 4 ay kendine göre belirlesin, işçiler günde 11 saate kadar çalışsın ve böylece fazla mesai ücreti ortadan kalksın. Telafi ile de, çalışılamayan herhangi bir durumda fazla çalışma yapılsın ama fazla mesai ücreti ödenmesin diyor.
İşçiler aldıkları ücretle geçinemedikleri için fazla mesai yapmak zorunda kalıyor. Bu teklif, işçilerin hem özel yaşamları ortadan kalksın, hem de daha düşük gelirle çalışsın demektir.
MESS’in başka bir talebi de deneme süresinin 2 aydan 4 aya çıkarılması. Böylece, 4 aylık dönemde işçi güvencesiz biçimde çalışacak ve daha fazla sömürülecek.”