HABER MERKEZİ- Türkiye’nin en büyük 105.şirketi olan Merinos Halı’da 1000’e yakın işçi işten atıldı. 5 binden fazla işçinin çalıştığı Merinos Halı’da işten atmaların devam edebileceği belirtiliyor.
Evrensel’den Mesut Baylav’ın haberine göre, pandemi döneminde aralıksız çalıştırılan işçiler, “durgunluk” bahanesiyle bir bir işten atılmaya başlandı. İşten atılan işçiler, işsizlik maaşı için İŞKUR’a gittiklerinde görevlilerin içeri girer girmez “Sen de mi Merinos’tan geldin?” dediği ifade edildi.
İşten Atmaların Devam Etmesi Bekleniyor
Antep’te bulunan Merinos fabrikası son dönemde işten çıkarmaların en yoğun yaşandığı fabrikaların başında geliyor. Son iki ayda belli aralıklarla işten çıkarmaların olduğunu ancak her çıkarmada da en az 100 işçinin çıkarıldığını belirten Merinos’tan son dönemde işten çıkarılan bir işçi durumu şöyle açıklıyor:
“En az 10 bölüm var. Ben işten çıkarıldığımda bizim bölümden beş-altı işçi çıkarıldı. Bunu diğer bölümlerde ve üç vardiya halinde düşünürsek en az 150 işçi yapıyor. Yani bütün bölüm ve vardiyalarda işten çıkarmalar benzer sayılarda oluyordu. Ben çıkarılmadan önce de bu durum oldu yine çokça. Yani belli aralıklarla işçi çıkardılar bu şekilde son aylarda. Ve bu durumun ben çıkarıldıktan sonraki dönemde de devam ettiğini duyuyorum içeride çalışan arkadaşlarımdan. Süreceği de söyleniyor.”
İş Yükünün İşçiye Yansıması: Duran Arabalara Çarpmak
Sektörün ‘dev’ firması Merinos’ta 2021’in çalışan sayısı düşünüldüğünde işçi sayısı yaklaşık yüzde 20 azalmış oldu. Merinos’ta çalışan ya da halihazırda çalışmaya devam eden işçiler, iş yoğunluğunun da diğer fabrikalardan çok fazla olduğunu belirtiyor. Bir Merinos işçisi, iş yoğunluğunun geldiği noktayı şöyle ifade ediyor: “İş yükü çok ağır. En az iki işçinin yapması gereken işi bir işçi yapıyor. Bir makineye bir halfe bakıyor. Başka fabrikalarda bir makineye bir halfe bir telci bakıyor. Tekli sistem çalıştırıyorlar yani. Bu da aslında iki işçiye para vermeyip bir işçiyi daha fazla çalıştırmak anlamına geliyor. Ben mesela iş yoğunluğunun ve yükünün etkisiyle çok defa dışarıda yürürken gidip duran arabalara çarptığımı biliyorum. Ya da oturduğum yerde çay bardağının bir anda elimden kayıp gittiğini çok yaşadım. Öyle ki 40 yaşından sonra Merinos’ta çalışmak çok zorlaşıyor. O tempoyu o yoğunluğu kaldırmak mümkün olmuyor. Ama Merinos işçilerin ücretini biraz daha yüksek tutunca ‘Helal olsun, işçisine bakan fabrika’ olmuş oluyor. Halbuki iki işçinin işini bir işçiye yaptırmış oluyor. Yani fabrika karını arttırmış oluyor.”
Herkesten Önce Zam Verdiğini Açıklayan Firma Aynı Dönem Yüzlerce İşçiyi Çıkardı
İşten çıkarılan işçilerden biri pandemide neredeyse hiç durmadan çok yoğun bir şekilde çalıştıklarını belirterek, “Pandemide hafta içi, pazar fark edemeden ful çalıştırıldık. 5-6 ay boyunca böyle çalıştık. Yedili sistem vardı. Sana haftada bir gün izin veriyor ve o gün hep değişiyordu. Yani pazar tatilimiz araya gitmiş oluyordu. Şu an dokumada normal çalışmaya dönmüştük. Yani pazar günü tatil olarak çalışıyorduk. Ama iplik bölümünde yedili sistem devam ediyor” dedi.
Ücretlere Zam Geldi Ama…
Merinos, haziran ayında henüz asgari ücrete zam yapılmamışken ücretlere temmuz ayından itibaren geçerli olmak üzere yüzde 30 zam yaptığını açıklamıştı. Aynı dönem bir yandan da fabrikada işten çıkarmalar yaşanıyordu. O dönem işten çıkarılan işçilerden biri bu tabloyu şöyle yorumluyor: “Asgari ücret zammı daha açıklanmadan Merinos biz yüzde 30 veriyoruz diye açıklamıştı. Dışarıdan bakınca övülecek hareket ama diğer yandan yüzlerce işçiyi çıkarmaya devam ediyorlardı. Ben de çıkarılmıştım o dönem. Yani biraz işten çıkarmalar çok gün yüzüne çıkmasın diye yapılan bir hareket diye düşünüyorum. Çünkü dışarıdan duyanlar ‘Vay helal olsun’ diyorlardı. Dışarıdan bakınca işçisine çok iyi bakan bir firma olarak gösteriliyor. Ancak işte bir durgunluk yaşanınca hemen işçiler kapı önüne koyuluyor.”
Birtek-Sen: Patrona Minnet Ederek Gelecek Kurulmaz
BİRTEK-SEN Genel Başkanı ve Eski Merinos İşçisi Mehmet Türkmen, “Nasıl ki Ünaldı’da Erdemoğlu iken, Erdemoğlu işçilerinin mücadelesi bütün işçilerin mücadelesini etkilediyse Başpınar’da bu kötü gidişata dur demek için Merinos işçisine büyük sorumluluk düşüyor” dedi.
Merinos’un (Eski adıyla Erdemoğlu) diğer dokuma fabrikalarına göre ortalama 500-1000 lira daha fazla ücret veren bir yer olduğunu kaydeden Türkmen, “Aynı zamanda Antep’te bu sektör içinde en az işçiyle en çok üretim yapan yer. Yani iş yükünün en ağır olduğu fabrika. Yani fazla verdiği ücretin bedelini, işçi 40-45 yaşına geldiğinde çalışamayacak, bundan sonra aynı işi yapamayacak kadar sağlığını kaybettiği bir hale getiriyor. Bu yüzden bu fazla verilen ücretin anlamı aslında bu” dedi.
2003 yılında Merinos’ta bir halı makinesinde 3 kişinin çalıştığını kaydeden Türkmen, “Her makinede bir kalfa, bir telci bir de arka cağcı olurdu. Sonra bunu 2’ye düşürdüler ve şimdi bire düşürdüler. Başka bir fabrikada 2 kişinin yaptığı işi Merinos’ta bir kişi yapıyor. Ben 2003’te orada çalışıyordum. Bir kalfanın aldığı ücret asgari ücretin tam 4 katıydı. Şu anda en yüksek ücret alan, asgari ücretin en fazla 1,5 katı kadar alabiliyor” dedi.
Ücretlerin 2005’e kadar daha yüksek olmasının sebebinin 1996’da yaşanan Ünaldı direnişi olduğunu söyleyen Türkmen, “Aslında dokuma işçileri ücretlerin görece yüksek olmasını buna borçluydu. Ücretler eridi, ücretler ağırlaştı. Fabrika Ünaldı’dayken zam döneminde işçiler ayaklanırdı. Erdemoğlu fabrikayı Ünaldı dışına taşıyan ilk fabrikadır. Direnerek alınan hakları grev olmadan verirdi. Buna zorlayan Ünaldı’daki işçilerin mücadelesiydi. İşçilerin bunu hatırlaması gerek” ifadelerini kullandı. Düne kadar Merinos işçisinin sahip olduğu ne kadar olumlu hak varsa mücadele eden işçilerin sayesinde olduğunu kaydeden Türkmen, “Bu mücadele gerilediği için şimdi Merinos işçisi 40 yaşına geldiğinde çalışamaz hale geliyor. Posası çıkıyor resmen. İşler biraz kötüye gidince, işler biraz durgunlaşınca binden fazla işçiyi işten atıyor” ifadelerini kullandı.
Türkmen, Merinos işçilerine şöyle seslendi: “İşten atılan bin işçinin arasında 10 yıl-15 yıl Merinos’ta çalışan işçiler var. İşçiye verdiği değer bu. Nasıl ki Ünaldı’da Erdemoğlu iken, Erdemoğlu işçilerinin mücadelesi bütün işçilerin mücadelesini etkilediyse Başpınar’da bu kötü gidişata dur demek için Merinos işçisine büyük sorumluluk düşüyor. Bunun tek yolu var. Merinos işçisi birleşmek ve örgütlenmek zorunda. Hak ettiğimiz ücret bu değil. BİRTEK-SEN olarak Merinos’un bütün Başpınar’ın kaderini değiştirmek için önemli bir yer olduğunu düşünüyoruz. Patronlara minnet ederek, geleceğimizin olmadığını görmemiz gerekiyor.”