HABER MERKEZİ- Oyuncu Mehmet Ali Alabora hakkında Gezi Parkı eylemlerinden dolayı ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engellemeye teşebbüs etme’ iddiasıyla tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği’nin verdiği kararda, Gezi eylemlerinin iç organizasyonun halen aynı soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Osman Kavala tarafından yapıldığı, yurtdışı bağlantısının ise Soros bağlantılı kuruluşlar olduğu iddia edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan tutuklamaya yönelik yakalama talebi için Alabora’nın Gürcistan ve Arap dünyasındaki ayaklanmalarda rol oynayan OTPOR lideri Sırp Ivan Maroviç ile İstanbul ve Mısır’da Gezi eylemleri öncesi yaptığı görüşmeler delil olarak dosyaya koyuldu.
Savcılığın gönderdiği yazıda, Mehmet Ali Alabora, eşi Ayşe Pınar Alabora, Defne Anter, yazar Handan Meltem Arıkan ve reklamcı Metin Osasogie Edomvvonyi’nin 18-21 Haziran 2012’de İstanbul’da, 7-15 Temmuz 2012’de ise Mısır’da Ivan Maraviç ile görüştüklerine dikkat çekildi. Maroviç’in Mısır’da bulunduğu sırada Kavala’nın da yurtdışında olduğuna vurgu yapıldı.
Mehmet Ali Alabora ve Osman Kavala’nın Türkiye’ye dönmelerinin ardından 30 Temmuz 2012’de Mi Minör adlı tiyatro oyununun provalarına başladıklarını belirten kararda, “Bu oyunda özetle ‘Temsili Ülkenin Başkanına Karşı Ayaklanmanın’ teşvik edildiği söz konusu şahısların ülkemize gelmesinin hemen ardından oyunun provalarına başlanmıştır” denildi. Gezi Parkı ayaklanmasının 2011’den beri planlandığına da dikkat çekilerek buna delil olarak ise Alabora’mn 2011’de çektiği videolarda “Ayaklan İstanbul” ibarelerinin bulunması gösterildi.
Mahkemenin verdiği “tutuklamaya yönelik yakalama” kararında ise şu ifadeler yer aldı:
“Elde edilen bulgu ve tüm dosya Gezi eylemleri olarak bilinen olayların Osman Kavala önderliğinde Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş tarafından gerçekleştirilen organizasyon neticesinde planlı ve sistemli olarak gerçekleştirildiği açıktır. Nihai amaç ülkedeki şiddet eylemlerini marjinal gruplara ve terör örgütlerine kanalize ederek ülke geneline yayıp kaos ve kargaşa yaratarak mevcut hükümeti işlevsiz hale getirmek olduğu anlaşılmıştır…”