HABER MERKEZİ- Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Ataşehir Şubesi, Maraş, hapishaneler ve Roboski katliamları ile ilgili bir anma ve panel etkinliği düzenledi. 1 Mayıs Mahallesi’nde bulunan cemevinde gerçekleşen etkinliğe HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Kaşanlı Köyleri Kültür ve Dayanışma Derneği adına Hüseyin Ülger ve PSAKD Ataşehir Şube adına İsmail Arslan katılırken yapılan konuşmalarda katliamların bir devlet geleneği olduğu vurgulanarak mücadele çağrısı yapıldı.
Anma etkinliği PSAKD Ataşehir Şube Yönetim Kurulu üyesi Hasan Gülüm’ün açılış konuşmasıyla başladı. Başta Maraş, hapishaneler ve Roboski’de katledilenler olmak üzere demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesinde yitirilenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından Maraş Katliamı ile ilgili sinevizyon gösterimi yapıldı.
‘DEVRİMCİLER TOPLUMDAN KOPARILMAK İSTENDİ’
Sinevizyonun ardından Hasan Gülüm’ün moderatörlüğünü yaptığı panele geçildi. Panelde ilk olarak Maraş-Afşin Kaşanlı Köyleri Kültür ve Dayanışma Derneği adına Hüseyin Ülger söz aldı. Maraş Katliamı’na giden sürecin ve devletin katliam politikalarının tarihsel arka planını aktaran Ülger, solun, devrimcilerin gelişimini engellemek için Türk-İslam sentezine göre bir toplum yaratılmak istendiğini ve aynı zamanda katliamların devreye koyulduğunu belirtti. Konuşmasında 70’li yıllarda solun önemli bir bölümünün Sünni ve Türklerden oluştuğunu vurgulayan Ülger, provokasyon, katliam ve özel kurulan partiler aracılığıyla özellikle Sünni halkın soldan uzaklaştırıldığını ifade etti. Devrimcileri toplumdan koparma mantığıyla yapılan bu planların, arka plandaki aklın bilinmesi gerektiğini belirten Ülger, gelecekte aynı katliamları yaşamamak için ders çıkarmalıyız diyerek sözlerini sürdürdü.
‘KATLİAMLAR İKTİDAR TARAFINDAN ORGANİZE EDİLİR; BİR YÖNETME BİÇİMİDİR’
Hüseyin Ülger’in ardından konuşan HDP Milletvekili Züleyha Gülüm de Maraş Katliamı ve diğer katliamlara değinerek Roboski’de 34 Kürt köylüsünün katledilmesinin ardından devlet nezdinde yapılan açıklamalarla “Kürdün katli normaldir, öldürebilirsiniz.” mesajı verildiğini vurguladı. Katliamların her zaman iktidarlar tarafından organize edildiğini ifade eden Gülüm, bunun bir devlet yönetme biçimi olduğu üzerinde durdu. Roboski’de 34 Kürdü katleden anlayışın; panzerlerle Kürt çocukların öldürülmesiyle, hapishanelerde katliamlarla, mitinge gitmek isteyenlerin öldürülmesiyle, her yerde Kürtlerin katledilmesiyle sürdüğünü belirten Gülüm, seçimlerin yaklaştığını ancak seçimlerin çözüm olmayacağını vurgulayarak ortak mücadele çağrısı yaptı.
‘KATLİAMLAR ECEVİT, İNÖNÜ KOALİSYONLARINDA OLDU’
Züleyha Gülüm’ün ardından PSAKD Ataşehir adına söz alan İsmail Arslan, 12 Askeri Faşist Darbesi’nin arka planına, 24 Ocak Kararlarına ve devrimcilerin örgütlü mücadelesine değinerek söz konusu politikaları hayata geçirebilmek için izlenen politikaları aktardı. 1978 Maraş, 1993 Sivas Madımak ve 2000 19 Aralık katliamlarının, iktidar koalisyonları içerisinde Alevilerin yoğun olarak destek verdiği Ecevit’in ve Erdal İnönü’nün partilerinin olduğunu ifade eden Arslan, konuşmasında devlet aklının partilere fazla takılmadığını, katliamların bir devlet zihniyeti, kodlaması olduğunu vurguladı.
‘KÖKLERİMİZE SARILMALIYIZ’
Son olarak kısa bir konuşma yapan Hasan Gülüm, katliamların sistemin devamı için yapıldığını ve örgütlenmek, mücadele etmek ve bu sistemi değiştirmek isteyenlere yöneldiğini belirterek bunun bazen Aleviler bazen hapishanelerdeki devrimciler bazen Kürtler olduğunu ifade etti. Katliamlarla, korkuyla, sindirme politikalarıyla tarihi hafızamızdan uzaklaştırılmak isteniyoruz diyen Gülüm, bu nedenle tarihsel sürecimize ve köklerimize sarılmalıyız diyerek ortak mücadele vurgusu yaptı.
Etkinliğin organizasyonundaki katkıları nedeniyle özellikle Maraş, Dersim ve Kürecik derneklerine teşekkür eden Hasan Gülüm’ün konuşmasının ardından Naciye Bayır, katliamda yitirdiği dayısı için yazdığı ağıtı seslendirdi. Maraş Katliamı’nın canlı tanıkları söz alarak o dönem yaşadıklarını aktarırken anma etkinliği Kaşanlılı Aşık İsmail Şeker’in ağıt ve türküleriyle son buldu.