HABER MERKEZİ- Palm yağı elde etmek için tahribatın hızlanarak devam ettiği Malezya’da bulunan yerli Orang Asli topluluğu, yıkıma karşı yaşamı, kâra karşı doğayı savunuyor. Topluluktan Johari, çorak topraklarda yaşamın kalmayacağını belirtirken şöyle diyor: “Bir sonraki nesil ağaç ve tıbbi bitki isimlerini bilemeyecek. Ve bu yalnızca Orang Asli için değil tüm insanlar için büyük bir kayıp.”
Çok uluslu şirketler kâr için yıkımı sürdürürken, kurulan plantasyonlardan elde edilen palm yağıyla kozmetik ve gıda ürünleri üretiliyor, dünyanın dört bir tarafında raflarda yerini alıyor.
Doğayı tehdit eden bu üretim-tüketim ilişkisi için her yıl 60 milyon ton palm yağı kullanılıyor. Bu, son 23 yıldaki palm yağı tüketimininde yüzde 400 artış yaşandığı anlamına geliyor.
Söz konusu üretim için tüketilen ormanların önemli bir bölümü ise Malezya’da bulunuyor.
Yıkım, mahkemeden çıkan aksi yöndeki kararlara rağmen federal hükümetin onayıyla sürüyor.
Bu yüzden biyolojik çeşitlilik zarar görüyor, halihazırda nesli tehdit altında bulunan hayvanların yaşam alanı daralıyor.
Bu durum ülkedeki yerlilerin yaşamını da etkiliyor.
Yerliler, doğayla ilişkileri üzerinden kurdukları yaşam tarzlarının bir gün sona ereceğinden endişe duyuyor, ancak mücadeleyi de elden bırakmıyor.
YERLİLERİN DOĞA İLE İLİŞKİSİ
Al Jazeera’nin haberine göre doğayla kurdukları güçlü ilişkiyi korumaya çalışan yerli topluluklardan biri de Kelantan eyaletindeki Orang Asli topluluğu.
Topluluk, doğaya rahatsızlık vermemek için avlanırken tüftüf kullanıyor, iyi niyet belirtisi olarak hazırladıkları özel taçları giyiyor.
Hatta Sewang adını verdikleri törenle doğayı kutsuyor.
Topluluktan Dendi Johari, bambu seslerinin rehberlik ettiği danslı ve şarkılı tören için “Şanssızlıklardan ve felaketten koruması için doğadan yardım istiyoruz. Ormanı evimiz olarak kabul ediyoruz. Bizim için çok değerli. Parayla satın alamazsınız” diyor.
“TOPRAKLAR ÇORAKSA YAŞAM İÇİN KAYNAK KALMAMIŞTIR”
Johari, Orang Asli’nin hakları için mücadele eden yerli aktivistlerden.
O, her gün Gua Musang’da bulunan ormanın derinliklerindeki köyünden başkente giderek mahkemelere, topluluk buluşmalarına ve tomrukçuluğa karşı yol kapatma eylemlerine katılıyor.
Hükümetin topraklarını korumadığını belirten Dendi, “Topraklar çoraksa yaşam için kaynak kalmamıştır. Geleneklerimiz ölecektir” diyor.
Ülkede yeni kurulan hükümet ise yerlilerin topraklarını koruma sözü veriyor, ancak siyasetçiler ile yerliler arasındaki görüşmeler hala sürüyor.
Johari, ormansızlaştırılmış topraklarda gezinirken son olarak şu sözleri kaydediyor:
“Zaferin bizimle olması için tüm kalbimle dua ediyorum. Ancak bu çok zor, çünkü onların parası ve gücü var. Ormanın günden güne kaybolmasını görmek çok üzücü. Bir sonraki nesil ağaç ve tıbbi bitki isimlerini bilemeyecek. Ve bu yalnızca Orang Asli için değil tüm insanlar için büyük bir kayıp.”
Çeviri Derleme: Tolga Er