HABER MERKEZİ- OHAL döneminde uygulanmaya başlanan ancak daha sonra süreklilik kazanan güvenlik soruşturması zorunluluğu devam ediyor. Kamuya atanmak için gerekli şartları yerine getiren ancak güvenlik soruşturması sonrasında “ret” yanıtı alarak işsiz kalan bir acil tıp teknisyeninin başvurusunu değerlendiren yerel mahkeme, ailesinin geçmişini inceledi.
Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, güvenlik soruşturmasında kendisi hakkında hiçbir olumsuz sicil ve istihbarat kaydına rastlanmayan tıp teknisyeni, kararın kaldırılması için yerel mahkemeye başvurdu. Dosyayı inceleyen mahkeme ise başvurucunun annesi ve babasının yasal faaliyetlerini gerekçe göstererek “ret” yanıtını onayladı.
SENDİKAYA ÜYELİK SAKINCALI BULUNDU
Mahkeme heyeti, başvurucunun babasının KESK’e bağlı Haber-Sen üyesi olmasını gerekçe gösterdi. Tıp teknisyeni hakkında “olumsuz bir sicilin bulunmadığını” ancak babasının sendika üyeliği sırasında bir mitinge katıldığını ifade eden heyet, başvurucunun annesini de “sakıncalı” buldu. Tıp teknisyeninin annesinin hükümet ile AB arasında 2014 yılında imzalanan Katılım Ortaklığı anlaşmasına yönelik dilekçesi, “sakıncalı” olmasına gerekçe olarak gösterildi. Annenin, o yıl TBMM’ye ve AB kurumlarına bir dilekçe yazarak Katılım Ortaklığı anlaşmasına yönelik tavsiyelerde bulunmasında “güvenlik ihlali” tespit eden mahkeme, bu nedenle başvurucunun güvenlik soruşturmasından geçememesinde “hukuksuzluk bulunmadığına” hükmetti.
‘KABUL EDİLEMEZ BİR KARAR’
Yerel mahkemenin kararını değerlendiren avukat Mahsuni Karaman, “Yaşanan tam anlamıyla bir hukuk skandalıdır. Kabul edilmesi mümkün bir karar değil” dedi.
Kanunda “suç ve cezanın şahsiliği” ilkesinin varlığını hatırlatan Karaman, “Bu ilke kapsamında bile değerlendirilemeyecek bir durumla karşı karşıyayız. Ortada aile tarafından işlenmiş bir suç da yok. Tamamı sendikal faaliyet çerçevesinde atılmış yasal adımlardır. İstinaf mahkemesinde kesinlikle bozulacaktır; ancak bu karar, yerel mahkemelerin aldığı hukuksuz kararlarını boyutunu gösteriyor” diye konuştu.