HABER MERKEZİ- Diyarbakır’da 14 yaşındaki Y.D’nin darbedilmesine ilişkin gözaltına alınan 5 polis tutuklandı. Y.D, ifadesinde polislerin kendisini boğmaya çalıştığını ve ölümle tehdit ettiğini söyledi.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve dün adliyeye sevk edilen 5 polisten 3’ü çıkarıldıkları nöbetçi hâkimlikçe “nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “nitelikli kasten yaralama” suçundan tutuklanmış, 2’si serbest bırakılmıştı.
Lice Cumhuriyet Savcılığı, 21 Mart’ta 14 yaşındaki Y.D’yi darbettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 1’i komiser, 5 polis memurundan 2’sinin serbest bırakılmasına itiraz etti.
Savcılığın itirazı üzerine Lice Asliye Ceza Mahkemesi, serbest bırakılan 2 polisin tutuklanmaları yönünde karar verdi.
Diyarbakır Valiliği de olayla ilgili söz konusu 5 polisin görevden uzaklaştırıldığını duyurmuştu.
ÇOCUĞUN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI: “MOBESE GÖRÜNMESİN”
14 yaşındaki Y.D’nin 22 Mart’ta savcılığa verdiği ifade de basına yansıdı. Y.D. ifadesinde şunları söyledi: “Zırhlı polis aracı beni kovaladı. Kaçarak bir binaya girdim. Polisler binanın kapısını kırıp içeri girdiler. Beni sürükleyerek ve vurarak, zırhlı araca bindirdiler. Aralarında ‘Işığı kapat, MOBESE kamerasında görünmesin’ dediler. Uzun namlulu silahın dipçiğiyle vücudumun farklı yerlerine vurdular. İki elimden, ellerim yüzümün önünde olacak şekilde boynumdaki puşiyle bağladılar. Artakalan kısmı boynumun arka tarafından bağlayarak sıkıp beni boğmaya çalıştılar. ‘Kürtlere, Öcalan’a küfredeceksin. İstiklal Marşını, Mehmetçik şiirini söyle. Şiiri sabaha kadar ezberlemezsen sırtına koyduğumuz GPS ile seni bulur ve öldürürüz’ dediler. Bu olaylar 40 dakika sürdü.”
HERKES BENİ TANIR
Y.D’ye işkence eden polislerin ifadesi de ortaya çıktı. Polislerden 4’ü iddiaları kabul etmezken biri ise “Kademeli olarak güç kullandık” dedi. Polislerin çocuğu aldıkları yer noktasındaki çelişkili ifadeleri ise dikkat çekti. Zırhlı araç içerisinde uzun namlulu silah ile mağduru darp edecek herhangi bir hareket kabiliyetinin olmadığını belirten polis amiri A.O., Y.D.’nin, fotoğraf teşhis tutanağında “Kafama, gözüme ve sırtıma tüfeğin dipçiğiyle vuran ve videoya çeken kişi” olarak tespitini, “Beni göstermesi son derece normaldir çünkü ilçenin emniyet amiriyim ve herkes beni tanır” şeklinde savundu. İfadesinde 14 yaşındaki Y.D’ye yönelik güç kullanıldığını kabul eden polis memuru İ.A. ise “İhbar olunan yere geldiğimizde kalabalık grup dağıldı ve içlerinden birisini olay yerinin hemen yanında bir binanın bahçe duvarının kenarında yakaladık. Kendisi bize karşı direndi, biz de kademeli olarak güç kullandık” dedi.
H.Ç. ise, “Mağdur bizzat Nevruz olaylarının gerçekleştiği alanda ateşin yanında toplumsal olaya katıldığı esnada araca aldık. Araca alma sebebimiz ise içlerinden birini alıp işlem yaparsak olaylar da sonlanır diye düşündük” ifadesini verdi.
“KÜRT ASILLIYIM”
Savcılığın tutuklama talebine karşın Lice Sulh Ceza Hâkimliği’nin polis A.O’yu serbest bırakmasının gerekçesinde ise “Kürt asıllı olduğunu beyan etmesi yine mağdurun beyanlarında geçirdiği gibi şüphelinin Kürtlere küfredilmesine zorlamış olmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması” ifadeleri yer aldı.