İstanbul Trans Onur Haftası Komitesi, başta Yeniden Refah Partisi olmak üzere son dönemde yükselen nefret söylemlerine karşı İstanbul Kadıköy’deki Süreyya Operası önünde basın açıklaması yaptı.
“Sizden korkmuyoruz ve suratınıza bakıyoruz; kentlerimize ve trans varoluşlarımıza sahip çıkıyoruz” diyerek bir araya gelen LGBTİ+lar pankart açmak istedi. Polis uyarı yapmadan yaklaşık 10 kişiyi biber gazı kullanarak işkenceyle gözaltına aldı.
Komite daha sonra şu açıklamayı paylaştı:
“Son dönemlerde özellikle siyasi iktidar ve ortakları tarafından körüklenen nefret söylemlerine ve hedef göstermelere cevabımızdır: Şehirleri rantınıza, trans yaşamlarımızı nefretinize bırakmıyoruz! Devlet eliyle körüklenen transfobi ve nefret cinayetlerine karşı yaşamlarımızı; afetlerin ardından çıkarcı rant politikalarına, atadığınız kayyımlara ve zorla yerinden edilmelere karşı kentlerimizi savunuyoruz. Ellerinizi yaşamlarımızdan ve şehirlerimizden çekin!
“Bir yıl önce gerçekleşen ve etkisi hâlâ devam eden deprem felaketinde TC devletinin ihmalleri, para ve iktidar hırsı yüzünden kaybettiğimiz hayatları anıyor, sokaklarda hesabını soracağımızı bildiriyoruz. Türkiye, Kürdistan ve Suriye’yi etkisi altına alan bu depremde devletin bir kez daha transları yalnızlaştırma çabasına şahit olduk. Ortak çadırlara alınmayan, hormon erişimi engellenen, kendilerine güvenli alan yaratılmayan transların yaşadıkları; bizlere depremin yarattığı fiziksel koşulların herkesi eşit şekilde etkilemediğini, aksine var olan eşitsizlikleri daha da derinleştirdiğini tekrar gösterdi.
“Üretilen nefret siyasetinin yarattığı baskı ve ayrımcılıkla yalnızca deprem sırasında değil; yaşamın her alanında mücadele ediyoruz. Tekrar haykırıyoruz: Bizi saf dışı bırakmaya çalıştığınız her alanda sizlere inat var olmaya devam edeceğiz! Öldürdüğünüz arkadaşlarımızın hesabını soracağız. Trans cinayetlerinin artmasının sorumlusu; bizi her fırsatta hedef gösteren, katilleri cezasızlıkla onurlandıran, varoluşumuzu yok sayan bu devlet ve onun 12. Cumhurbaşkanıdır.
“Ecem Seçkin’in, Damla’nın, Hande Kader’in, Biricik Sultan’ın, Zirve’nin, Dilan’ın, Palmiye Deniz’in, Okyanus Efe’nin ölümü politiktir. Geçtiğimiz günlerde yayınladığı seçim videosunda LGBTİ+’ları ahlaksızlıkla yaftalayan Yeniden Refah Partisi’ne ve kimliklerimiz için sapkınlık diyen Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayına sesleniyoruz: Biz translar, kadınlar, mülteciler, orospular ve sokak hayvanları bu kentte ve yaşamın her alanında varız ve size rağmen bir arada yaşamaya devam edeceğiz! Bu sokaklar da, kentler de, meydanlar da bizim! SİZİN Mİ SANDINIZ?
“İstanbul Saraçhane’de “Büyük Aile Buluşması” adıyla gerçekleştirilen yürüyüş ve sonrasında ülkenin farklı şehirlerinde düzenlenen diğer buluşmaların, iktidar ve ortakları tarafından organize edildiğini biliyoruz. Anayasa değişikliğine zemin hazırlamak amacıyla LGBTİ+lar düşmanlaştırılmaya ve aileyi koruma adı altında LGBTİ+lara yönelik nefret meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
“Renkleri bile düşman ilan eden bu nefret düğümüne, biz de rengarenk simlerimizle/makyajlarımızla ‘Merhaba aşkım!’ diyoruz. Bizden kurtulamazsınız!
“Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Nefretinizle var olmadık ki, şiddetinizle yok olalım! Translarla Eşitlik Günü’nde de söylediğimiz gibi: Sizlerden korkmuyoruz, buradayız ve suratlarınıza bakıyoruz! Ya da korkuyoruz ayol ama yine de buradayız!”
(HABER MERKEZİ)