HABER MERKEZİ- Açlık grevinin 64’üncü gününe giren Leyla Güven’in sağlık durumunun kritik aşamada olduğuna dikkat çeken HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, “Kamuoyuna, uluslararası camiaya, hukuk ve insan hakları çevrelerine, tüm sivil toplum kuruluşlarına, vicdan sahibi herkese acilen harekete geçme ve demokratik tepkisini gösterme çağrısı yapıyoruz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevine ilişkin bir açıklama yayınladı. Eyleminin 64’üncü gününde olan Leyla’nın sağlık durumunun hayati risk oluşturacak aşamaya geldiğinin belirtildiği açıklamada, son bir haftadır avukat görüşlerine dahi çıkamadığı kaydedildi.
Açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Açlık grevinin geldiği aşama ve yarattığı sonuçlar itibariyle, Leyla Güven artık su dahil sıvı alamıyor. Güven, avukat görüş yeri, bulunduğu koğuşa yakın olmasına rağmen avukat görüşüne çıkamıyor. Yaklaşık 15 kilo kaybı yaşayan Leyla Güven, ihtiyaçlarını tek başına karşılayamıyor, tek başına yürüyemiyor. Konuşma zorluğu, ses ve görüntüye duyarlılık, bilinç bulanıklığı gibi sorunlar yaşamaya başlayan Leyla Güven’in durumundan cezaevi yönetimi de, iktidar çevreleri de haberdar.”
Açıklamada, 27 Kasım itibariyle çeşitli hapishanelerde başlayan açlık grevlerinin 45’inci gününe girdiği kaydedilerek, açlık grevi eylemleriyle beraber hücre ve disiplin cezaları da hapishanelerdeki durumu ağırlaştırdığına dikkat çekildi.
Açıklamada son olarak şöyle denildi:
“Hukuksuz bir şekilde rehin tutulan Leyla Güven, ağırlaşan sağlık sorunlarına rağmen kararlı bir şekilde eylemini sürdürüyor. İktidar koşulların hassasiyetinden haberdar olmasına rağmen, herhangi bir adım atmış değil. Leyla Güven ve cezaevindeki açlık grevini sürdüren eylemcilerin yaşayacağı her türlü olumsuz sonuçtan AKP hükümeti sorumludur. Leyla Güven’in durumu bir saat bile ertelenmeyecek, savsaklanmayacak, görmezden gelinmeyecek hayati bir aşamaya girmiştir. Kamuoyuna, uluslararası camiaya, hukuk ve insan hakları çevrelerine, tüm sivil toplum kuruluşlarına, vicdan sahibi herkese acilen harekete geçme ve demokratik tepkisini gösterme çağrısı yapıyoruz.”