Aralık 2019’da ortaya çıkan COVİD-19 adı verilen corona virüsün tüm dünyaya hızla yayılması ile birlikte Türkiye’de de hayat durma noktasına gelmiş, birçok iş yeri geçici olarak kapanmış, bazı iş yerlerinde uzaktan çalışma ve kısa çalışma ödeneği uygulamaları başlamıştır. Bazı işyerleri de ücretsiz izin uygulamasına geçmiştir. Ancak çoğunluğun çalıştırıldığı fabrikalarda çalışma hayatı devam etmiştir.
Bu süreçte işten çıkarma “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler” dışında yasaklanmış, ancak ücretsiz izin, sendikal örgütlenme, grev toplu iş sözleşmesi gibi pek çok konuda yasaklar getirilmiştir. Böylece patronun işçiyi tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkarabilmesi mümkün olabilirken işçinin iş akdini ücretsiz izne dayanarak feshetmesi yasaklanmıştır. Ücretsiz izne ayrılan işçi günlük 39 TL ile sadaka niteliğinde bir ödemeye mahkûm edilmiştir. Bu sayede patrona ait işletme riski ücretsiz izin avantajıyla işçiye yüklenebilir duruma gelmiştir. Bu uygulamanın mağduru tabii ki emekçiler olmaktadır.
Pandemi nedeniyle patronun iş yerini çalıştırmaya devam etmesi serbest, ancak işçinin tüm hakları yasaklı! Patron para kazanmaya devam edecek işçi uğradığı haksızlıklara karşı hiçbir şey yapamayacak. Pandemi ile birlik birçok patron bunu fırsat bilerek ücretsiz izin uygulamasına geçmiş, ilerleyen aşamada işten çıkarmalar da başlamıştır. İşten çıkarma yasak olduğundan patronlar “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler” gerekçesine dayanmaktadır. Patron işten çıkarma işlemini 10 gün içerisinde, SGK’ya işten ayrılış bildirgesi ile ve kod numarası işaretleyerek bildirmek zorundadır.
Kod 29; işçinin İş Kanunu’nun 25. Maddesinin birinci fıkrasının II numaralı bendinde belirtilen “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler” gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğini göstermektedir. Patron işten çıkarmanın yasak olduğu bu dönemde bu maddeyi dilediğince kullanmaktadır. İşten çıkarılan işçi SGK’ya Kod 29 ile bildirildiğinden işsizlik ödeneğinden de faydalanamıyor. Dahası Kod 29 ile işten çıkarılan işçi kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik ödeneğine de hak kazanamamaktadır. Bu kod ile işten çıkarılan işçi yeniden iş ararken de bu kodla karşılaşmaktadır. Patronlar işçiye kuşkuyla yaklaşmakta, işçi ahlaksız olmadığını ispatlamaya çalışmaktadır. Bunun kadınlar açısından ayrıca sıkıntılara neden olduğu rahatlıkla tahmin edilebilir; Kod 29 ile “ahlak”ı hakkında yargı oluşturulan kadınların yaşamakta oldukları ağır toplumsal baskılara böylece bir yenisi eklenmektedir.
Pandemi sürecinde kadınların maruz kaldıkları mobbing, taciz ve ayrımcılıkta artış olmuş, Kod 29 uygulaması ile kadınlar zaten altında ezildikleri toplumsal baskının en bilindik olanına, “ahlaksız görülmeye” veya “ahlaksız” ilan edilmeye maruz kalmışlardır. İşten çıkarılmaları yargı kararlarıyla haksız bulunan kadınların bu kararlara rağmen kendilerini yenilmiş hissetmeleri “ahlaksızlıkla” suçlanmanın kadın açısından ne demek olduğunu ortaya sermektedir. 2020 yılında kod 29 nedeniyle işten çıkarılan 176 bin 662 kişiden 34 bin 14’i kadındı…
Pandemi süreci ile birlikte hapishanelere dönüşen fabrikalarda yıllardır mücadelelerle kazanılmış haklar baskı ve şiddet ile gasp edilmek istenmektedir.
SGK’nın pandemi döneminde işçilere karşı patronların elinde bir silaha dönüşen Kod 29’a dair yaptığı açıklamada bir düzenlemeden bahsedildi. SGK’nin açıklamasında yeni düzenlemeye dair “Birbirinden farklı fesih nedenlerinin tamamının aynı kod (Kod 29) ile bildiriminin çalışma hayatında belirsizliklere yol açtığının görülmesi üzerine SGK genelgesinde yapılan değişiklikle ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin tamamı için ayrı ayrı kodlar belirlenmiştir” denildi.
Açıklamada ayrıca “Fesih kısıtından önceki dönemde aylık ortalama 17 bin çalışanın işten ayrılış nedeni ‘Kod 29’ olarak bildirilmiş iken fesih kısıtından sonraki dönemde bu sayı daha düşük olup aylık ortalama 15 bin kişidir” iddiası öne sürüldü.
Şunu net olarak söyleyebiliriz ki sahadan gelen bilgiler, yani gerçekler, sendikaların araştırmaları SGK verilerinin gerçeği yansıtmadığını göstermektedir. DİSK-AR bile son raporunda Bilgi Edinme Yasası’ndan yararlanarak bu verilere ulaştı. Bu verilere göre 2020 yılında, pandemi döneminde Kod 29 ile işten atmaların yüzde 70 arttı. Kaldı ki işten çıkarma yasağı ile bu veride sıfır olmasa da gözle görülür bir düşüşün olması gerekirdi. Öyle olmadı, işten çıkarma yasağını delen Kod 29 tek madde olarak işlev gördü, gerçeklere dayanmadan işçiler işten çıkarıldı.
KOD İSİMLERİNİN DEĞİŞİKLİĞİ DEĞİL, DENETLEME, YAPTIRIM VE ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ GEREK
SGK şimdi yeni 9 Kod getirdi; ama aslında değişen hiçbir şey yok. İşçiler nezdinde kod numarasının ne olduğu, sayısı önemli değil. “Ahlak ve iyi niyet kuralları” çerçevesinde patron beyanına göre işlem yapıldıkça değişen hiçbir şey olmayacak. İşveren “küfretti”, “hırsızlık yaptı”, “bana karşı geldi”, “işi aksattı” gibi nedenlerle “işten çıkardım” dediğinde bunun ön araştırması yapılmadığı koşullarda durum değişmeyecektir. Sadece işçi meşhur Kod 29’dan değil de Kod 49’dan ya da Kod X’den çıkarılacak.
Kod 29’la fesih için patronun haklı bir neden göstermesi zorunludur; eğer “Bu nedenlerden birini göstermediği takdirde böyle bir işlem yapamaz” denirse kısmen anlamlı bir değişiklik yapılmış olur. Burada esas mesele patronun hiçbir maliyete katlanmadan işçiyi işten çıkarması ve ilgili kodun ispatının olup olmamasıdır.
Ayrıca SGK ilgili Kodların gerçekliğini tarafsızca denetleyecek midir? Haksız ve yalan beyanda bulunan patrona bir yaptırım uygulayacak ve işçinin mağduriyeti yıllarca süren mahkemelere bırakılmadan giderilecek midir? Can alıcı asıl noktalar bunlardır.
Yani sorun, Kod 29’un bütün bu suçları kapsaması, muğlak olması değil, Kod 29’un kendisidir. Patronun bunu kanıtlamadan, ortada somut bir veri olmadan işçiyi işten rahatça ispat gereği duymadan çıkarmasıdır.
İşverenin hangi suçu işlediğine dair somut deliller olmalıdır. Onlarca işçi aynı anda Kod 29’dan çıkarılıp, sonra ‘suç işlediler’ demek gerçekçi değildir, başka niyetler içermektedir. SGK Kod 29’u parçalayarak aslında patronun işi kolaylaştırılıyor. Kod 29’la işten atılan işçiler genelde sendikalaştıkları, hak aradıkları, patrona veya idari kesime kimi konularda itiraz ettikleri, keyfi uygulamalara karşı çıktıkları, patrona karşı asilik yaptıkları için işten çıkarılmış işçilerdir. Kod 29 ile gizlenen yoğun sömürü, baskı ve buna karşı öfkedir.
Kod 29’a dair yeni düzenleme işçilerin lehine değildir ve kalıcıdır. Yeni düzenlemeyle işten çıkarma gerekçelerine dair detaylandırma, yeni kodlar, yeniden iş bulma bakımından işçilerin aleyhine sonuç doğuracaktır.
İşçinin işten çıkarılması, ispat yükümlülüğü patronda olma koşuluyla, işten çıkarılma gerekçesine bağlı olarak adli ya da idari (mahkeme kararı ya da iş müfettişi incelemesi) işlem sonucu gerçekleşmelidir. İsnat edilen suça bağlı olarak, adli ya da idari işlem sonuçlanana kadar işçinin iş akdi ancak askıya alınabilmelidir. İşten atılma gerekçesinin ispat edilememesi halinde, işçinin geçmişe dönük alacakları ödenmelidir. Tazminatsız işten atılma yasaklanmalıdır. Kıdem tazminatı işçinin biriken ücretinin parçasıdır. Bu nedenle, gerekçesi ne olursa olsun işçinin birikmiş gelirine el konulması açık bir GASPTIR kesinlikle kabul edilemez.