HABER MERKEZİ – Zamanaşımından düşürülen, tüm sanıkların beraat ettirildiği Kızıltepe JİTEM Davası’nın gerekçeli kararında, JİTEM’in varlığı kabul edilse de “Örgüt bulamadık” denildi. Türkiye’nin ‘bir hukuk devleti olduğu’ vurgulanırken, kemikleri 2008 yılında Kızıltepe’de kuyudan çıkartılan Nurettin Yalçınkaya’nın sağ olduğu ifade edilerek, “Cinayet yok” iddiasında bulunuldu.
Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 1992-1996 yılları arasında 22 insanın zorla kaybedilmesine ilişkin açılan ve kamuoyunda “Kızıltepe JİTEM Davası” olarak bilinen dördü asker, beşi köy korucusu dokuz sanık hakkında açılan davanın karar duruşması 9 Eylül Pazartesi günü Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Kararı açıklayan mahkeme heyeti, davanın zamanaşımından düştüğünü bildirirken, tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermişti.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını da tamamladı.
237 sayfalık gerekçeli kararda tüm müşteki ve tanık beyanları “soyut” olarak değerlendirilirken, mahkeme heyeti JİTEM’i “tanımadı”.
Gerekçeli kararda “JİTEM adlı oluşumun varlığını ortaya koyan delillere ulaşıldığı” belirtilse de JİTEM’in varlığına rağmen sanıkların kurduğu bir örgütün bulunmadığı öne sürüldü.
Kararda, “Bugün itibarıyla ülkemizde, hukuk devleti bünyesinde hiçbir zaman kabul görmeyecek olan bu faaliyetleri yürüttüğü iddia edilen kişilere yönelik muhtelif yargılama süreçleri devam etmektedir” denildi.
Tanık beyanlarının görgüye dayalı olduğunun vurgulandığı kararda “sadece yörede kulaktan kulağa dolaşan söylemlerin aktarıldığı”, “kalan tanık beyanlarının sanıkları teşhis eder netlikte olmadığı” ve “öldürülen maktullerden bir kısmının başka şahıslarla aralarında husumet (kan davası) bulunduğu” öne sürüldü.
Kararda, “Sanıklar ile meydana gelen ölüm olayı arasında somut bir ilişki kurulamadığı hususu da dikkate alındığında, maktullerin sanıklar tarafından öldürüldüğüne ilişkin şüpheden uzak herhangi bir delil elde edilememiştir” ifadesine yer verildi.
KEMİKLERİ KUYUDAN ÇIKARILAN YALÇINKAYA YAŞIYORMUŞ!
Kararda ayrıca, yapılan ihbarlar sonucu kemikleri 2008 yılında Kızıltepe’ye bağlı Katarlı (Buqetêr) köyünde açtırılan su kuyusunda bulunan Nurettin Yalçınkaya ile ilgili ilginç bir kabule varıldı.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilen kemiklerle ilgili 2013 yılında aileden alınan DNA örneklerinin tutması sonrası cenazeler Yalçınkaya ailesine teslim edilmiş, Nurettin Yalçınkaya İstanbul’da defnedilmişti.
Mahkeme ise kuyuda kemiği bulunan, DNA analiziyle kimliği saptanan, ailesi tarafından cenazesi yıllar önce defnedilen Yalçınkaya hakkında Pendik 2. Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davası bulunduğunu belirterek, “(Bu) dava dosyası dikkate alındığında, öldürüldüğü iddia edilen kişilerin sağ olduklarının anlaşıldığı, bu nedenle sanıkların üzerine atılı kasten öldürme suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmaktadır” ifadesini kullandı.
AİLELER İTİRAZ EDECEK
Gerekçeli kararın açıklanması üzerine mağdur yakını avukatlarının bir üst mahkemeye itirazda bulunması bekleniyor.
Avukatlar itirazları kabul edilmediği takdirde İstinaf Mahkemesi’ne başvuracak.
DAVA HAKKINDA
20 Temmuz 2014 tarihli iddianame ile açılmış olan davada 1992-96 yılları arasında Kızıltepe’de yasadışı keyfi infaz edilen ve zorla kaybedilen 22 kişinin akıbeti soruluyordu.
Dava kapsamında emekli Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ile İsmet Kandemir “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından yargılanıyorlardı.
9 Eylül 2019’da görülen son duruşmada mahkeme heyeti, davanın zamanaşımından düştüğünü ve tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdiğini açıkladı.