HABER MERKEZİ- Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası vesilesiyle Kayseri 2 No’lu T Tipi Hapishanesi’nden tutsak Partizan Engin Bulut, “Varlığınız Hepimizin Ortak Düşlerinin Anlam Evrenindeki Yeridir!” başlıklı bir mektup yolladı. Tutsak Partizan Engin Bulut’un mektubu şu şekilde;
“Gece boğucu ve suskun başladı. Etrafı sis sarmış, yalnızlık duygusu bütün bedenimi kaplıyordu. Demir parmaklıklar ardında şafağı beklerken, geçen her saatle birlikte gece daha ağırlaşıyordu. Sanki bu gece ömrüme bir ceza kesilmişti.
Üşüyen ışıkların yüzüme vurduğu her an kendimi yapayalnız hissediyorum. Dipsiz susuşlara dalıyor, geceyle konuşuyorum. Damarlarımdaki kan hızlı, kalp atışlarım kontrolsüz vuruyordu sinemi. O an beynimde düğümlenen bir acı oluşur, sarfedeceğim kelimelere muhtaç kalırım. Sustum, susmayı tercih ettim. Yüreğimin derinliklerinde susmamı sağlayacak bir güç arayıp durdum. Fakat nafile… Bilincimde büyüyen haykırış duygusu her daim yanıbaşımda. Bu duyguları yaşadıkça anlıyorum gerçekliğin yakıcı çıplaklığını. Kendimi eksik hissettiğim an anlıyorum ölümün yeni doğuşlara umut olduğunu.
Zaman kavramının sonsuzluğu içinde, yaşamın kısa süreli bir değer olduğu telaffuz edilir. Sizleri düşündükçe öyle olup olmadığını düşünedurdum hep. “Her insanın yaşama, yaşamına katkılarıyla var olur.Kendini hangi çizgide, hangi yönde ifade ediyorsa, o çizgi üzerine ekledikleriyle hayatı anlamlı kılar ve etrafına katkılarıyla iz bırakır” sözlerini dile getiren Suzan yoldaş ve sizler bu sözlere en muazzam verilecek örneklersiniz, sizlerin yaşantınızın adı mücadeleydi.
Sizleri yıldızlara uğurlamanın mutlak bir yitim olmadığını bilsem de, yıldızlaşmanızı kabullenmek zor, zor oluyor be yoldaşlar. Nihayet her yitirilen kendisiyle birlikte bir boşluk bırakır. Bu duyguların yüreklerde yarattığı etki beni üşütse de; yıldızlaşmanız yaşamımızın her alanında, her adımda kendini hissettirecek, dışa vurum olarak yansıtacaktır.
Belki yanıbaşınızda olup sizlere güle güle diyemedim, fakat yaşamı güzel ve değerli kılan yoldaşlık bağları, duygularıyla yıldızlara bakıp sizlere güle güle yoldaşlar demeyi unutmadım, unutmayacağım.
Devrim için özveriyi yaşam felsefesine içirmek, her şeyden önce mütevazı bir hareket şeklini, alçak gönüllü bir tarzı, karakterli bir duruşu gerektirir. Mücadelenin yaşam biçimi haline gelmesinin asgari koşulu budur.
Tarihin hiçbir evresinde haksızlığa ve zulme karşı verilen mücadele içinde yaşamını yitirenin ölümü boşuna sayılmaz. Tümü onurlu ve değerlidir. Hepsi bir birikim, değer yaratmıştır.
Yıldızlaşanlarımız kendinden öncekiler gibi onlardan sonra da aynı iradeyi, azmi ve cesareti ortaya koymaya hazır nicelerinin var olduğu, doğanın mutlak bir yasası gibi bilince çıkarmışlardır. Onlardan öğrenip, onlar gibi faşizme, emperyalizme, feodalizme ve her türden gericiliğe karşı, halk savaşına daha sıkı ve kararlılıkla sarılıp mücadeleyi büyütmek için öne atılmaktan çekinmemeliyiz. Bu da en başta onların partiye, yoldaşlarına, halklara ve halk savaşına bütün bağlılıklarıyla, inançla yıldızlaşmış olmalarına ne kadar layık olup olmadığımızı sorgulamak, zaaflarımızla savaşmaya cesaret etmek ve başarmaktan geçer.
Her türlü tasfiye, kara çalma girişim ve yönelimlerine karşı umudun bayrağına sıkı sıkıya sarılarak, MLM bilimsel ideolojisinin rehberliğinde halk deryasının içine akmak, durup dinlenmeden, durmaksızın altınçağa emin adımlarla yürüyeceğine olan inancımız kararlılığımız tamdır.
Yıldızlaştıkları menzile ulaşmak için adımlarımızı açacak ve enerjimizi devrim yürüyüşünde yoğunlaştıracağız. Biliyoruz ki o büyük günü onlar da sağ kalanlarla birlikte duyumsayacaklar.
Onlardan aldığımız bayrakla “kazanacağımız onurlu yaşam”a emin adımlarla birlikte yürüyeceğiz!
Parti ve Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!
Kayseri-Bünyan 2 No’lu T Tipi Hapishanesi’nden Tutsak Partizan”