İSTANBUL- İbrahim Kaypakkaya’nın yazılarından oluşan “Bütün Yazıları” kitabının basımını yaptığı gerekçesiyle Umut Yayımcılık ve Yön Matbaa’ya açılan davanın ikinci duruşması bugün Çağlayan Adliyesi’nde görüldü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede İbrahim Kaypakkaya’nın Mayıs 2018’de basımı gerçekleştirilen “Bütün Yazıları” kitabı “terör örgütü yayını” olarak gösterilmiş ve “terör örgütlerinin yayınlarını basmak ve yayınlamak” iddiasıyla yayınevi ve matbaa yetkililerinin cezalandırılması istenmişti.
Bugün yapılan duruşmada iddianameye dair görüşlerini sunan yayınevi ve matbaa yetkilileri Kaypakkaya’nın kitabının “düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, kitabın defalarca kez farklı yayınevleri tarafından basımının yapıldığı ve suç teşkil etmediğini” belirterek hazırlanan iddianamenin geri çekilmesi ve beraat kararı verilmesi talebinde bulundular.
Yayınevi ve matbaa adına iddianameye dair beyanlarını ortaya koyan Av. Gül Altay ve Av. Destina Yıldız, İbrahim Kaypakkaya tarafından kaleme alınan yazılarda TİP gibi yasal partilerin mitinglerinde parti yönetici ve üyeleri tarafından yapılan konuşmalardan, V. İ. Lenin, Karl Marks, Mao Zedung gibi isimlerin bütün dünyada ve Türkiye’de onlarca ve hatta yüzlerce defa baskısı yapılan ve hali hazırda satışı yapılan kitaplarından alıntılar yapıldığını belirterek söz konusu yazıların dönemin siyasal olaylarını, devlet politikalarını ve bunlara yönelik eleştirileri konu aldığını ortaya koydular.
600 SAYFALIK KİTABA 1 GÜN İÇERİSİNDE İNCELEME VE TOPLATMA KARARI
İbrahim Kaypakkaya’nın resmi savunmalarının da yer aldığı ve herhangi bir gizlilik kararı olmayan soruşturma dosyalarının devlet kurumlarında mevcut olduğunu belirten avukatlar, söz konusu yazıların uzun yıllardır birçok gazete ve dergide yayınlandığını ve halen yayınlanmaya devam ettiğini vurguladılar.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kimi kararlarına ve içtihatlarına atıf yapan avukatlar 600 sayfalık kitapla ilgili bir gün içerisinde toplatma kararı verildiğine ve bu anlamda kitabın gerçekte okunmadan kimi pasajlar aktarılarak “terör örgütü yayını” ilen edildiğine vurgu yaptı.
Savcı mütalaayı okuyarak yayınevi sahibinin ve matbaa yetkilisinin “terör örgütlerinin yayınlarını basmak ve yayınlamak” ve “örgüt propagandası yapmak”tan hapis cezası verilmesini talep etti. Bir dahaki duruşma 26 Kasım 2019’da saat 14.30’a görülecek.