İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri insanca yaşam talebiyle Kartal Meydanında miting düzenledi.
Başak Marmaray durağında toplanan kitle, “İnsanca Yaşam İstiyoruz. Bu Düzeni Değiştireceğiz” Ana Pankartı, “Genel Grev Genel Direniş”, “İnsanca Yaşamak İstiyoruz”, “Katil ABD Orta Doğu’dan Defol”, “Bijî Berxwedana Rojava”, “Yaşasın Devrim ve Sosyalizm”, “Savaşa Değil Emekçiye Bütçe”, “Jin, Jiyan, Azadî” sloganlarıyla miting alanına yürüdü.
Mitinge DİSK, KESK, TMMOB, İstanbul Tabip Odası, DEM Parti, HDK, ESP, Partizan, Mücadele Birliği, SYKP, TÖP, SODAP, Kaldıraç, SMF, Devrimci Parti, DBP, EMEP’in de aralarında olduğu çok sayıda parti, sendika, meslek örgütü katıldı.
Partizan’ın “Halkın İradesi Gasbedilemez” yazılı dövizi sakıncalı bulunarak alana alınmadı.
Mitingde ortak açıklamayı Nilay Kuş ve Saliha Bahadır okudu.
“EKONOMİK, DEMOKRATİK HAKLAR SALDIRI ALTINDA”
Bu coğrafyada yaşayan herkesin ekonomik, demokratik, sosyal ve siyasal haklarının saldırı altında olduğunu belirtilen açıklamada, “Emekçilerin işleri, ücretleri saldırı altında. Emeklilerin açlık sınırı üstünde bir aylık alma hakkı saldırı altında. Kamunun sağladığı ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetleri saldırı altında. Seçme seçilme hakkı saldırı altında. Kadınların şiddet görmeden, öldürülmeden yaşama hakkı saldırı altında. Halkların eşit ve barış içinde yaşama iradeleri saldırı altında. Her bir yurttaşın hak ettiği ekonomik refah, adalet ve demokrasi saldırı altında” denildi.
Yoksulluk krizine işaret eden ve AKP-MHP iktidarının Orta Vadeli Programını hatırlatılan açıklamada şunlar söylendi: “Bu program işçi emekçiyi ezmekten, halkın cebinde kalan üç kuruşu da sermayeye transfer etmekten başka bir şeyi amaçlamıyor.”
“AÇLIK SINIRI ALTINDA YAŞAM DAYATILIYOR”
Asgari ücret görüşmelerinin başlayacağını hatırlatılan açıklamada, enflasyon düşük gösterilerek işçi ve emekçilere açlık sınırı altında yaşam dayatıldığı kaydedildi. İktidarın emeğiyle geçinenin daha fazla ezilmesi, çalışıp ürettikleri emekçinin değil patronların cebine girmesi için uğraştığını vurgulanan açıklamada, “Hesap ortada. Enflasyonun sebebi ücretler değil, patronların durdurulamayan karlarıdır. Bütçe açığının sebebi emekli aylıkları değil, zenginlerden alınamayan astronomik orandaki vergilerdir” diye belirtildi.
İktidara seslenilen açıklamada, “Ekonomik gidişatla ilgili yalanlarınız nafile. İşçi emekçiler hak ettiklerini alana kadar mücadelemiz sürecek” diye eklendi.
Geçtiğimiz yıl sermayenin 2,1 milyar liralık vergisini almaktan vazgeçenlerin bir emekçinin ücretinin ortalama üçte birine vergilerle el koyduğu bilgisinin verildiği açıklamada, “Siyasî iktidarın Meclis’e getirdiği 2025 bütçe teklifi, amaçlarını ortaya koyuyor. İşçi emekçinin ödediği vergiler arttırılıyor, patronların ödemesi gerekenler affediliyor. Kamu hizmetlerine ayrılan pay her yıl düşerken faiz ödemelerine, savaş hazırlıklarına ayrılan pay rekorlar kırıyor. Eğitimde ve sağlıkta özelleştirmelerle halkın eğitim ve sağlık hakkının gaspı devam ediyor. Sarayın bütçesi, emekçiye daha çok yükün, zenginlere ise daha çok kıyağın bütçesidir. Sarayın bütçesine karşı halkın bütçesi demeye devam edeceğiz. Bir avuç kişinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutanlara karşı mücadelemizi büyüteceğiz” ifadelerine yer verildi.
“KAYYIMLAR GİDECEK BİZ KALACAĞIZ”
Kayyum saldırılarına da değinilen açıklamada, kayyumların ilk icraatının halka karşı belediyelerin etrafını beton bloklarla kapamak olduğu söylenerek şunlar eklendi: “Kayyımlar rantın, şaibeli ihalelerin önünü açıyor, emekçileri işten çıkarıyor, kadınlara, gençlere yönelik hizmetleri durduruyor. Kayyımlar dahil olmak üzere hiç kimse halk iradesinin karşısında duramaz. Kayyımlar gidecek, biz kalacağız.”
Ardından kitle, “Kayyımlar Gidecek Biz Kalacağız” sloganı haykırıldı.
“HİÇBİR BASKI BİZİ YOLUMUZDAN DÖNDÜREMEYECEK”
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin daha iyi yarınlar için mücadeleyi her alanda sürdüreceği söylenen açıklamada, “Hiçbir baskı bizi yolumuzdan döndüremeyecek… Hep birlikte direneceğiz, hep birlikte kazanacağız” diye vurgulandı.
TALEPLER SIRALANDI
İnsanca bir yaşam için insanca bir ücretin herkesin hakkı olduğunu vurgulanarak şu talepler sıralandı: “Temel ihtiyaçlardan alınan dolaylı vergiler kaldırılmalı, zenginlere servet vergisi ve artan oranlı gelir vergisi uygulanmalıdır. OVP gibi halk düşmanı uygulamalara son. Halk düşmanı programlar yerine halkın çıkarlarını esas alan emekçi ve halkçı program tek çıkar yolumuzdur. Savaşa, sömürüye, yoksulluğa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.”
DİRENEN İŞÇİLERDEN DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Mitingde ardından direnen işçiler söz aldı. İlk sözü alan TKIS Blinds grevinden Batuhan Göldağ, TEKSİF’e üye olmalarının ardından 10 işçinin işten atıldığını hatırlatarak, 45 gündür direndiklerini söyledi. Taleplerinin atılan 10 işçinin geri alınması ve yetki alan sendikalarıyla toplu sözleşme masasına oturulması olduğunu söyleyen Göldağ, dayanışma çağrısında bulundu.
Birleşik Metal-İş Sendikasına üye Tarkett işçileri adına ise Selman Sakarya söz aldı. İşçiler “Yaşasın onurlu mücadelemiz” pankartıyla sahneye çıktı. Sendikaya üye olmalarının ardından yetki sürecinin yıllarca sürdüğünü söyleyen Sakarya, patronu toplus özleşmesi masasına oturttuklarını ancak talepleri kabul edilmediği greve çıktıklarını belirtti. Tuzla Deri Organize Yan Sanayi Bölgesindeki fabrika önünde 82 gündür direndiklerini aktaran Sakarya, grevlerinin kazanımla sonuçlanması için destek çağrısında bulundu.
Son olarak direnişlerinin 140’ıncı gününde Ankara’ya yürümek isteyen ve iki gündür polis saldırısı ile karşı karşıya kalan Polonez işçileri adına Onur Bayar ve Yasemin Sayım söz aldı. Yaşadıkları polis saldırısını anlatarak dayanışma çağrısında bulunan işçiler, Çatalca’daki eylem alanına çağrı yaptı.
KAYYIM ATANAN BELEDİYE BAŞKANLARI SÖZ ALDI
Kayyum saldırısı yapılan Esenyurt, Ovacık ve Halfeti belediyeleri adına söz alındı.
CHP’li Esenyurt Belediye Meclis üyesi Sadettin Yıldırım’ın ardından Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül söz aldı. Bir belediye başkanının görevinin yaşadığı coğrafyanın rantiyeye peşkeş çekilmesine karşı direnmek olduğunu vurgulayan Sarıgül, “Biz Dersim’de doğamızı, kültürümüzü, dilimizi koruduk, korumaya devam edeceğiz” dedi.
“KAYYIMLAR YÖNETİM BİÇİMİNE DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR”
4 Kasım 2016’dan bu yana demokrasiye kesintisiz darbenin devam ettiğini hatırlatan Karayılan, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine 4 Kasım günü kayyım darbesi yapıldığını söyledi.
12 Eylül ve 28 Şubat’ın ruhunun günümüzde AKP-MHP iktidarı tarafından yaşatıldığını kaydeden Karayılan, “2016’dan beri halk iradesine ipotek koyan kayyımları bu iktidar artık bir yönetim şekline getirmek istiyor. Biz cumhuriyetin demokratikleşmesi derken iktidar ise cumhuriyeti bir kayyımlar cumhuriyeti haline getirmek istiyor. Saraydan atanmış ittifak her gün hukuku, hakkı, demokrasiyi ihlal ederek Türkiye’yi yönetmeye çalışıyor. Bu bir yönetim biçimi değildir. Kayyım atamaları demokratik siyasete darbedir gayrimeşrudur” diye konuştu.
Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının gasp edilmesini hatırlatan Karayılan, Van halkının daha önce olduğu gibi bugün de direneceğini vurguladı.
Karayılan’ın konuşmasının ardından miting alanından “Kayyımlar Gidecek Biz Kalacağız” sloganı atıldı. Miting Hevra’nın müzik dinletisinin ardından sona erdi.
(HABER MERKEZİ)