HABER MERKEZİ- İstanbul Valiliği, İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü “oluşabilecek muhtemel olumsuzlukları” gerekçe göstererek yasakladı.
Onur Haftası Komitesi, “İstanbul Valiliği son iki yıldır Ramazan’a denk gelmeyen ve bu yıl hiçbir tehdit almamış yürüyüşümüzü yasaklayarak gösterdiği gerekçelerin sadece birer bahane olduğunu ve aslında Valilik kararının bizlere yöneltilen nefretin bir parçası olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır” açıklaması yaptı. İstanbul Valiliği, 1 Temmuz Pazar günü Taksim’de yapılacak LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü yasakladı. Valilik bu kararıyla İstanbul Onur Yürüyüşü’nü dördünce kez yasaklamış oldu.
KaosGL’de yer alan habere göre, İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi’nin yürüyüş başvurusuna yanıt veren Valilik, “…açık alan etkinliklerinin düzenlenmek istendiği İstiklal Caddesi ve Beşiktaş İskele Meydanı 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüş alanları içerisinde yer almadığından ve oluşabilecek muhtemel olumsuzluklara karşı güvenlik nedeniyle açık alan etkinliklerinin düzenlenmesinin uygun görülmediği”ni söyledi.
25 Haziran’da başlayan 26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın 1 Temmuz Pazar günü saat 18.00’de Taksim’de yürüyüşle sonlanması planlanıyor. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü Valilik 2015 yılından beri her yıl yasakladı. Geçtiğimiz yıllarda yürüyüş için sokağa çıkanlara polis saldırdı, çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı.
Valiliğin yasak kararının ardından açıklama yapan İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, “İstanbul Valiliği son iki yıldır Ramazan’a denk gelmeyen ve bu yıl hiçbir tehdit almamış yürüyüşümüzü yasaklayarak gösterdiği gerekçelerin sadece birer bahane olduğunu ve aslında Valilik kararının bizlere yöneltilen nefretin bir parçası olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır” dedi.
Onur Haftası Komitesi’nin açıklamasının tam metni şöyle:
“İstanbul Onur Haftası Komitesi olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da haziran ayının son haftasına denk gelen haftamızı ve haftanın son gününe denk gelen Onur Yürüyüşü’nü organize etmek üzere bir araya geldik. Haftamız ve Yürüyüşümüz sistematik olarak görmezden gelinen bizler için kimliklerimizden utanmamız gerektiği öğretilen bir toplumda kendi görünürlüğümüzü sağlamak ve varoluşumuzdan duyduğumuz onuru kutlamamız için çok önemlidir. Yıldan yıla daha da kalabalık hale gelen Onur Yürüyüşü’ nün haftanın son yani Pazar günü yapıldığı bir sır değildir. Aksine görünürlüğümüzü sağlamak için düzenlediğimiz bu yürüyüşün herkes tarafından duyulan bir çağrıya dönüşmesi için yirmi altı yıldır aynı kararlılıkla mücadele etmekteyiz.”
“Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 3. Maddesi’nde de söylendiği gibi barışçıl olduğu sürece her türlü toplantı ve yürüyüşü düzenlemek önceden izin alınmaksızın her vatandaşın hakkıdır. Buna rağmen her yıl yaptığımız üzere bu yıl da valilikten yedi cihanın bilmekte olduğu yürüyüşümüz hakkında konuşmak üzere bir görüşme talep ettik. Vali Yardımcısı ile yaptığımız görüşmede önceki yıllarda yürüyüşün Ramazan’a denk geldiği için yasaklandığı, bu yıl böyle bir durum olmadığı için yürüyüşün önünde bir engel olmadığı fakat son kararı yine de Vali’nin vereceği cevabını aldık.
Görüşmenin ardından komite tarafından yazılı olarak da haftanın ve yürüyüşün bildirimi Valiliğe yapılmıştır. Üzülerek belirtiriz ki Valilik verdiği cevapta aslında bizim protesto hakkımızı korumaya alması gereken Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri kanunu göstererek bizim güvenliğimizi alamayacağını ve Onur Yürüyüşü’ nün düzenlenmesini uygun bulmadığını söylemiştir.”
“On altı yıldır düzenlenen Onur Yürüyüşü polis saldırıları başlamadan önce on üç yıl boyunca aralıksız hiçbir güvenlik sorunu yaşanmadan gerçekleştirilmiştir. İlk başta Ramazan’ı ve güvenlik meselesini bahane eden İstanbul Valiliği son iki yıldır Ramazan’a denk gelmeyen ve bu yıl hiçbir tehdit almamış yürüyüşümüzü yasaklayarak gösterdiği gerekçelerin sadece birer bahane olduğunu ve aslında Valilik kararının bizlere yöneltilen nefretin bir parçası olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Vali kendisine verilen yetkiyi toplumun bir kesimine ayrımcılık yapmak üzere kullanarak bir suç işlemektedir.
Bir suç niteliği taşıyan ve bizlere yöneltilen nefreti körüklemekten başka hiçbir şeye hizmet etmeyen bu karar meşru değildir. Evet, Valilik kararında denildiği üzere bir güvenlik sorunumuz vardır fakat bu sorunun sebebi bizzat bunu diyen Valiliğin kendisi ve her yıl en demokratik hakkımız olan yürüyüşümüze saldıran polis güçleridir. Bu karar her gün kendisine yöneltilmekte olan nefretle yaşamaya çalışan biz lgbti+’lar için Onur Yürüyüşü’nün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu yürüyüş tam da Valilik kararının daha da körüklediği şiddete ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek için yapılmaktadır. Yirmi altı yıldır olduğu gibi bu yıl da aynı azimle Onurlu Yürüyüşümüzü gerçekleştireceğimizi basına ve kamuoyuna duyurur ve her lubunyanın bir Onur Yürüyüşü olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz.”