İSTANBUL- Beyazıt ve Halepçe Katliamı’nın yıl dönümünde gençlik örgütleri ve 78’liler Girişimi’nin çağrısıyla Eczacılık Fakültesi önünde eylem düzenlendi. Yeni Demokrat Gençlik okurlarının da dövizlerle katıldığı eylemde 16 Mart Katliamında hayatını kaybedenlerin fotoğrafları taşındı.
Katledilenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından “Beyazıt Marşı” söylendi. Anmada, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin eylemine de destek verildi. Tutuklanan Boğaziçi öğrencilerin davası için yarın Çağlayan’da görülecek duruşmaya çağrı yapıldı.
“CANLARI PAHASINA OKULLARINI KORUMAYA ÇALIŞTILAR”
16 Mart 1978 Beyazıt Katliamının üzerinden 43 yıl geçtiğini hatırlatarak sözlerine başlayan 78’liler Girişimi Sözcüsü Yunus Bircan, katliamın Milliyetçi Cephe hükümetinin üniversiteleri ele geçirme ve dönüştürme politikalarına bağlı olarak gerçekleştirilmiş kanlı bir operasyon olduğunu söyledi. İktidardaki Ecevit hükümetinin bu yönlü kanlı operasyonları durdurmadığına, peş peşe gelen katliamlarla, 12 Eylül askeri darbesinin önü açıldığına dikkat çeken Bircan, “16 Mart Katliamı, üniversite öğrencilerinin akademik, demokratik taleplerinin ötesinde politik bir tutumla, üniversitelerin ülkücü faşistlerce işgal edilmesine karşı yürütülen, anti-faşist mücadeleye yönelik yapılmıştır. Dönemin öğrencileri canları pahasına sürdürdükleri mücadelede, okullarını korumaya çalışmışlar, korkutularak susturulmak istenen topluma da mücadele örneği olmuşlardır” ifadelerini kullandı.
“İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA ZAMAN AŞIMI OLMAZ”
Katliamın suçluları, bu suçluların bağlantıları, bu bağlantıların devletin hangi kurumlarına uzandığının ortaya çıkarılması, suçluların yargılanmaları yönünde açılan davanın toplumsal açıdan çok önemli olduğunu söyleyen Bircan, “Uzantıları açısından bir kontrgerilla davasıydı ve ilkti. Ne yazık ki dava, türlü engellerle akamete uğratılıp, ‘zamanaşımı’ ile bitirildi. 16 Mart davası bitmedi. İşlenen insanlık suçlarında zaman aşımı olmayacağından, bizim için dava bitmedi. Gerçeğin ve adaletin peşinde olacağız” dedi.
“HALEPÇE KATLİAMINI LANETLİYORUZ”
16 Mart 1988’de Saddam yönetiminin Halepçe’de çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden 5 bini aşkın Kürdü kimyasal silahlarla katlettiğini hatırlatan Bircan, “Ancak buna rağmen Kürt halkının mücadelesini engelleyemedi. Kendisi, katliamcı olarak tarihe geçti ve yok oldu gitti ama koca bir halk orada duruyor. Kürtlerin halk olmaktan gelen, en temel hak ve özgürlüklerini yok saymaktan, vazgeçmek gerekiyor. Halepçe katliamını lanetliyoruz” diye konuştu.
“BELLEKLERDEN ÇIKMAYACAK KATLİAMLAR YAŞANDI”
Gençlik örgütleri adına açıklamayı Yaren Sarısaltık okudu. 16 Mart 1978 ve 1988 tarihlerinde belleklerden hiç çıkmayacak katliamlar yaşandığı belirten Sarısaltık, “Beyazıt ve Halepçe katliamları, sistemin insanlık dışı, kanlı yüzünü bizlere en açık şekilde gösterdiği günlerdir” dedi.
“ÜNİVERSİTEMİZE SAHİP ÇIKMAYI BİR AN OLSUN BIRAKMADIK”
Üniversitelerin özgürleşmesi, kayyum rektörlerin gitmesi ve üniversitelere söz-yetki-karar hakkı için Boğaziçi’nden başlayarak üç aydır mücadele ettiklerini söyleyen Sarısaltık, “Bu direnişler ise devletin baskı ve zorbalığı ile engellenmek isteniyor. Üniversitelere atadıkları kayyumlar eli ile rant, yağma ve talanı var ettikleri, bilimselliğin mumla arandığı üniversiteler yaratmaya çalışıyorlar. Üniversitelerimizi polis karakoluna çevirip uzaklaştırma, soruşturma ve okuldan atmalar ile kendilerine dikensiz gül bahçeleri yaratmaya çalışıyorlar. Bundan üç ay önce Boğaziçi Üniversitesine AKP’li kayyum Rektör Melih Bulu’nun atanması ile başlayan ve ülkenin dört bir yanına yayılan mücadelemizi de kendi kanlı tarihlerinden öğrendikleri yol ve yöntemlerle bastırmaya çalıştılar. Üç aydır gençliğe dönük estirdikleri saldırılar karşısında sokaklarda olmayı, üniversitelerimize sahip çıkmayı bir an olsun bırakmadık. Boğaziçi’nin kayyumu Melih Bulu iyi duysun; tutuklanan 11 arkadaşımız, gözaltına aldığı 800’den fazla sıra arkadaşımız ve onlarca soruşturma hesabını kabartıyor. Devletin bütün organlarının eli ile korunan kayyum Melih Bulu şimdiden hesabını kabartmış, gidişini hızlandırmaya başlamıştır” dedi.
“UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ”
Sarısaltık son olarak şunları söyledi: “Ne katliamları ne de katliamları gerçekleştirenleri unutmayacağız, affetmeyeceğiz! Katliamlar düzeni olan kapitalizm ve devleti yıkmanın yolu insanca ve onurlu bir yaşamın adımlarını atacak olan devrimi örgütlemekten, bu sisteme karşı mücadele etmekten geçmekte. Özgürlüğü için harekete geçen sıra arkadaşlarımıza sesleniyoruz; mücadele özgürleştirir.”