HABER MERKEZİ- İzmir’de SF Deri Fabrikası’nda işten atıldıkları için eylem yapan DERİTEKS üyesi dört kadın işçiye fabrika yönetimi tarafından 200 bin liralık tazminat davası açıldı. Sendikal faaliyetlerin suç olmayacağını ifade eden DERİTEKS yaptığı açıklama ile tüm kamuoyunu işçileri sahiplenmeye çağırdı. DERİTEKS’in açıklaması şu şekilde;
“Gaziemir’deki İzmir Serbest Bölgede faaliyette bulunan ve uluslararası markalara üretim yapan SF Deri Fabrikasında, 2015 yılında, sendikalı olmaları nedeniyle 14 Deriteks Sendikası üyesi işçi işten atılmış ve Sendikamız, uzun süren bir direniş gerçekleştirmişti. O dönemde uluslararası işçi sendikalarının ve yerel işçi örgütlerinin de destek vermesiyle ülke sınırlarını aşan bir kampanya örgütlenmiş ve işveren, Sendikamızla ve işçilerle masaya oturmak zorunda kalmıştı. İşten çıkarılan işçilerin yasal hakları işverence ödenmiş ve sendikayla işveren arasında karşılıklı diyalogun gelişeceğine dair bir protokol imzalanmıştı. Ancak, işten çıkarılan üyelerimiz tazminatlarını eksiksiz almış olsalar da yeniden işe dönmeleri yahut işyerinde TİS imzalanması mümkün olmamıştı.
2019 yılında işçilerden gelen talep üzerine SF işçileriyle yeniden görüşmelere başladık ve işletmede örgütlenme özgürlüğü ihlalinin devam ettiğini gördük. Bunun üzerine bir komite oluşturduk ve bölgedeki, aynı şirkete ait diğer fabrika olan SF Trade Tekstil’de yeni üyelikler yapmaya başladık. Örgütlenme faaliyetimiz sırasında önce 25.10.2019 tarihinde sendikamız örgütlenme faaliyetlerinin öncüleri olan Ayşe Erim ve Pınar Toy arkadaşlarımız işten atıldılar. İşverence “ikna Odası’na çekilen ve telefonlarına el konularak hukuki yardımdan yoksun bırakılan arkadaşlarımıza, performans düşüklüğü ve hatalı üretim ile işverene zarar verdikleri yönünde gerçek dışı suçlamalar yöneltildi ve aksi halde tüm haklarını kaybedecekleri tehdidiyle istifa dilekçeleri imzalamaya zorlandılar. Her ikisi de 10 yılın üzerinde kıdeme sahip olan işçiler, tecrit edilerek gerçekleştirilen uzun görüşmelerde uygulanan baskılar sonucunda, kıdem tazminatlarını yitirecekleri korkusu ile okumalarına da izin verilmeyen evraklara imza atmak zorunda kaldılar. Pınar Toy ve Ayşe Erim serbest bölge önünde direnişe başladılar. Akabinde işe iade ve sendikal tazminat istemli davalar açtılar. Davaları İzmir 7. ve 10. İş Mahkemelerinde görülmeye başlandı. Dava aşamasında, işverenin kendilerine baskıyla imzalattığı evraklar arasında dava açma haklarını ellerinden almayı amaçlayan belgeler de bulunduğu anlaşıldı.
Bu arkadaşlarımızın işten çıkarılmasını 20.12.2019 tarihinde Nurcan Köksal isimli üyemizin işten çıkarılması izledi. Nurcan Köksal da odaya çekildi, üç işveren vekilinin katıldığı ve saatler süren görüşmede kendisinden diğer sendika üyelerinin isimlerini vermesi ve onları istifa ettirmesi ya da kendisinin istifa dilekçesi vermesi istendi, istifaya zorlandı. Ayrıca kimseyle görüşmesine izin verilmeden işverence belirlenmiş bir arabulucuya götürülerek kendisine, işe iade davası açma hakkını da elinden almayı amaçlayan arabulucu anlaşma tutanağı imzalatıldı. Nurcan Köksal, işveren baskısından kurtulduğu andan itibaren arkadaşlarının başlattığı direnişe katıldı ve bir yandan sendikal tazminat talepli davasını açmaya hazırlanıyor.
Son olarak da 10.01.2020 tarihinde Sevcan Sarıoğlan adlı üyemiz yine gerçek dışı iddialarla ve tazminatları ödenmeksizin işten atıldı. Sevcan Sarıoğlan ’a, arkadaşlarını zorla evine davet ettiği ve sürekli borç para isteyerek rahatsız ettiği suçlamaları yöneltildi ki, bu suçlamalar da gerçek dışıdır. Sevcan Sarıoğlan baskı ve yanıltmalara rağmen belge imzalamayı kabul etmeyince tazminatsız şekilde işten çıkarıldı. Feshin ardından direnişe katılan dördüncü işçi olan Sevcan Sarıoğlan da işe iade ve sendikal tazminat talepli davasını açtı. Davası İzmir 8. İş Mahkemesinde görülmektedir.
İşverenin üyelerimizin cezalandırılmasını istediği kanuni düzenleme, esasen ticaretle uğraşanların kendi aralarındaki ilişkileri düzenleyen bir kanunda yer almaktadır. Bu düzenlemeyi işçilere karşı işletmeye çalışmak, sanki piyasadaki bir rakipleri imiş gibi işçilerin, “firmalarını kötüledikleri”, “sipariş almalarını engelledikleri” gibi suçlamalarla cezalandırılmasını sağlamaya çalışmak, işçilerin direnişlerini korkutarak kırmayı ve üye olmayı düşünen işçileri caydırmayı, dolayısıyla bir yandan direnişimizi hedeflediği gibi diğer yandan bu yolun bir defa açılması, tüm işçilerin hak arama çabalarının önüne de set çekme riski taşımaktadır. İşten çıkarılan ve uğradığı haksızlığı duyurmaya çalışan tüm işçiler, basın açıklaması düzenlemeleri, her türlü eylemleri ve hatta sadece “sendikalı olduğumuz için işten çıkarıldık” demeleri halinde dahi işverenlerin, kendilerini ticari haklarının ihlal edildiği iddiası ile suçlaması ve “haksız rekabet” hükümlerine göre cezalandırılmaları tehdidi ile karşılaşacaktır. Nitekim işverence yapılan şikayetler ve açılan davalarda, Sendikamızın, Sendikamız yöneticilerinin ve üyelerimizin sosyal medya paylaşımlarına delil olarak dayanılmakta olup işverence yapılan gözetleme ve sürekli baskı bu yolla işyeri dışına taşınmıştır. İşyeri içerisinde sendika üyelerine uygulanan baskı ve tecrit, işyeri dışında da direnişimizin yalıtılması, işten çıkarılan üyelerimiz ile Sendikamızın sesini duyurma yollarının kesilmesi ve her türlü destekten yoksun bırakılması amaçlı olarak sürmektedir. SF işverenin asıl amacı, sadece fabrikasındaki örgütlenmenin önünü kesmek değil, yürüttüğü sendikasızlaştırma operasyonunun mağduru olan işçilerin, işten atıldıktan ve iş sözleşmeleri sona erdikten sonra da ağızlarını açamadıkları, kamuoyuna başlarına geleni dahi anlatamadıkları bir ortamı yaratmaktır.
SF işvereni, üyelerimizin Ticaret Kanunu işletilerek cezalandırılmasını Savcılığın takipsizlik kararı nedeni ile sağlayamayınca, bu defa da aynı kanunda yer alan bir başka düzenlemeye dayanarak üyelerimize tazminat davası açma yoluna gitmiştir. SF işvereni, işten çıkardığı üyelerimizden Ayşe Erim’e ticari çıkarlarının zarar görmesine neden olduğu iddiası ile dava açmış ve üyemizden 100.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Diğer üyemiz Pınar Toy’a da benzer bir dava açıldığını e-devlet sistemi üzerinden öğrenmiş bulunuyoruz. Bu davada işveren, tazminat talep etmekle yetinmemiş, ayrıca davayı gören Asliye Ticaret Mahkemesinden, üyemizin sürdürdüğü mücadelesinde afiş kullanmasının, basın açıklaması yapmasının ve sosyal medya paylaşımı yapmasının engellenmesine, afiş ve ilanların ve sosyal medya paylaşımlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini de istemiştir.
Fabrikada çalışmaya devam eden üyelerimize ise açıktan baskı uygulanmaya, “ikna odaları” işletilmeye, işçiler birer birer tehdit edilmeye devam ediliyor. Uluslararası markaların denetimlerinde sendika üyeliğinden şüphelendikleri öncü işçileri göz önünde olmasınlar ve aleyhlerine ifade vermesinler diye yıllık izine gönderen ya da yine kendilerine ait deri fabrikasına gönderip saatlerce çizgi film izleten işveren, bir yandan da çıkarılan işçilere açmış olduğu haksız rekabet iddialı maddi – manevi tazminat davalarını emsal gösterip işçileri, kendilerine karşı da fahiş rakamlı tazminat davaları açmakla, tazminatsız işten çıkarmakla ve fabrikanın kapanması yolu ile işsiz bırakmakla tehdit ediyor.
Anayasal haklarını kullanarak sendikaya üye olan dört kadın, bir yandan hukuk mücadelelerini, bir yanda da direnişlerini sürdürüyor. Uluslararası markaların üretim üslerinden biri olan SF Trade Tekstil’de davranış kuralları ve Anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınmış işçi hakları işverence ihlal ediliyor. Deriteks Sendikası üyesi kadın işçiler ise direnişlerini sürdürüyor.
Bu direnişimiz özelinde karşı karşıya olduğumuz ve özetlemeye çalıştığımız işveren eylemlerinin, alışageldiğimiz gibi sadece fabrika içinde örgütlenmeye çalışan işçilere ve Sendikamıza yönelik olmadığı, işveren eliyle yürütülen sendikasızlaştırma faaliyetinin mağdurları olan işçilerin ve onlarla dayanışma çabası gösteren tüm toplum kesimlerinin hak arama ve ifade özgürlüklerine yönelik olduğu, direnişimize her türlü destek ve dayanışmayı kesmeyi de amaçlayan nitelik taşıdığını gözetmenizi ve desteğinizi bekliyoruz.
Not: 9 Mayıs (Cumartesi) saat 21.00’da Twitter’da “#4kadınişçiyeadalet” hashtag etkinliğimize tüm emek dostlarını sahiplenmeye davet ediyoruz. Çünkü bu saldırı sendikamız ve direnişimize değil örgütlenme hakkına ve tüm işçi sınıfına gözdağı amacıyla yapılmış bir saldırıdır.
BİRLİK MÜCADELE ZAFER
DERİTEKS SENDİKASI”