1 Mayıs’a 1 kala, pandemi kısıtlamalarına rağmen çalışmaya devam eden işçiler 1 Mayıs yasaklarını ve taleplerini gazetemize aktardı.
Kasım (Tekstil İşçisi): Bu yasakların pandemi nedeniyle olduğuna asla inanmıyorum, zaten senede sadece bir gün var olduğumuzu hatırlattığımız 1 Mayıs’a getirilen yasaklar işçilerin sesini kesmek maksadıyla getirilen yasaklar. 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın kutlanma şekline işçilerin karar vermesi gerekir ama tabi ki bu mümkün olmayacak, işçiyi geçindirecek olan daha doğrusu hayatta kalma mücadelesi vereceği asgari ücret bile oy çokluğuyla kabul edildi. Asgari ücret bile dayatılan bir karar sonucu belirlendi, istiyorlar ki kimse sesini duyuramasın sessiz sedasız hayatına kıysın, insanlar ki öyle oluyor geçinemeyen insanlar aç olduklarını dahi duyurmaktan korkup hayatına son veriyor.
Müdahale edilmeden, şiddet görmediğimiz, kimsenin canının yanmadığı, polis, hükümet korkusu yaşanmadığı coşkuyla 1 Mayıs İşçi Bayramımızı kutlamak istiyoruz.
Cemil Demir (Belediye İşçisi): Avcılar Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğü çalışanıyım. İşçilerin 2021 yılı 1 Mayıs’ı için düşünceleri birbirinden farklı olacağını zannetmiyorum çünkü ülkemizde süregelen bir durumdur hep. Krizler yaşanır, bulaşıcı hastalık olur ceremesini işçi çeker, yasaklar olur, kısıtlama gelir, işçi hiçbir şey olmamış gibi çalışır ne zaman bayram seyran güzel şeyler yaşanan tarih gelir işte o zaman işçinin yasakları başlar.
Demem odur ki işçi bu ülkede karın tokluğuna kafasını kaldırmadan hiçbir baskıya ses çıkarmadan çalıştırılmak istenen patronların ve siyasilerin sırtında sülük gibi gezdiği onurlu insanlar topluluğudur.
Yani 1 Mayıs olunca yasak kısıtlama var, çünkü risk oluşturuyor ama otobüs, metrobüs kalabalık, mitingler lebalep sorun yok anlatmak istediğim tam da bu; bize insanca eşit yaşama hakkı yok bu ülkede, 1 Mayıs kimin umurunda.
Pandemi döneminde çalışma saatleri hakkında yayınlanan genelgeler doğrultusunda esnek çalışma hakkından yararlanmak bir de malum pandemi sürecinde çarşıda, pazarda yükselen fiyatlar karşısında yerinde sayan hiç ileriye gitmeyen maaşlarına aynı oranda düzeltme istiyoruz.
Mutlu Alakuş (Ayakkabı İmalat İşçisi): 1 Mayıs işçinin, emekçinin taleplerini haykırma günüdür aslında. Bir de yıllardır hak arama mücadelesinde ölümsüzleşen işçi, emekçileri anma günüdür kısaca tabii ki de buna karşı devlet ve egemen güçler bunu engellemek için tüm güçleriyle saldıracak, sesimizi kısmaya çalışacak fakat işçi sınıfının karşısında hiçbir güç duramaz, alanları zorlamaktan başka bir yol yoktur.
Taleplerimiz, çalışma saatlerinin kısaltılması, asgari ücretin yaşanılır koşullara getirilmesi, pandemi koşulları eşit olmalı ve işten çıkarılma nedenleri araştırılmalı, yüz kızartıcı, proje bitti diye işçiler haksız hukuksuz işten atılıyor bunun önü kesilmeli.
Orhan Çabalak (Kargo İşçisi): Yasaklar olacaksa herkes için eşit olmalı pandemi sürecinde herkes eşit olmalı. Ben hatırlıyorum Taksim’de kutladığımızı, konserle, halaylarla kutladığımızı öyle kutlanmalı yine. Rahatlıkla geçinebileceğimiz bir maaş istiyoruz. Resmi tatillerde de tatil, mesai saati üzerinde çalışmamak istiyoruz. 1 Mayıs taleplerimiz bunlardır aslında.
Yunus Yürker (Tekstil İşçisi): Tüm işçilerin zor zamanlar geçirdiği bu dönemde baskıcı patronların ve baskı ortağı AKP’nin işçiler üzerindeki sömürüsü her geçen gün artmaktadır. Bu 1 Mayıs’ın bir dönüm noktası olma zorunluluğu net olmakla birlikte kaçınılmaz oluyor, olmuştur. Dışarda ekmeği ve emeği için direnenlere için ivedi bir şekilde kararlar alarak işçi direnişleri bastırılmaktadır. Lebalep kongreleri görmezden gelenler tüm kurallara uyarak çadır kurup direnen işçilerin direnişlerine saldırıp virüsle mücadele bahane edilerek bastıran zihniyet aynı işyerinin çalışmalara müsaade etmektedir. Son zamanlarda tüm işçilerin ortak görüşü devlet destekli kan emici patronlar doymak bilmiyor. İşçiye hak verilmez, işçi hakkını kendisi alır. Bunun en büyük örneklerini kendi işyerimde yaşıyorum LC Waikiki çalışanıyım zamanında sendikal çalışmaların yoğun olduğu dönemde mevcut patronun işçilerle toplantı yaparak sizi sendikaya muhtaç edeceksem benim ayıbım diyerek işçileri kandırmıştır ve yıllarca emeklerini sömürmüştür. Pirime dayalı çalışma yöntemleriyle işçinin gözünü boyamıştır. Son pandemi döneminden itibaren parasına para katan Mustafa Küçük zihniyet ve sömürü ortağı AKP’den destek alarak işçilerini sömürmektedir. Kapanma dönemlerinde depolarında vaka sayıları artmasına rağmen bu dönemde maske üretimini bahane ederek mevcut yıllık aksiyonlarının hepsini gerçekleştirip servetine servet katarken işçilerin primlerinin büyük bölümünü iptal edip kalan kısmını da minimuma indirerek sömürüsüne devam etmiştir. Mevcut LC Waikiki depolarında sendikal şartı işçilerin büyük kısmının talebi haline getirmiştir. Önceleri hainlik olarak bakan işçiler dahi hak gaspının farkına varıp sağlam sendikal bir çalışmayı destekleyeceklerini belirtmektedirler. Yeni kapanmayı bahane ederek hem işçileri çalıştıran hem aylık hem üç aylık hem bayram primlerine kesik atan patron Mustafa Küçük’e işçilerin inancı kalmamıştır.
Batman’dan Tekstil İşçisi: Bu yasak aslında pandemiyi göz önünde bulunduruyor fakat bu milletvekilleri ve bakanlar, tepedeki başkanlar çok rahatça toplanabiliyor ve dip dibe oluyorlar bu yüzden 1 Mayıs biz işçiler için çok önemli.
1 Mayıs biz işçiler olarak birlik beraberlik içinde haklarımızı hukuki olarak savunmak, bir şekilde virüs kurallarına uyarak henüz bilinç sahibi olmayan ve kendi haklarının ne olduğunu bilmeyen sömürülen işçileri bilgilendirerek coşku ile kutlamalıyız. Çünkü bizden önceden insanlar bu hakları alabilmek için canlarını feda etmişler biz de gereken önem ve hassasiyeti göstermeliyiz.
Batman’da Tekstil İşçisi: İnsanlar yasaklardan dolayı sosyal bir aktivitenin olmayışı, psikolojik açıdan tamamıyla çökmesi anlamına gelmekte ancak sağlık açısından da tehlikeli olması sebebiyle böyle bir durumun göz ardı edilemeyeceği de bir gerçek. Fakat uzaktan bakıldığında bir işçinin tamamıyla işverenlere sanki tabiri caizse kölelik gibi bağlı durumda bu durum egemenlerin yaptırımda bulunduğu yasaklardan kaynaklanmaktadır. Biz buna 1 Mayıs yasağı değil de daha çok köleleştirme organizasyonu diyebiliriz.
Bana göre 1 Mayıs’ın kutlanması ve bu gibi durumların işçilere aslında daha çok çalışan ve bakmakla yükümlü olan insanlara bildirilmesi onlar için bir toplantı düzenlenmesi ve yasakların değil de çalışma saatlerinin kısıtlanmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Belirtmiş olduğum talepleri çoğu işçi kesiminin destekleyeceğini umuyorum aksi takdirde bu yönetim ve yasaklar çerçevesinde hayata tutunmamız zora gireceği endişesindeyim. Yönetim bu konuda tam destek vermelidir sadece işverene değil aynı zamanda işçi kesimine de kolaylık sağlanmalıdır.
Turgut Yılgın (Ayakkabı Taban İşçisi): Bu hükümetin 1 Mayıs, yani emekçilerle büyük derdi var, tabi ki pandemiyle ilgisi yok, tek sıkıntıları 1 Mayıs işçi bayramını engellemek, işçileri yok saymak. Masada yok saydıkları işçileri virüse karşı tedbirde, aşıda, asgari ücret belirlenirken de yok saymak; gerçekte yok saymaktır amaçları.
Biz işçi bayramımızı yan yana davul zurnalarla kutlamak istiyoruz, kongrelerde, cenazelerde bir şey yok işçilere gelince mi kontrol akla geliyor.
İnsana yakışır çalışma olanağı istiyoruz bunun koşulları sağlanmalı ve daha adaletli bir ücret paylaşımı olmalı, hep patronlara vermemeliler. Pandemi ödenekleri geçineceğimiz kadar sağlanmalı, ücretsiz izin ödenekler, çok yetersiz ancak ev kirası ödenir gerisinde ne yiyip içeceğiz?
Rıza Güllübudak (Kargo İşçisi): 1 Mayıs ezilen, sömürülenlerin bayramı; her zaman kızıldır kızıl kalacak. Tüm işçi sınıfının hakkını savunan sendikalar ve tüm demokrat kurumlar alanda olmalılar.
Bu yıl Covid-19’u önümüze koyacaklar ancak biz işçiler yine fabrikalarda toplu bi şekilde çalışıyoruz. Patron devleti bizleri düşünmüyor bizlerin de inancını kaybetmemizi, evde olmamızı ya da çalışmamızı bekliyorlar. Biz işçiler 1 Mayıs ruhuyla alanlarda olacağız, baskılara, sömürülere karşı
Biz işçiler ücretsiz izine çıkmak istemiyoruz, devletin bize reva gördüğü 1500 TL yetmiyor, evli, kirada olan arkadaşlarımız var çok mağdur oluyoruz. Mağduriyetimizi gidermek için fabrikalarda örgütlenip sendikaya üye oluyoruz. Bu sefer de patron devleti yasasını kullanarak Kod-29’dan işten atılıyoruz, bu işten atılmalar biz işçileri çok yoruyor, çaresiz bırakıyor.
Covid-19’un faturasını bizlere yüklüyorlar. Biz işçiler de 1 Mayıs’ta, bayramımızda evde değil alanlarda taleplerimizi dile getirmek, alanlarda olmak istiyoruz, yasaklarını tanımıyoruz. Onlara gelince lebalep toplantılar, kongreler bize gelince yasaklar.
Mevlüt Karagöz (Liman İş İstanbul Şube Sekreteri): 1 Mayıs yasakları sendikalar için mücadeleyi örgütlenmeyi daha güçlü dayanışmayı ifade ediyor. Maalesef pandemiden dolayı iki yıldır 1 Mayıs işçi günü kutlanamıyor. Sendikalar olarak emekçileri buna alıştırmamak gerek. Sendikalar bugünü emekçilere unutturmamalı en korkuncu bu olur. Bu 1 Mayıs her yeri 1 Mayıs bayrakları ile donatmalı. Her sendikalı işyerinde görseller düzenlenmeli. Beklenti olarak her alanda örgütlenmek, örgütlenmek. Emekçinin hak kazanmak için örgütlü olmaktan başka çaresi yok. “İş yerlerinde sendikalı olmak serbesttir” yalanı kaldırılsın. Sendikalı olmak zorunlu olsun. Konfederasyonlar bunun için beraber çalışmalı.
1 Mayıs’ta emekçilerin talebi pandemi den dolayı en çok iş güvencesi, kaçak, güvencesiz işçilik engellensin. Bilindiği gibi özellikle sendika konfederasyonları çok güven kaybetti. Artık seslerini duyurmalı ve emekçiler üzerinde güven verme zamanı. Sokakta sendikalara güven artmalı, işverene mecbur bırakılmamalı çalışalım ki örgütlü topluluk olalım diye düşünüyorum.
Hamit Yıldırım (DERİTEKS Sendikası Batman İl ve Bölge Temsilcisi): Batman’da ve ülkemizde 1.5 yıla aşkındır pandemi nedeniyle işçi hakları ayaklar altına alınmış ve işçiler ücretsiz izne ya da Kod-29’a mahkum edilmiştir. 2020 Nisan ayından sonra işbaşı yapıp boşta kalan işçi nakdi destek almayı hak kazanmadığı için bir kuruş dâhi almadan kendi kaderine terk ediliyor, çoğu fabrika kendi bünyesinde çalışan ama ücretsiz izinde olan işçileri geri çağırmadan İŞKUR üzerinde yeni işçi alımı yapıyor bu da hükümetin sermayeye göz yumduğu anlamına geliyor. Sermaye işçi haklarını gasp ediyor hükümet de hak aramayı öteliyor. Bu 1 Mayıs’ın yasaklanması da bize neyi hatırlatıyor; 2017’de bir işverenler toplantısında T. Erdoğan şöyle demişti: “Daha önce de OHAL’ler vardı ama her gün fabrikalarda işyerinde grev ve direnişler vardı şimdi ise biz OHAL’i sizlerin menfaatlerine kullanıyoruz.” Bu bir Mayıs’ta da işçiler kendi haklarını dile getirmesin diye pandemi bahanesiyle böyle bir yasak kararı alındı diye düşünüyoruz.
2021 1 Mayıs’ta işçilerin talepleri açık ve nettir ücretsiz izinler kaldırılsın, her fabrika kendi bünyesindeki işçileri çalıştırsın, çünkü hâl böyle iken işçi ücretsiz izinde olduğu için başka işyerinde çalışmaya başlasa dâhi sigortasız çalışmış oluyor ve işçinin SGK primini etkiliyor onun için bir an önce ücretsiz izinlerin kaldırılmaları öncelik talebimizdir. Kod-29 tümden kalkmalı, en öncelikli talebimizdir düşük ücretle işçi çalıştırmak yasaklansın, en düşük ücret asgari ücret talebimizdir, anayasanın bize tanınmış olduğu sendikal haklarımıza saygı duymaları talebimizdir.
Bu 1 Mayıs’ı alanlarda işçi sınıfı olarak omuz omuza verip haklarımızı hep birlikte haykırmalıydık. İşçi sınıfıyla dayanışma ve birlikte mücadele etmek talebimizdi, bu nedenle 1 Mayıs dünya işçi bayramı kutlu olsun.
- “Yaşasın 1 Mayıs,
- Yaşasın örgütlenme özgürlüğümüz
- Birlik mücadele zafer
- Yaşasın 1 Mayıs
- Biji 1 Gulan” diyoruz.