HABER MERKEZİ- Kendisine zorla M. Kemal büstü öptürülerek ırkçı saldırıya maruz kalan İbrahim Çay davasında yargılanan 7 kişiye ödül gibi cezalar verildi. Kamu görevlilerinin yargılanması için yapılan tüm itirazlar ise reddedildi.
Muğla’da 8 Eylül 2015 tarihinde, ırkçı saldırıya maruz kalan İbrahim Çay’a zorla Atatürk büstü öptürülmüştü. Çay, kendisini linç etmek isteyen fail Hakan Tosun’u “tehdit ettiği” iddiasıyla 5 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Nimet Ölmez’in haberine göre Çay’a saldıran 16 kişi hakkında takipsizlik kararı verilirken, linç edenler arasında yer aldığı kaydedilen 7 kişi hakkındaysa Fethiye 6’ncı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından, “konut dokunulmazlığını ihlal, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlamalarıyla 4 yıldan 19 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
TAKİPSİZLİK KARARINA İTİRAZ
Yaşanan bu gelişmelerin ardından 2016 yılının Haziran ayında Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın içerisinde kamu görevlilerinin de bulunduğu 16 kişi hakkında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararına Çay’ın avukatı Mehmet Altuntaş itiraz etti.
Avukat itiraz dilekçesinde, Seydikemer Eşen Mahallesi karakol komutanı, Fethiye Devlet Hastanesi nöbetçi hekim, hastanenin acil servisindeki hemşire, çevik kuvvet aracında bulunan polis memurları, Seydikemer Jandarma Karakolu’nda bulunan asker, Seydikemer Jandarma karakol komutanı ve olay günü kolluk amirleri ile kuvvetlerine yönelik tespit edilecek diğer şüpheliler hakkında soruşturma başlatılması yönünde en az 18 şüpheli hakkında şikayetçi oldu.
ÇEŞİTLİ SUÇLAR DİLEKÇEDE YER ALDI
Fethiye Nöbetçi Sulh Hakimliği’ne yazılan itiraz dilekçesinde tespit edilen 18 şüphelinin yanı sıra, yapılacak araştırma ve incelemenin sonucunda kolluk amirleri ve görevlilerinde içinde olduğu şahısların da dosyaya dahil edilerek; şüphelilerin işkence, hakaret, konut dokunulmazlığı, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, görevi kötüye kullanma, kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından yargılanmaları talep edildi.
Dilekçede, şüpheli sıfatında olan Eşen karakol komutanının Çay’ı olaydan önce arayıp evden çıkmaması gerektiği yönünde yaptığı telefon görüşmesi, olayın yaşanış biçimi, kolluk kuvvetlerinin tutumu, şüphelilerden S.U. isimli kişinin köy meydanında Çay’a yönelik “ip yok mu ip, ip getirin bunu asalım, Kürtlere ibret olsun” diyerek sarf ettiği sözleri, zorla Atatürk büstü öptürülürken Çay’ın dişlerinin kırılıp döküldüğü, Fethiye Devlet Hastanesi’nde bulunan doktorların yeterli muayene yapmadığı, çevik kuvvet polislerinin linç edilmek istenen Çay’a yönelik hakaretleri de dilekçede yer aldı.
‘AĞIRLAŞTIRILMIŞ İŞKENCE SUÇU İŞLENDİ’
İtiraz dilekçesinde, “Bu bağlamda dilekçemizde tarif edilen kamu görevlisi ve kamu görevlisi olmayan faillerin, TCK’nın 94, 95 ve m.37 uyarınca iştirak halinde müvekkile yönelik olarak neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence suçunu işledikleri açıktır. Diğer yandan doğrudan işkence suçuna iştirak etmemiş olsalar dahi olay günü kolluk görevlilerinden sorumlu diğer amirler de denetim ve gözetim yetkilileri gereği gibi yerine getirmeyip TCK m.94/5 uyarınca ihmali surette işkence fiiline iştirak etmişlerdir. Cezalandırılmaları gerekir” ifadeleri yer aldı.
Ayrıca, şüphelilerin HTS ve kamera kayıtları, Çay’ın tedavi belgeleri, olayla ilgili basın yayın organlarından tarama yapılarak Atatürk büstünün öptürülmesi ve sonrası ortaya çıkan görüntülerin incelenmesi talep edildi.
SAVCILIK TÜM YAŞANANLARI SOMUT İDDİA SAYDI
İtiraz dilekçesinde yer alan tüm talepleri değerlendiren Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı, ikinci kez şüpheliler hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” dair itirazı reddetti. Savcılık, kamu görevlilerinin de aralarında bulunduğu 18 şüpheli hakkında, “Olay günü Jandarmanın olay mahaline gecikmeli olarak geldiği iddiasının da soyut iddia niteliği olduğu, yapılan soruşturmada olaya, en kısa sürede müdahale edildiği, bu iddianın doğru olduğu yönünde somut hiçbir delil olmadığı müşteki vekili ve müştekinin soyut iddiasına dayandığı anlaşılmıştır. İbrahim Çay isimli şahsın çevik kuvvet aracına bindirilirken bir polis memurunun ‘vereceksin bu pis teröristi halkın eline böylelerinin cezasını versin’ şeklinde söyleme ulaşılamadığı, Çay’ın iddiasını ispatlamak için somut delil sunamadığı, Seydikemer Karakolu’nda bir askerin Çay’a, ‘Mersin’den terörist çıkmaz sen nereden çıktın pis terörist’ diyerek kafasını iki kez duvara vurduğu iddianın doğrulayacak kamu davası açmayı gerektirir hiçbir delile ulaşılamadığı” gerekçelerini öne sürerek reddetti.
Ayrıca Çay’ın uğradığı ırkçı saldırıyı da kabul etmeyen savcılık şu ifadelere yer verdi: “Her ne kadar Çay’ın müvekkili, sunmuş olduğu dilekçede, Çay’a karşı işkence, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, kasten insan öldürmeye teşebbüs suçlarının da işlendiği iddia edilmiş ise de, Çay’a yönelik işlendiği iddia edilen suçların unsurları itibariyle olayda oluşmadığı anlaşılmakla olay nedeniyle şüpheliler hakkında kamu adına kavuşturmaya yer olmadığına karar verildi.”
7 SANIK YARGILANDI
Bunun yanı sıra olayın yaşandığı tarihte haklarında savcılığın soruşturma kararı verdiği 7 sanık hakkındaysa “Konut dokunulmazlığı”, “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” ve “Kasten yaralama” suçlarından Fethiye 6’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 7 kişi hakkında açılan dava 3 yıl boyunca devam etti.
ÖDÜL GİBİ CEZA
7 sanık hakkında mahkeme 15 Kasım 2018 tarihinde verdiği kararla, “Konut dokunulmazlığı” suçundan hepsi için beraat kararı verdi. Yine, 7 sanık için “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan ayrı ayrı 3 yıl 4 ay, “Kasten yaralama” suçundan da 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Verilen 11 ay 20 günlük hapis cezası 350 gün adli para cezasını çevrilirken, mahkeme heyeti 7 sanığın sabıka kayıtlarına bakılarak daha önce hiçbir suça bulaşmamış 3 kişi hakkında hükmün açıklanması geri bırakıldı. Geriye kalan 4 kişi hakkında ise daha önceden sabıkalarının olması nedeniyle verilmiş olan 350 günlük adli para cezası karşın 7 bin TL para cezası 24 eşit taksit şeklinde tahsiline karar verildi.
DOSYA İSTİNAF MAHKEMESİNE GÖNDERİLDİ
İbrahim Çay olayına karışan 7 sanık sadece “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası alırken, sanıklar diğer tüm suçlardan ceza almadı. Kamu görevlileri hakkında ise dava bile açılmadı. Yerel mahkemenin 7 sanık hakkındaki gerekçeli kararını açıklamasının ardından, Çay’ın avukatı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İtirazda, böylesi vahim bir olay karşısında yargı organlarının gereken dikkati ve özeni göstermediğini, aksine tüm takdir haklarını ve hatta yasaya aykırı olarak sanıkların lehinde değerlendirmeler yapılarak; haksız, vicdanları yaralayan usul ve yasaya aykırı hüküm kurulduğuna dikkat çekti. Avukat yerel mahkemenin hükmünün kaldırılarak yargılamanın yeniden yapılması, eksiklerin giderilmesi için dosyanın tekrar yerel mahkemeye gönderilmesini talep etti.
Yine, Çay hakkında açılan “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davadan beraat etti.