HABER MERKEZİ- İnşaat İşçileri Sendikası bir açıklama yayınlayarak, koronavirüs salgını nedeniyle işten çıkarmaların yasaklanmasını, halka ücretsiz sağlık hizmeti verilmesini istedi. İnşaat-İş’in açıklamasının tam metni şu şekilde;
“Biz inşaat işçileri de diğer sınıf kardeşlerimiz gibi emek gücümüzü satarak yaşayabiliyoruz. Bir gün bile çalışmasak aç kalırız. İşkolumuz kuralsızlığın, güvencesiz ve güvenliksiz çalışmanın temel çalışma biçimi olduğu bir işkolu. Taşeron ağının bir ahtapot gibi sarıp sarmaladığı bu işkolunda çocuğumuz yevmiye usulü çalışıyoruz.
Çalıştığımız şantiyelerde hiçbir can güvenliğimiz olmadığı gibi, hijyenin de esamesi okunmuyor. Hiçbir hijyenin olmadığı kalabalık işçi koğuşlarında, bir tuvaletin onlarca kişi tarafından kullanıldığı şantiyelerde nefes alıp veriyoruz. O şantiyelere ulaşmak için kullandığımız toplu taşıma araçları açısından da durum böyle.
Bu koşullar bizleri hem hastalığa en açık hem de bir gün bile çalışmasa açlıkla burun buruna gelecek toplumsal kesimlerden biri haline getiriyor.
Dünyayı saran bu salgın karşısında aç kalmak da dahil ciddi risklerle karşı karşıya kalan biz inşaat işçileri soruyoruz:
Kişisel hijyen öneren ve bu önlemler için gerekli malzemelerin karaborsaya düşmesine bile seyirci kalan devlet, hiçbir kural ve güvencenin olmadığı bu işkolu ve genel olarak işçi sınıfı için başka ne önerir?
Belli ki patronların uğrayacağı zararları telafi edecek bir ekonomik destek paketi hazırlandığı açıklandı. Bu pakette güvencesiz, güvenliksiz ve her türlü hastalığa açık bizler için bir şey deniliyor mu?
Kafeleri, içkili mekanları kapatan ve fakat camilere-AVM’lere dokunmayan devlet, toplumsal yaşamın devamı için sürdürülmesi zorunlu olan enerji-gıda-taşımacılık gibi iş kolları dışındaki işkolları için işçilerin de açlıkla burun buruna kalmayacağı bir formül düşünüyor mu?
Sürdürülmesi zorunlu işkollarındaki kardeşlerimizin posasının çıkmaması için mesela çalışma saatlerini düşürme ve vardiya sistemini buna göre değiştirmek gibi bir yaklaşımı var mı?
Beton yiyerek semirdikçe semiren inşaat patronlarına sayısız teşvik ve “iyileştirme” paketleri açan, vergi borçlarının üzerine bir kalem çeken aynı devlet, ücretimizi bile almakta güçlük çektiğimiz bu işkolundaki milyonlarca işçi için ne diyor? Bu koşullarda hasta olmamaları mucize olan ve bu süreç boyunca çalışamaz hale gelen inşaat işçilerinin açlıkla burun buruna gelmemesi için de bir paket hazırlıyor mu?
Tüm işkollarında patronlar işçilere daha şimdiden ya çalışırsın ya da işten atarım baskısı uyguluyor. Hastalananlara ücretsiz izin ya da işsizlik dayatılıyor. “Piyasalar ve ekonomi önceliğimiz” diyen devlet, bu barbarlık karşısında herhangi bir formül geliştirmeyi düşünüyor mu?
Bu salgını fırsata dönüştürüp, bize bunları dayatan patronlara karşı yasal hakkımız olan iş görmeme hakkımızı kullanmak dışında bir seçeneğimiz var mı? İş görmeme hakkımızı kullanmaya zorlandığımız bu koşullarda aç kalmamamız için gerekli ücreti sağlayabiliyor mu ya da iliğimizi emen o patronlara bunu ödetecek bir yaklaşım sergileyebiliyor mu?
Açlıkla burun buruna gelmememiz için mesela gıda-barınma başta olmak üzere en temel insani ihtiyaçlarımızın karşılanması açısından belirli düzenlemeler yapmayı düşünüyor mu?
Biz inşaat işçileri diyoruz ki;
-Corona virüs salgınına karşı koruyucu bütün sağlık malzemeleri devlet tarafından halka bedava dağıtılmalıdır!
– Virüs testi ve gerekirse arkasından uygulanması gereken tedavi ve bakım hizmetleri ücretsiz hale getirilmelidir!
-Bizim gibi yevmiyeyle çalışan, hiçbir güvencesi olmayan, çalışmadığında aç kalacak işçiler için barınma-beslenme-ısınma-sağlık başta olmak üzere diğer temel ihtiyaçların karşılanması için formüller üretilmelidir!
– Salgının hızını kesmek için, üretimi sürdürmenin toplumsal açıdan zorunlu olduğu enerji, gıda, vb. sektörler dışında kalan bütün sektörlerde üretime en az bir ay süreyle ara verilmelidir! Buralarda çalışan işçi ve memurlar ücretlerinde ve izin haklarında herhangi bir kesinti yapılmaksızın bu süre boyunca ücretli izne çıkarılmalıdır!
-Ücretsiz izin ya da işten ayrılmayı dayatan patronlar hakkında işlem başlatılmalıdır, işçi kıyımı yasaklanmalıdır!
– Üretimi sürdürmenin zorunlu olduğu sektör ve fabrikalarda işçilerin gücünü tüketen çalışma koşullarına ve temposuna son verilmeli, ücretlerde hiçbir kesinti yapılmaksızın azami 4’er saatlik vardiya sistemine geçilmelidir! Ayrıca toplu taşıma araçlarıyla işe gidenlerimiz için o araçlar ve işyerlerinin dezenfekte edilmesi zorunlu bir kural haline gelmelidir!
– Toplum sağlığını tehdit eden bu salgını fırsat bilerek karaborsaya yönelenler kamuoyuna teşhir edilmeli ve ağır cezalara çarptırılmalıdır!
– Salgının seyri, hızı ve alınan önlemler konusunda kamuoyu düzenli olarak güven verici bir biçimde bilgilendirilmelidir!
“Kimseyle temas etmeyin”, “dışarı çıkmayın” diyen, en fazla kişisel hijyen kurallarını hatırlatan devletin, kişisel hijyenin mümkün olmadığı oldukça olumsuz koşullarda çalışan biz inşaat işçilerine ve tüm işçilere söyleyeceği başka bir şey var mı?”