HABER MERKEZİ- İHD İzmir Şubesi, denetimli serbestlik hakkı gerekçelerle ihlal edilen hasta tutuklu Yusuf Akbaba’nın durumuna dikkat çekerek, gelişebilecek olumsuzluklardan yetkililerin sorumlu olacağını belirtti.
İHD İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutuklu Yusuf Akbaba’nın durumuna dikkati çekmek amacıyla Konak Eski Sümerbank önünde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı yapan İHD İzmir Şube Sekreteri Ali Aydın, “Yusuf Akbaba 1964 Midyat doğumlu, 56 yaşındadır. Müebbet hükümlüsüdür. Pek çok hapishanede kaldıktan sonra şu anda Denizli T Tipi Cezaevi’nde tek kişilik hücrede kalmaktadır. 28 yıldır hapishanededir” diye belirtti.
HASTALIKLARI
Akbaba’nın sağlık durumu ile ilgili ailesinden aldıkları bilgileri de aktaran Aydın, şöyle dedi: “Görmekte zorlandığı, ayaklarında yaralar olduğu öğrenilmiştir. Klasik tıbbi bilgilerle bilinmektedir ki şeker hastalığı, el ve ayaklarda duyu ve his kaybına bağlı olarak özellikle ayaklarda yara oluşumuna neden olmaktadır. Bu yara oluşumları özenle tedavi edilmemeleri durumunda kan şekerinin daha da yükselmesine sebebiyet vermekte, kan şekeri yükseldiğinde de yara iyileşme süreci uzamakta hatta imkânsız hale gelmektedir. Ayaklarda çıkan bu yaraların gerekli tedaviler yapılmadığı zaman ayak parmaklarından başlayarak ayakların kesilmesine kadar gidebilmektedir. Gözdeki görme kaybı da diyabete bağlı retinapati diye tanımlanan şey olduğundan gerekli tedavi yapılmaması durumunda tam körlüğe kadar gidebilir. Daha önemlisi diyabet hastalarında sadece ayaklarda ve ellerde duyu kaybı, gözlerde hasar olmaz, aynı zamanda iç organlarda da hasar olur. En riskli olarak tanımlanan da böbreklerde yetmezliğe neden olmasıdır. Böbrek yetmezliği durumunda kişinin diyaliz ihtiyacı ortaya çıkar. Denetimli serbestlik hakkı gelmiş olmasına rağmen çeşitli gerekçelerle bırakılmamaktadır. Hastalığı göz önüne alınarak infaz ertelenmesi ile ailesinin yanında ya da bakım göreceği bir yerde, sağlık koşulları uygun olan, her zaman bir hastaneye ulaşacağı yerde olmalıdır. Yusuf Akbaba’nın başına gelebilecek bütün olumsuzluklardan yöneticiler sorumludur.”