2015’te Urfa’da öldürülen iki polisle ilgili 48 yıl hapis cezası verilen Mahmut Tutal’ın avukatı, cezasına gerekçe gösterilen HTS kayıtlarının TEM tarafından değiştirildiğini söyledi.
Urfa’da 30 Ağustos 2015’te Balıklıgöl Devlet Hastanesi önünde silahlı saldırıya uğrayan Fatih Kılbey ve Tanju Sakarya adlı polislerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve 48 yıl hapis cezası verilen Mahmut Tutal’ın, tutuklamaya gerekçe gösterilen HTS kayıtlarının TEM tarafından değiştirildiği ortaya çıktı.
Olaydan 45 gün sonra bir tanık ifadesi üzerine gözaltına alınan Tutal, Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Yaklaşık 9 yıldır Urfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Tutal, yapılan yargılamalar sonucunda 29 Mayıs 2018 tarihinde ‘insan öldürmeye yardım etmekten ve devletin bütünlüğünü bozma’ suçlamasıyla 48 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf ve Yargıtay tarafından dosyanın onanması üzerine Tutal avukatı aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
DATA VERİLERİ SİLİNMİŞ
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Tutal’ın tutuklanmasına gerekçe gösterilen HTS kayıtlarının, dönemin TEM polisleri tarafından değiştirildiği öğrenildi. Olayın gerçekleştiği 29 Ağustos 2015 ile 30 Ağustos 2015 tarihleri arasında 23.00 ile 00.45 saatleri arasında yer alan HTS kayıtlarının TEM tarafından mahkemeye sunulan belgede silinen DATA verileri ortaya çıktı. Tutal’ın söz konusu saatler arasında aile bireyleri tarafından birden fazla kez arandığı ve konumunun oturduğu ev adresi olduğu anlaşıldı.
“EMNİYET GÜÇLERİ İSTEDİKLERİ GİBİ DOSYALARA MÜDAHALE EDİYORLARDI”
Söz konusu saatler arasında kayıtlara müdahale ederek ‘belgede sahtecilik’ yapan TEM polisleri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Tutal’ın avukatı Mustafa Vefa, yeniden yargılama yapılması için mahkemeye başvuracaklarını da belirtti. 2015 ile 2017 yılları arasında TEM‘in Riha’da gözaltına aldığı kişilere işkence uygulandığını belirten Vefa, “Sistematik işkence o kadar yoğundu ki emniyet güçleri istedikleri gibi dosyalara müdahale ediyorlardı” dedi.
“OLAY SAATİNDE EVDEYDİ”
Müvekkili Tutal’ın olaydan 45 gün sonra gözaltına alındığını hatırlatan Vefa, şöyle konuştu:
“Gözaltı sürecinde büyük bir hukuksuzluk yaşandı. Lehte olan delillerin hiç biri toplanmadı, bunun yanında işkenceler yapıldı. Olayı onun yaptığı yönünde zorlandı. Ancak müvekkilim o saatte evdeydi ve hiçbir alakası da yoktu. Daha sonra işkence ile kabul ettiremeyince, tutuklanıp cezaevine gönderildi. O süre zarfında belirli delillerin toplanmasını istedik, ancak hiçbir talebimiz yerine getirilmedi. Soruşturma aşaması tamamen polislerin elindeydi. TEM birimleri soruşturmayı yürüttü.
Bir fezleke hazırlandı ve Mahmut Tutal ile Erdal Dağhan isimli bir kişinin birlikte bu saldırıyı yaptıkları, bunun sonuncunda iki polisin öldüğü yazılıydı. Müvekkilim o saatte evde olduğunu defalarca dile getirdi, ancak hiçbir adli merci dinlemedi. İspat olarak biz Mobil Plaka Tanıma Sistemi (MPTS), HTS kayıtlarını istedik, ancak ısrarla taleplerimiz reddedildi. Duruşmalara TEM polisleri de katılıyordu.”
“HTS KAYITLARINI TEM HAZIRLADI”
Israrlı talepleri üzerine HTS kayıtlarının dosyaya eklendiğini dile getiren Vefa, dosyaya eklenen kayıtların TEM tarafından hazırlandığını kaydetti. Kayıtların bağımsız bir kuruluş tarafından incelenmesi talebinde bulunduklarını ifade eden Vefa, şunları söyledi:
“TEM’in hazırladığı HTS kayıt evrakında; olayın gerçekleştiği saatlere dair Tutal’a ait HTS kayıtları yok. Biz bu eksikliği duruşmalar devam ederken de fark ettik, ancak aklımıza evrakta sahtecilik yapılacağı gelmedi. Biz HTS kayıtlarının bağımsız bir şekilde incelenmesini istedik, her duruşmada bu talebimiz reddedildi. Daha sonra TEM’in HTS kayıtları ile yetinildi ve mahkumiyete gerekçe yapıldı. Tutal’a 48 yıl hapis cezası verildi. Sonra İstinafa temyiz ettik, ancak İstinaf incelemeden onayladı. Yargıtay da aynı şekilde taleplerimizi incelemeden onayladı. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptık.”
ADALET BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI
Adalet Bakanlığı’na da çağrıda bulunan Vefa, “2015-2017 yılları arasında özellikle Urfa’da meydana gelen olaylara dair dosyaların tekrar incelenmesi gerekir. O tarihlerde kolluk güçleri dosyalar üzerinde birçok kez oynama yaptı. Ceylanpınar dosyası barış sürecini bitiren bir dosya. O dosyada da açık açık oynamalar yapılmıştı. Benzer birçok dosya mevcut. Bu dosyaların detaylı bir şekilde incelenmesi gerek. Evrakların gerçek olup olmadığının incelenmesi gerek. O tarihlerde Urfa’da hukuk askıya alınmıştı” dedi.
(HABER MERKEZİ)