DERSİM- İnsan Hakları Derneği Merkezi Hapishaneler Komisyonu (İHD) “Mahpusların Başta Yaşam Hakkının Güvence Altına Alınması İçin Hapishanelerde Devam Eden İhlallere Son Verilsin!” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
Eş zamanlı olarak Dersim’de de gerçekleştirilen açıklamayı İHD Dersim Şube Başkanı Gürbüz Solmaz okudu. Açıklamaya baro başkanı Fatma Kalsen de katıldı.
Türkiye’deki hapishanelerin işlevine değinilen açıklamada “…Derneğimiz 35 yılı aşkın bir süredir hapishanelerde yaşanan ihlallerin son bulması, ihlali meydan getirenlerin hukuk önünde hesap vermesi ve bir daha benzer ihlallerin yaşanmaması için mücadele etmektedir. Ancak geçmişten bu yana hiçbir iktidarın hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini giderme konusunda yeterli irade ortaya koymaması bugün de Türkiye hapishanelerinin birer insan hakları ihlal merkezine dönüşmesine neden olmaktadır.” denilerek söze başlandı.
F Tipi hapishanelerin ardından S Tipi hapishanelerle tutsaklara yönelik tecrit politikalarının daha da derinleştirilmek istendiği vurgulanarak Yüksek Güvenlikli hapishanelerde tutsakların tek kişilik odalarda tutulduğu, bulunduğu odaların müstakil havalandırması bulunmadığı ve günde 1-1,5 saat ayrı bir yere götürülerek 2 havalandırmaya çıkarılmakta oldukları ve geri kalan zamanı bu tek kişilik yerde geçirmek zorunda bırakıldıklarından bahsedildi.
Hapishanelerde baskı ve hak ihlallerinin artmasından kaynaklı birçok açlık grevi, kendini yakma vs. gibi eylemlerin gerçekleştiği bildirilen açıklamada “F tipi, S Tipi ve Yüksek Güvenlikli hapishanelerin uygulamaya konulması akabinde uzmanlar ve hak savunucuları tarafından siyasi iktidarlara yapılan uyarıların haklılığı ortaya çıkmış, bu hapishanelerde tutulan mahpusların başta yaşam hakkı olmak üzere; sağlık, aile ve özel hayata saygı, avukatı ile görüşme ve haberleşme hakları sürekli bir şekilde ihlal edilerek infaz yasasına aykırı uygulamalar meydana gelmiştir. Bu uygulamalara karşı mahpusların iç hukuk ve AİHM nezdinde açmış oldukları davalarda lehlerine çıkan yüzlerce karar olmasına rağmen dava konusu edilen hak ihlallerinin sona ermesi bir yana her geçen gün bu ihlallerin arttığına şahit olmaktayız. Mahpuslar, ulusal ve uluslararası mevzuattan doğan en temel haklarını kullanabilmek için birçok kez açlık grevi, kendini yakma ve intihar tarzı eylemler yapmak zorunda kalmış, yaptıkları bu eylemler sonucunda yaşamlarını yitirmiş, birçok mahpus ise bu eylemlerden kaynaklı kalıcı hastalıklarla yaşamak zorunda kalmıştır. Son olarak Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesinde bulunan Yakup BRUKANLI isimli mahpusun, Türkiye hapishanelerinde devam eden tecrit ve izolasyon uygulamalarını protesto etmek amacıyla kendisini yaktığını ve sağlık durumunun ağır olduğunu basın yayın organlarından öğrenmiş bulunmaktayız.” İfadeleriyle tutsakların yaşadıkları hak ihlallerinden bahsedilmiştir.
Hapishanelerde bulunan hasta tutsakların tahliyelerinden sonra yaşamlarını yitirdiklerine değinilen açıklamada “Son olarak sıklıkla altını çizerek belirttiğimiz bir hususu tekrardan vurgulamak istiyoruz. Türkiye hapishanelerinde tutulan tüm mahpuslar devletin denetimi ve sorumluluğu altındadır. Her bir mahpusun yaşama, işkence görmeme, aile ve özel hayatına saygı gösterilmesi, haberleşme ve insan olmaktan kaynaklı tüm haklarının kullanılması konusunda devletin gerekli tedbirleri alması, bu hakları ihlal edenler hakkında etkili yaptırımlar uygulaması gerekmektedir. Bu nedenle Türkiye hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerin giderilmesi için güvenlikçi politikalardan vazgeçilerek insan haklarını ve evrensel kuralları merkezine alan bir anlayışa geçilmesi gerektiğini belirtmek isteriz.” denildi.