Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’nda gözaltında işkence ve kayıplarla ünlenen ve yakın zamanda yıkılan Gayrettepe Siyasi Şube (1. Şube) önünde açıklama yapan İHD ve TİHV, bu alanda bir “utanç müzesi” ve anıt yapılmasını istedi.
“Gayrettepe 1. Şube işkencede ölümlerin, gözaltında kayıpların simgesidir, unutmayacağız” pankartı açılan eyleme İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve çok sayıda kayıp yakını katıldı.
Basın açıklamasını okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, 1970’li, ‘80’li, ‘90’lı yılların işkence merkezlerinden biri olan Gayrettepe’deki İl Emniyet Müdürlüğü binasının çekilen acıların hesabı verilmeden yıkıldığını söyledi.
‘YÜZLEŞMEDEN UNUTMAK DA UNUTTURMAK DA MÜMKÜN DEĞİL’
Yoleri, şöyle devam etti: “‘Tarihi bina bütün yaşananlarla beraber yıkıldı, enkaza dönüştü’ diyenler var, ancak yüzlerce devrimcinin, hak savunucusunun, aydının, yazarın kanı var karanlık bir tarihin simgesi olan bu binada. Yüzleşmeden, hesaplaşmadan ne yaşanan vahşi işkenceleri ne gözaltında kayıpları unutmak da unutturmak da mümkün değil. Hafızanın, hakikat ve adalet arayışı yanında, geleceğimizin biçimlendirilmesindeki göz ardı edilemez rolü üzerinden, bir daha bu suçlar işlenmesin, çekiler acılar son bulsun diye; yıkılan bina yerine bir ‘utanç müzesi’ ve yaşanan insanlığa karşı suçları simgeleyen bir anıt yapılmasını istiyoruz.”
İŞKENCEHANELERDE KATLEDİLEN, KAYBEDİLENLER HATIRLATILDI
12 Eylül’de bu ve benzeri işkence merkezlerinde aylarca tutulan 650 bin kişiye, 45 çeşit işkence uygulandığını ifade eden Yoleri, sırf 12 Eylül döneminde belgelenen 171 işkenceyle katledilmenin önemli bir bölümünün izlerinin bu binada olduğunun altını çizdi.
Yoleri, İstanbul’da gözaltında kaybedilen ve Gayrettepe’de işkence gören çok sayıda kişiyi de şu şekilde hatırlattı:
-21 Kasım 1980’de gözaltına alınıp bu binada işkence edilerek, arabası ile birlikte kaybedilen ve kendisinden bir daha haber alınamayan Hayrettin Eren,
-29 Temmuz 1981’de bu binada işkencede öldürülen ve ölü bedeni, bir eve götürülerek camdan atıldıktan sonra ‘Camdan atladı’ yazılı bir belge düzenlenen ve 85 gün sonra ‘kimliği meçhul kişi’ olarak gömüldüğü ortaya çıkarılan Süleyman Cihan,
-10 Nisan 1981 günü gözaltına alınan, işkence edilerek bu binada öldürülen ve halen kendisinden haber alınamayan Nurettin Yedigöl,
-16 Kasım 1982’de gözaltına alınan, işkence edilerek öldürülen ve yıllar sonra naaşı Kasımpaşa’daki kimsesizler mezarlığında bulunan Mustafa Asım Hayrullahoğlu,
-5 Şubat 1984 tarihinde, burada gördüğü ağır işkenceler sonucu koma halinde Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırılan ancak halen mezar yeri dahi açıklanmayan Maksut Tepeli,
-14 Mart 1991 günü gözaltına alınıp işkence edilen ve kaybedilen Yusuf Erişti,
-27 Ekim 1991 günü gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hüseyin Toraman,
-5 Mayıs 1992 günü gözaltına alınıp kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Soner Gül,
-20 Temmuz 1992 günü gözaltına alınıp kaybedilen Hasan Gülünay,
-6 Ekim 1992 günü gözaltına alınan ve bu binada işkence edildikten sonra kaybedilen Ayhan Efeoğlu,
-5 Ocak 1994 günü gözaltına alındıktan sonra kaybedilen kardeşi Ali Efeoğlu,
-20 Şubat 1994, Cüneyt Aydınlar
-12 Mayıs 1994 günü gözaltına alınıp kaybedilen Halil Alpsoy,
-24 Aralık 994 günü gözaltına alınıp bu binada sorgulandıktan sonra kaybedilen İsmail Bahçeci, halen adalet bekliyorlar.
‘FAİLLER CEZASIZLIK ZIRHIYLA KORUNUYOR’
İnsanlığa karşı suçların simgesi olarak ünlenen Gayrettepe 1. Şube yeni binasına taşındıktan sonra da işkence ve gözaltında kayıpların devam ettiğini kaydeden Yoleri, “23 Şubat 1995 günü Murat Yıldız, 1 Mart 1995 tarihinde Rıdvan Karakoç, 21 Mart 1995 tarihinde Hasan Ocak, 19 Ekim 1995 tarihinde Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir kaybedildi. Sadece İstanbul değil, bütün coğrafya insanlığa karşı suçlarla karartıldı. Kars Göle’de gözaltına alınan Cemil Kırbayır kaybedildi, 12 Eylül sonrası idam edilen Veysel Güney’in mezarı kaybedildi, 2018 yılından bu yana Yusuf Bilge Tunç kayıp ve gerçekler devlet sırrı denilerek saklanırken bütün failler cezasızlık zırhıyla korunuyorlar halen” dedi.
‘UTANÇ MÜZESİ VE ANIT YAPILSIN’
Emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın faili meçhuller ve gözaltında kaybetmelerin “bir devlet politikası olduğu” yönündeki itiraflarını hatırlatan Yoleri, bu devlet politikasının son bulması için gerçek bir yüzleşme ve hesaplaşmaya ihtiyaç olduğunu belirtti.
Yoleri, “Yıkılarak otel yapılan Sansaryan Han (2. Şube), Sultanahmet ve Bayrampaşa Hapishanesi gibi Gayrettepe 1. Şube’de yaşananların da unutturulmasına izin vermeyeceğiz. Bu mekanlarda yaşanan işkence ve gözaltında kayıpları hatırlatmaya devam edeceğiz. Yıkılan Gayrettepe 1. Şube binası yerine bir ‘utanç müzesi’ yapılmasını ve bu alana gözaltında kaybedilenler ve işkence görenler için bir anıt yapılmasını istiyoruz” dedi.
(HABER MERKEZİ)