MERSİN- İHD Mersin Şubesi’nin 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında düzenleyeceği konser yasaklanmıştı. Konserde Pınar Aydınlar ve Dodan Özer’de yer alacaktı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında düzenlemeyi planladığı konserin Mersin Valiliği tarafından yasaklanmasına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Kamuda biziz barış da barış yasaklanamaz” pankartı açılırken, “Barış talebi kamu düzenini bozuyormuş”, “Türküler ne zaman kamu düzenini bozdu” dövizleri taşındı. Açıklamayı İHD Mersin Şubesi Eş başkanı Hakkı Demir okudu.
Yapılan açıklamada son zamanlarda festivallere, konserlere ve kültürel alandaki faaliyetlere yönelik yasakların arttığı vurgulanarak türkülerin, şarkıların “kamu güvenliğini” tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklandığı söylendi. Demir, asıl tehdit sizin bu yasakçı zihniyetinizdir diyerek tepki gösterdi.
Açıklamanın tam hali şu şekilde:
“Ülkemizde barış ikliminin hâkim olması, insanlarımız arasında kardeşlik, dostluk, dayanışma, temel hak ve özgürlüklerin insan onuruna yakışır şekilde gelişmesi için mücadele eden; nerede bir hak ihlali varsa, kişilerin inançlarına, siyasi düşüncelerine, etnik kimliklerine bakmaksızın, hiçbir çıkar gözetmeden hak ihlallerinin giderilmesi için mücadele eden biz insan hakları savunucuları yaşamın her alanında haksız ve hukuksuz tüm uygulamaların karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz…
“Hepinizin bildiği üzere ülkemizin farklı bölgelerinde sanatsal faaliyetlere, konserlere yönelik akla mantığa sığmayacak yasaklama haberleri duymaktayız. Bu yasakçı zihniyet, 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri kapsamında 2 Eylül 2022 günü 19.00 – 23.00 saatleri arasında Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezinde Pınar AYDINLAR ve Dodan ÖZER’in sahne alacağı Dayanışma Konserimiz Mersin Valiliği tarafından yasaklanmıştır.
“10 Ağustos 2022’de Valiliğe 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında yapacağımız Basın Açıklaması ve Konser etkinlikleriyle ilgili bildirimde bulunduk. Devamında gelecek olan sanatçıların uçak biletlerini aldık, afiş ve davetiye basımı yapılarak, telefonla Mersin Valiliği Hukuk Bürosu ile görüşüldü. Bu görüşmede herhangi bir eksiğin olmadığı tarafımıza bildirilmiştir.
“24 Ağustos’ta Mersin Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü bize, “Barışa Ses Ver, Savaşa Dur De” dayanışma konserimizin yasaklandığını tebliğ etti. Tebellüğ Belgesinde kararın 19 Ağustos’ta alındığını öğrenmiş olduk. Kararın kendisini dün ve bugün talep ettik, ne yazık ki Valilik topu Emniyete, Emniyet Valiliğe atmaktadır ve bu sabah saat 09.00’dan saat 10.00’a kadar kararı alamadık. Biz de kararın bir örneğinin tarafımıza verilmesi için dilekçe yazdık, bakalım yazılı başvurumuza ne yanıt verecekler.
“Gerekçe ne biliyor musunuz? Kamu güvenliğini tehdit ediyormuş bu konser. Düşünebiliyor musunuz, kamu güvenliğini tehdit ve İnsan Hakları Derneği… Türküler, şarkılar ne zaman kamu güvenliğini tehdit etmiştir? Konserlerimizdeki ülkemizin renkliliğini yansıtan çok dilliliği mi sizi rahatsız ediyor? Özellikle Kürt sanatına ve sanatçılarına yönelik yasakların bir devamını Mersin’de de mi artırmak istiyorsunuz? Kamu güvenliğini tehdit eden sizin bu yasakçı zihniyetiniz, farklı inançlara, kimliklere, farklı düşüncelere olan tahammülsüzlüğünüzdür. Kamu biziz, biz. Biz ülkemizdeki her türlü farklılığın birer zenginlik olduğuna inanıyor ve savunuyoruz ve her türlü tekçiliği reddediyoruz. Biz İnsan Hakları Derneği olarak her yıl 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri kapsamında Dayanışma ve Barış Konseri düzenliyoruz ve bunu bir anlamda gelenekselleştirdik.
“Şimdi sormak isteriz, hangi konserimiz ya da hangi etkinliğimiz kamu güvenliğini tehdit etmiştir? Hangi etkinliğimizde bir olumsuzluk yaşanmıştır? Valiliğin bu iddiası hem hukuksuz hem haksız hem de gülünçtür. “Barışa Ses Ver, Savaşa Dur De” sözü birilerini çok rahatsız etmiş midir bilemeyiz; ancak kapalı bir mekânda davetiye ile insanların içeri alındığı bir konser etkinliğini yasaklamak; ancak Türkiye’de ve ancak demokrasiyi içselleştirememiş iktidarların hüküm sürdüğü ülkelerde mümkün olur.
“Barışa Ses Ver, Savaşa Dur De” dayanışma konserimizin yasaklanması hukuki değil, tümüyle konjöktüreldir ve seçim atmosferiyle ilgilidir. Basın açıklamamızdan sonra Yürütmenin Durdurulması talebiyle davamızı açacağız ve hukuksal mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz, keyfiliğin karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz. Halen bu keyfiliği görebilecek ve engelleyecek hakimlerin olabileceğini umuyoruz.
“Dayanışma konserimiz yasaklanmıştır ancak mücadelemiz devam edecek ve ileriki bir tarihte dayanışma konserimizi yapmayı planlıyoruz.”