HABER MERKEZİ- Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri devam ederken infaz yakmalar, hasta tutsaklara yönelik ihlaller gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Bu sorun kapsamında basit genelgeler ve demeçlerle hasta tutsakların sorunlarının çözülemeyeceğini ifade eden İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, “Bütün mahpuslara eşit uygulanacak şekilde evrensel ilkeler esas alınarak yasal düzenlemeler yapılması gerekiyor.” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 28 Şubat davasında ceza verilen Vural Avar’ın ölümünün ardından 2 Ocak’ta “Sürekli Hastalık, Sakatlık ve Kocama Sebebiyle Kişilerin Cezalarının Hafifletilmesi veya Kaldırılması Hakkında İşlemler”e yönelik bir genelge yayımlandığını açıkladı. Bakan Bozdağ, bu durumdaki kişilerin hastalıkları nedeniyle başvurularının tahliye işlemi mahiyetinde kabul edilmesini istedi. Adalet Bakanlığı’nın 1 Aralık 2022 tarihli istatistiklerine göre, Türkiye’de 336 bin 315 tutsak, tutuklu ve hükümlü bulunurken İnsan Hakları Derneği (İHD) 2022 Nisan verilerine göre ise, hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta kişi bulunuyor.
DEVRİMCİ TUTSAKLAR GÖRMEZDEN GELİNDİ
Türkiye, hapishanelerde yaşanan sorunlar uzun yıllardır devam etse de özellikle tecridi yoğunlaştıran F Tipi hapishanelerine geçiş ile birlikte hak ihlalleri katlanarak arttı. Bu ihlallere ilişkin AKP dönemindeki ilk düzenleme 1 Aralık 2006 tarih ve 20 sayılı Adalet Bakanlığı Genelgesi ile yapıldı. Genelgede Cumhurbaşkanı’nın, Anayasa’nın 104’üncü maddesine göre, sürekli hastalığı bulunan, sakatlığı veya kocama sebebi ile hapishanede kalamayacak durumda olanların cezalarını hafifletmek veya kaldırmak ile ilgili yetkisi düzenlendi. Fakat o tarihten itibaren devrimci tutsaklar için yapılan başvuruların büyük kısmı görmezden gelindi.
“TUTUKLULAR ARASINDA AYRIMCILIK”
Ardından 24 Ocak 2013 tarihinde 6411 sayılı kanunda yapılan düzenleme ile “cezaevinde yaşamını tek başına idame ettirememe” ile “toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmamak” kriterleri eklenerek daha fazla ağır hasta tutsağın tahliye edilmesinin yolu açıldı. Ancak İnfaz Kanununun 25’inci maddesi kapsamında olan ağırlaştırılmış müebbet alan tutsakların ATK raporu ile salıverilmeleri gerekirken, “toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturduğu” düşünülerek tahliyeleri engellendi. Ayrıca TMK kapsamında yargılanan ağır hasta tutsaklara yönelik ayrımcılık yapılarak salıverilmeleri, rapor verilmeyerek engellendi.
ADLİLER SERBEST BIRAKILDI
Covid-19 pandemisi sürecinde ise hapishanelerde kalan sayısının azaltılması amacıyla 15 Nisan 2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a eklenen geçici 9’uncu madde uyarınca açık ceza infaz kurumunda bulunan adlilere iki aylık izin hakkı tanındı. Sonrasında bu izinler uzatıldı. Pandemi nedeniyle çıkarılan 7242 sayılı infaz kanunu değişikliği ile adlilerin salıverilmesi kolaylaştırıldı ancak TMK kapsamındaki devrimci tutsakların serbest bırakılması daha da zorlaştırıldı.
İDARİ GÖZLEM KURULLARI
Hapishanelerde bir yandan düzenlemeler yapılırken, 1 Ocak 2021 tarihinde ise 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Hükümlülerin değerlendirilmesi ve iyi halin belirlenmesi” başlıklı 89’uncu maddesinde değişiklik yapıldı. Bu değişiklik ile İdari ve Gözlem Kurulları oluşturularak hapishanede infazını tamamlayan tutsakların tahliye olmasının önünde engel oluşturuldu. Oluşturulan kurullar tutsaklara pişmanlık dayatmasını yaparken, tüm yetkiyi de ellerine alarak mahkeme yerine kararlar verdi.
SON GENELGE
Son olarak Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, 2 Ocak tarih ve 20/1 nolu “Sürekli Hastalık, Sakatlık ve Kocama Sebebiyle Kişilerin Cezalarının Hafifletilmesi veya Kaldırılması Hakkında İşlemler” başlıklı bir genelge yayımladı. Bütün Ceza İşleri Genel Müdürlüğü kurumlarına gönderilen 8 maddelik genelgede, Anayasanın 104’üncü maddesi kapsamında “cezaları hafifletme veya kaldırma yetkisine” ilişkin işlemlerin, hükümlülerin talebi olmadan resen de başlatılabileceği belirtildi.
Hapishanelerle ilgili 1 Aralık 2006 tarihinden bu yana birçok defa düzenlemeler yapılmış olsa da hapishanede hasta tutsak sayısı 2011 yılından bu yana yaklaşık 6 katı katına ulaştı. Çıkarılan genelge ve yasal düzenlemelere ilişkin İHD İzmir Şube Başkanı Avukat Zafer İncin değerlendirmelerde bulundu.
“TATMİN EDİCİ BİR ÇÖZÜM BULUNAMADI”
Türkiye hapishanelerinde çok sayıda hasta tutsağın olduğunu ve temel insani ihtiyaçlarına ilişkin sorunlar yaşadığını kaydeden İncin, hasta tutsakların acil tahliye edilmesi gerektiğini ve insanca yaşam koşullarının oluşturulması gerektiğini belirtti. İncin, “Mevcut yasal düzenlemeler, Cumhurbaşkanlığı af düzenlemesi ve geçmişte yapılan yasal düzenlemeler yetmediği gibi olanların da uygulanmadığını görüyoruz. Cezaevlerinde mahpuslara yönelik eşit bir uygulama yapılmıyor ve mahpuslar kategorize ediliyor. İşlenen suçlara göre infaz muamelesi görülüyor. Bu kötü gidişat her geçen gün artırıyor. Ve insanlar yaşamını yitiriyor. Bugüne kadar somut bir adım atılmadı. Sürekli boyama, makyaj genelgeler ya da yasa değişiklikleri oldu. Ne yazık ki bu sorunların çözümüne yönelik somut tatmin edici bir çözüm bulunmadı.” dedi.
ATK VE SAVCILARIN KARARLARI
Hapishanelerde hasta tutsaklara yönelik ATK’nin siyasi saiklerle taraflı kararlar verdiğine işaret eden İncin, kurumun tıp etiği ve bilimden uzak, çoğu zaman faşist yorumlamaların da raporlara yansıdığını dile getirdi. Bu durumun tahliyelerin önüne geçtiğini söyleyen İncin, “Bir diğer engelde infaz kanunun 16’ci maddesindeki düzenlemelerdir. Buradaki düzenlemeler de söz konusu gidişatı olumsuz etkiliyor. Savcılara tanınan yetki ve savcıların sübjektif değerlendirmelerle bu süreci ilerletiyor. Tutuklulara ATK’nin cezaevinde kalamaz raporları verebiliyor. Ancak savcılar, söz konusu kişilerin, ‘Terörle iltisaklı olduğu gerekçesi ile serbest bırakılması durumunda motivasyon sağlayacağı ve topluma tehlike oluşturacağı’ yönünde subjektif değerlendirmeler yapıyorlar. Maalesef bu şekilde tahliyelerin önüne geçiliyor ve tedavi koşulları sağlıklı bir şekilde sağlanmıyor.” dedi.
‘SOMUT ADIMLAR ATILMALI’
Adalet Bakanlığı’nın en son 2 Ocak’ta yayımladığı genelgeye de değinen İncin, şunları söyledi: “Adalet Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu genelgenin de somut, tatmin edici yeni bir düzenleme olmadığını söyleyebiliriz. Söz konusu yeni genelge ile birlikte var olan hak ihlalleri ortadan kalkmaz. Şu anda tutuklular çok ağır koşullarda, çok ağır hastalıklarla mücadele ediyorlar. Bunların yanında cezaevindeki koşullarla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Basit genelgelerle, kamuoyunun gündemini oyalama noktasındaki demeçlerle bu sorunlar çözülmez. Somut değişikliklerin yapılması ve bütün mahpuslara eşit uygulanacak şekilde evrensel ilkeler esas alınarak yasal düzenlemeler yapılması gerekiyor.”
‘DUYGULAR SUİSTİMAL EDİLİYOR’
İHD olarak ayrımsız, eşit ve insan onuruna yakışır bir düzenlemenin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin raporlar yayınladıklarını aktaran İncin, yayınladıkları raporları Adalet Bakanlığı’na da gönderdiklerini söyledi. Hasta tutsakların sorunları çözülene kadar mücadele edeceklerini vurgulayan İncin, “Geçmişten bu yana siyasal iktidarın somut tatmin edici kamuoyunu rahatlatacak adımlar atmadı. Bazen seçim süreçlerinde ya da tamamen insanların bu algılarını suistimal edecek bir şekilde gündem değişikliğinden ileriye gidilmiyor. İnsanların yaşadıkları trajediler gün be gün artıyor.” diye belirtti.
Kaynak:MA