HABER MERKEZİ- İHD’nin açıkladığı rapora göre, hapishanelerde son 3 ayda, 62 hak ihlali başvurusu yapıldı, ikisi ağır hasta olmak üzere 13 tutsak yaşamını yitirdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Hapishaneler Komisyonu, “İç Anadolu Bölge Hapishaneleri 3 Aylık Hak İhlal Raporu”nu basın toplantısıyla duyurdu. İHD Ankara Şube’de gerçekleştirilen toplantıda konuşan İHD’li avukat Ömer Faruk Yazmacı Yazmacı, raporun İHD’ye gelen başvurular, avukatların hapishanelere yaptıkları ziyaretler, tutsakların yazdıkları mektuplar ve tutsak ailelerinin görüşmelerinde taraflarına aktarılan bilgilerle derlendiğini ifade etti.
Ocak, Şubat, Mart aylarında İç Anadolu Bölge Cezaevlerinde başvuru aldıklarını söyleyen Yazmacı, “Komisyonumuza yapılan başvurular ile ilgili olarak hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için ilgili kamu kurumlarına gerekli yazılar yazılmıştır. İç Anadolu Bölgesindeki hapishanelerde ‘İmralı Tecridine son verilmesi ve hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin sonlandırılması’ talepli süresiz-dönüşümlü açlık grevleri devam etmektedir” şeklinde konuştu
Rapora göre, 2021 yılının ilk 3 ayında 13 tutsağın yaşamını yitirdiğini ifade eden Yazmacı, şöyle aktardı: “2 tutuklu ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirdi. 1 ağır hasta tutuklu tahliye edildikten kısa süre sonra hastanede yaşamını yitirdi. 1’i çocuk olmak üzere 5 tutuklu intihar ederek yaşamını yitirdiği iddia edildi. 4 tutuklu Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Yüzde 93 engelli olan 1 tutuklu şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.”
17 TUTSAK İŞKENCE UĞRADI
İç Anadolu Bölgesinde bulunan hapishanelerde en az 17 tutsak işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını dile getiren Yazmacı, “Adalet Bakanlığı’nın bu konudaki verileri paylaşmaması, hapishanelerle haberleşmenin sürekli olarak engellenmesi, haberleşmenin sıkı bir biçimde denetlenmesi, özellikle taşra hapishanelerinden haber alma konusunda yaşanan güçlükler, adli mahpusların yaşadıklarını basına, yetkili makamlara ve insan hakları örgütlerine (çoğunlukla) iletmemesi nedeniyle işkence ve kötü muameleye maruz kalan mahpus sayısının belirtilen sayının çok üzerinde olduğunu ortaya çıkarmaktadır” şeklinde vurguladı.
Yazmacı, hapishanelerdeki hak talepleri ya da ihlallere karşı verilen tepkilere hapishane idarelerinin tutanak tutarak ya da disiplin soruşturması açarak karşılık verildiğini söyledi.
‘KÜRTÇE MEKTUPLAR GERİ GÖNDERİLİYOR’
Tutsakların iletişim haklarını kullanmalarına engel olunduğunu belirten Yazmacı, Kürtçe mektupların “tercüman yok” denilerek geri gönderildiğini söyledi.
Yazmacı, hak ihlallerinin bir an önce durdurulması için önerilerini şöyle sıraladı:
“* Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. *Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
* Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir.
* Cezaevlerinde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.
* Cezaevlerindeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.”