HABER MERKEZİ- Hindistan Komünist Partisi (Maoist) MK- Enternasyonal Büro tarafından TKP/ML (Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist)’nin 50.yılına dair bir açıklama yayınladı. “50. yıl kutlamaları, binlerce kadro ve militanın çabalarıyla sağlanan, yüzlerce ve binlerce insana daha iyi bir gelecek umudunu taşımanın sembolüdür. Devrimci partinizin yolunda oportünistlerin, reformistlerin ve revizyonistlerin saldırısı olmayan bir an olmadı. Ancak proleter devrimci partiniz, tüm saldırıları geri püskürttü.” Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu topraklarını da kapsayan 800 bin kilometre kare arazide, 80 milyon nüfusa sahip dünyanın hayati stratejik alanlarından biridir. Müslümanlar, Türkiye’deki nüfusun çoğunu oluşturur ve Hıristiyanlar azınlıktır. Komünist Partisi, 1921’de Azerbaycan Toplantısı’nda, 3. Enternasyonal’in tüm dünyada, esas olarak Asya ülkelerinde komünist partiler oluşturmalarının bir parçası olarak kuruldu. Ancak, Mustafa Suphi de dahil olmak üzere 15 lider toplantıdan döndükten sonra öldürüldü. Daha sonra revizyonizm, 1960’lara kadar devam etti. 1972’de, İbrahim Kaypakkaya önderliğinde, radikal anti emperyalist hareketin ve Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin etkisiyle yeni bir Komünist Parti kuruldu. Bu parti TKP/ML idi.
TKP/ML, başlangıçtan bu yana büyük fedakarlıklarla devrimci bir mirasa sahip olmuştur. 50. yıldönümü vesilesiyle HKP (Maoist) devrimci selamlarını, tüm parti kadrolarına iletmektedir. Partimiz, iki partimizin yoldaşça ilişkilerinin tarihini biliyor ve bu tarihi güçlendirmek istiyor. Bu, şimdiki zamanın ihtiyaç ve talebidir. Bu kutlamalar vesilesiyle, Partimiz öncelikle İbrahim Kaypakkaya, Mehmet Demirdağ, Ümit Çağlayan San, Ümit Dinler, Dilek Konuk, Duran Salman, Özgür Kemal Karabulut gibi tüm kahraman savaşçılara mütevazı devrimci saygılarını iletiyor. Partimiz ayrıca, Halk Ordusu TİKKO, Gençlik Örgütü TMLGB, Kadın Örgütü ve DKÖ’lere devrimci selamlarını iletiyor.
Kongreniz, Türkiye’nin İbrahim Kaypakkaya Yoldaş tarafından tanımlanan yarı-sömürge, yarı-feodal bir toplum olduğunu yeniden onayladı.
Kaypakkaya, milli meseleyi Leninist temelde ele almış ve Kürt ve Türk’lerin iki farklı milletten olduğunu söylemiş, Kemalizm’in faşizm olduğunu açıkça belirtmiştir. O, Uzun Süreli Halk Savaşı’nın yolunu Türkiye’ye uygulayan önderdir. Maoizm’in Marksizm’in bir üst aşaması olduğunu söylemiştir. Parti, ordunun ve kırsal alanların önemini vurgulamıştır. Düşmanın elinde 24 yaşında genç yaşta şehit düşmüştür. Kongreniz bir kez daha teorik ve metodik olarak şehit yoldaşın anlayışının doğru olduğuna karar vermiştir. Partinizin 50 yıllık mücadelesi, Yeni Demokratik Devrim’in hedefi ve Uzun Süreli Halk Savaşı’nın stratejik yolu üzerinde yoğunlaşan yolun oluşturulmasıdır. Bu, pratiğinin temel devrimci stratejisidir. Partiniz, parti, ordu ve birleşik cephe gibi üç sihirli devrim silahını kuşanmıştır. 50.yıl kutlamaları, binlerce kadro ve militanın çabalarıyla sağlanan, yüzlerce ve binlerce insana daha iyi bir gelecek umudunu taşımanın sembolüdür. Devrimci partinizin yolunda oportünistlerin, reformistlerin ve revizyonistlerin saldırısı olmayan bir an olmadı. Ancak proleter devrimci partiniz, tüm saldırıları geri püskürttü.
Kongrenizin, Kürt ulusunun özgürlüğünün Türkiye Devrimi’nin önemli sorunlarından biri olduğu yönündeki anlayışı övgüye değer. Partimiz, ülkemizin emperyalizm çağında milliyetler problemine kapsamlı bir çözüm bulmasının proleter devrimlerin bir parçası olduğunu, proleter önderliğe kesinlikle ihtiyaç duyduğunu ve Kürtler’in milliyet sorununun, özerklik ve ayrılma hakkının garanti edilmesinin doğru bir çözüm olarak Yeni Demokratik Devrim’in bir parçası olduğunu düşünüyor. Partimiz, Leninist tutumunuzun, Kürt halkının sevgisini ve güvenini kazanmak, onlarla birlik geliştirmek ve ana düşmana karşı yoğunlaştırılmış mücadelelere ulaşmak için gerçek bir temel oluşturacağını düşünüyor. Siz de biliyorsunuz ki ülkemiz, milliyetlerin hapishanesi haline gelmiştir.
Kaşmir, Manipuris, Mizos, Asom ve diğer milliyetler, on yıllar boyunca kendi kaderini tayin etme hakkı ve ayrılma hakkı için mücadele etmekte. Revizyonistlere izin vermeden gerçek devrimci güçlerle büyük çaba sarf ediyorlar. Emperyalizm tarafından desteklenen ülkemizin sömürücü sınıfları ve mevcut Brahmanic Hindutva faşizminin eski Akhand Bharat teorisi, onlar için büyük bir tehlike haline geldi. Mao Yoldaş’ın öğrettiği gibi, ‘ülkelerin bağımsızlık, milliyetlerin kurtuluş ve halkların devrimi dilediği’ zamandır.
2020’de başarıyla sonuçlanan Parti Kongreniz, emperyalist-kapitalist sistemin, kriz, savaş, saldırganlık, daha fazla kar, kan ve gözyaşı mekanizması olduğunu söyledi. Bugün merkezi emperyalist ittifaklar, pazar savaşlarıyla kan dökmeyi yoğunlaştırmış durumda. Yeni Sosyal- emperyalizm, geri çekilen ABD emperyalist pazarlarının olduğu yerlere yatırımlar yapıyor, bu da hızlı gelişim üzerinden ciddi bir etki yaratıyor. Rus emperyalizmi ve Çin Sosyal Emperyalizmi ittifakı, askeri ve politik alanda ciddi etkiler yarattı. Çelişkiler yoğunlaşıp ve “batılı emperyalistler” arasındaki rekabet, ABD emperyalizminin önderliğini etkilerken, Çin Sosyal Emperyalizmi ve Rus emperyalizmi arasındaki ilişki güçlenmekte. Ekonomik ve siyasi krizlere ek olarak pazar savaşları yoğunlaşmakta. Tüm alanlarda yoğun çatışmalı savaşlar sürüyor. Değerlendirmeniz bu anlamda dünyanın içinde bulunduğu koşulları yansıtıyor.
Bugün tüm dünya Doğu Avrupa’da, Ukrayna’da savaş ateşleriyle yanıyor. Dünya halklarının bir numaralı düşmanı ABD emperyalizmi, Ukrayna’yı bir yem olarak kullandı, savaş için hazırlandı ve Rus emperyalizmini savaş için kışkırttı. Rusya 15 gündür Ukrayna’yı bombalamakta. Bir yandan Rusya emperyalizmi, diğer yandan ABD emperyalizmi, faşist NATO güçleri ve Batı Avrupa emperyalistleri dünyanın bölünmesi için uğraşıyor. Ülkeler savaş planlarını yoğunlaştırıyor. Ukrayna Başkanı Zelensky ABD’nin kuklası olarak hareket ediyor ve halkı savaşa sürüklüyor. Avrupa, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana eşi benzeri görülmemiş bir mülteci kriziyle karşı karşıya. Bu koşullarda, Ukrayna ve Rusya proletaryası, tarihsel görevlerini yerine getirmek durumunda. Büyük Marksist ustalar, Lenin ve Stalin, büyük devrimin mirasçısı halklara önderlik ediyor. Şimdi, onların bize öğrettiği gibi, savaşı bir iç savaşa dönüştürme zamanı. Ülke proletaryasının, büyük devrimci proleter sorumlulukla, alması gereken tutum budur. Partimiz, onlara yakın durarak ve daha iyi bir koordinasyonla, onlara mutlak bir anti emperyalist savaş için yardımcı olmanızı umuyor.
Devrimci, ilerici ve demokratik güçler, benzeri görülmemiş yoğunlukta bir saldırıyla karşı karşıyadır. Siz de bunun farkındasınız ve saldırının hedefindesiniz. Emperyalistler tarafından desteklenen ülkenizin yönetici sınıfları, size karşı olan saldırılarını yoğunlaştırmakta. Birçok sempatizan ve militan tutuklandı. Bu süreçte onlarca yoldaşı kaybettiniz. Partimizin, Türkiye Devrimci Hareketi’nin akıttığı kanlar ve ödediği bedellerle daha devrimci bir yola gireceğine olan inancı kesindir. Partiyi kaçkınlardan ve hizipçilerden korumanız övgüye değer.
Partiniz, ilk konferansını 1978’de yaptı. O dönemden beri, birçok zorluğa rağmen devrimci yolda ısrar ediyorsunuz. Önderlik noktasındaki eksiklikleri ve güvensizlikleri tespit etme ve değiştirme yönündeki çabanız, komünist iradenizi göstermekte. Kadınların hareketteki rolü sürdürülüyor. Sosyal ve sınıfsal mücadelede ezilen cinsiyetle birlikte mücadele etme yönünde dinamik bir yol var. Var olan problemlere rağmen, mücadele sürüyor ve gelişiyor. Ayrıca bu konuda, demokratik haklar için mücadele eden güçlerle de ittifak kurma ihtiyacı var.
Birçok dinden oluşan toplumda dinlerin eşitliğini savunuyorsunuz. Ezilen dinlerin, Sünni inancına dayalı sistem tarafından hak gasplarına uğratıldığını, saldırıya uğradığını ve katledildiğini açıklıyorsunuz. Kongrenizin dinlere karşı aldığı demokratik tutum ve dinlerin eşitliği meselesini Yeni Demokratik Devrim mücadelesinde bir demokratik hak talebi olarak görmesi takdire şayan. TİKKO, işçilerin ve köylülerin kurtuluşu için kurduğunuz Halk Ordusu’nun ismi. Devrim için savaş ve devrimin ihtiyaçları için savaş zorunludur. Devrim için tek yol savaşmaktır.
Şu an Kürt Ulusal Hareketi, faşizm için esas hedef halindedir. Faşizm özellikle Kürt gerilla güçlerine diz çöktürmeye ve ulusal mücadelenin legal-demokratik güçleriyle diğer sosyal güçler arasında mesafe koymaya çalışmaktadır. 50.yıl kutlamaları vesilesiyle, partimiz, zindanları komünist düşüncenin öncü merkezleri haline getiren, düşman zindanlarında partinin adını, yolunu, savaşını ve militanlığını sürdüren devrimci tutsakların cesaret ve iradesini selamlıyor. Onlar mücadele için her türlü fedakarlığın birer sembolüdürler. Her birimiz, komünist sınıf savaşı için en zor şartlarda mücadele eden tutsak yoldaşlarımızın serbest bırakılmaları için mücadele etmeliyiz. Onların serbest kalması için her yolu deneyelim. Sömürücü sınıflar, onları hayatları boyunca zindanda tutmak için, özellikle emperyalist savaş atmosferinde çaba harcayacaklar. Buna rağmen, tutsak yoldaşları devrimci hareketin sorunları ve ihtiyaçları yönünde bilgilendirelim, onlardan daha gizli yollarla da olsa faydalanalım ve onlara zindanların birer büyük okullar olduğunu bir kere daha gösterelim. Partiniz, yukarda belirtilen hedefler bağlamında tartışmak ve örgütlenmek için bir önceki kongre için örgütlendi. Umuyoruz ki daha kararlı bir şekilde, güncel koşulları, hedeflerinize ulaşmak yönünde daha sağlam bir şekilde kullanacaksınız. Maoist partiler arasındaki dayanışma ve koordinasyonu kararlılıkla örgütleyelim ve umuyoruz ki siz de bunun için özel çaba harcıyorsunuz. Umuyoruz ki TKP/ML’nin bütün devrimci güçleri, Bolşevik bir ruhla, devrimin daha ileriye taşınması noktasında kararlılıkla hareket edecek ve güncel koşulların ihtiyaçlarını yerine getirecektir.
Hindistan Komünist Partisi (Maoist)
MK – Enternasyonal Büro Sözcüsü AMRUT”