HABER MERKEZİ- HDP İstanbul İl Örgütü, Leyla Güven’in başlattığı ve tüm hapishanelere yayılan açlık grevine ve taleplerine dikkat çekmek için 3 Şubat günü Bakırköy’de yapılacak olan mitingin startını verdi. Açıklamada tecrit kırılmazsa toplumsal kırılma olacağı vurgulanarak, Leyla’nın sesi olmak için Bakırköy Özgürlük Meydanı’na çağırıldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı ve bölge ile Türkiye cezaevlerine yayılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla 3 Şubat’ta Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda yapacakları mitingin startını il binasında yaptıkları basın açıklaması ile verdi. “Emek, barış, adalet için buluşuyoruz” pankartının açıldığı açıklamaya HDP milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Remziye Tosun, Saruhan Oluç, HDP İstanbul İl Eş başkanı Cengiz Çiçek ve çok sayıda il yöneticisi katıldı.
‘Leyla Güven’in eylemi kendisi için değil halkı içindir’
Açıklamada ilk olarak konuşan HDP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç, 3 Şubat’ta yapılacak mitingin aynı zamanda AKP-MHP faşizmini sınırlayacak adımları atmak üzere yerel seçimler öncesi yapılacak önemli bir miting olduğunu söyledi. Açlık grevinin 77’nci gününde olan Leyla Güven’in kritik eşiği aştığını hatırlatan Saruhan, “Leyla Güven Hakkari’nin iradesidir. Güven vekil olarak cezaevinde rehin olarak tutulmuştur ve açlık grevi kendisiyle ilgili değildir. Temel nedeni İmralı’da Nisan 2015’ten bu yana Sayın Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen ağır ve insanlık dışı tecride karşıdır. Bu tecrit de sadece bir kişiye yönelik değil Kürt halkına yöneliktir. Ağır bir sınırlama ve gözdağıdır. Bu kabul edilemez. Tecridin sürmesi demek barış değil savaşın sürmesi demektir” diyerek Meclis Başkanı Binali Yıldırım’a seslendi.
‘Sessiz kalırsanız sorumlusu siz olursunuz’
Adalet Bakanlığı’nın bağımsız doktor heyetini hala kabul etmediğini sözlerine ekleyen Saruhan “Bir vekilin durumunun böyle devam etmesine izin vermeyin. Sorumlusu siz olacaksınız aksi takdirde. Türkiye’deki Barolara , STK’lara ve herkese de çağrımızdır. Leyla Güven ve çok sayıda tutsağı görmezden gelmeyin. Atılacak olan adım insani ve hukuki bir adımdır. Tecridin kalkması demektir. Bu konuda daha fazla sessiz kalırsanız sorumlu siz olacaksınız. Bu konuda daha fazla sessiz kalmayın. Bir an evvel bu sorunu çözün” diye konuştu.
Bu konuda atılacak her adımın yerel seçimlerden daha önemli olduğunu dile getiren Saruhan, mitingin demokrasi güçlerinin önemli bir ses yükseltmesi ve ortaklığı olacağını bu yüzden herekesi 3 Şubat’ta Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda gerçekleştirecekleri mitingi çağırdı.
‘Tecrit kırılmazsa toplumsal kırılma olur’
Ardından konuşan HDP’li vekil Meral Danış Beştaş da, mitinge çağrıyı yerel seçimler öncesinde açlık grevlerinin uluslararasılaştığı bir ortamda yaptıklarını söyleyerek, şöyle konuştu: “Leyla Güven bir milletvekilidir. Bunu bazıları bilmediği için her gün söylememiz lazım. Onun yeri halkın yanıdır. Onu içeride tutan akıl ile bugün açlık grevine sessizliği devam ettiren akıl ve zihniyet aynıdır. Biran önce rehinelik durumunun son bulması lazım. 77’nci günde durumun kritik eşiği çoktan aştığını hatırlatmak isterim ve aile görüşüne çıkamayacak kadar sağlık durumu kötüleşti. Bunu söylemek bizim için de kolay değil ama bunu da görmek zorundayız. Onlarca cezaevinde 200’e aşkın tutsak açlık grevinde. Eğer mutlak tecridin kırılmasına izin vermezseniz toplumsal kırılmaya da neden olursunuz.”
‘Leyla hepimiz adına direniyor’
“Leyla Güven hepimiz adına direniyor” diyen Meral , bu yöntemin aynı zamanda dört duvar arasında yapılan önemli bir eylem olduğunu vurguladı. Bu ağır yükün Leyla’nın omuzlarına bırakılmaması gerektiğini ifade eden Meral, devamla şunları söyledi: “Özellikle İstanbul’a sesleniyorum. Bu ağır yükü milyonlar adına yüklenmiş ama bize de düşen çok şey var. Bu nedenle bu direnişi büyütmek ve hayatın her alanında sesimizi yükseltmek zorundayız. Tecrit görünmez kılınmaya çalışılıyor. Hiçbir izahı olmayan mutlak bir tecrit ile karşı karşıyayız. Tecrit savaşın devam etmesi demektir, acıdır, inkardır, asimilasyondur aynı zamanda ölüme giden yolun kısaltılmasıdır. AKP bunu bir arada yapıyor ve bunu da milyonlara yayıyor. Bilinçli bir uygulamadır. AKP topluma kötülük yapıyor. Tecridi devam ettirerek iyinin karşısında kötülüğü tercih eden bir iktidardır. Bunu kabul edemeyiz.”
‘Ölmesini beklemeyelim’
Leyla Güven’in çığlığını duyurmanın herkesin görevi olduğunu da sözlerine ekleyen Meral, şu çağrıda bulundu: “İnsandan, iyilikten yana olan herkes ses vermek sorumluluğunda. İşte 3 Şubat buna vesile olacaktır. Bu sadece Kürtlerin sorunu değil, tüm Türkiye halkların da sorunudur. Mitingde bir araya gelmemiz çok önemli. İstanbul’dakilerin bu faşist rejime karşı sesimizi yüksek söyleme günü olsun 3 Şubat. Duymak ve görmek istemeyen akla en güçlü şekilde bu cevabı verelim.”
‘Leyla’nın sesi olmak için Özgürlük Meydanı’na’
Son olarak konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun da İstanbul’da yapılacak mitinge katılım çağrısında bulunarak, “Açlık grevinde olan tutsakların sağlık durumu her gün kötüye gidiyor. Biz de Leyla Güven’ e ve diğer açlık grevinde olan tüm arkadaşlara sahip çıkalım. 3 Şubat’ta Güven’in çığlığına ses olmak için orada olalım. Çağrımız bunadır. Birlikte zindanlarda tecridi kırmak için Bakırköy’de olalım” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından açıklama son buldu.