HABER MERKEZİ- HDP Mersin İl Örgütü, Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek ve 94 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ile 291 tutukluyla dayanışma amacıyla düzenlediği mitinge binlerce kişi katıldı. “Adalet, Özgürlük ve Demokrasi” sloganıyla Yenişehir Tevfik Sırrı Gür Stadyumu’nun yanında gerçekleştirilen mitinge binlerce kişi katıldı. Mitingde İmralıya selam gönderen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı HDP’yi hedef alan sözlerini eleştirerek, “Çıkmış sürekli bizimle ilgili konuşuyor, çünkü elinde başka bir şey kalmamış. Siyaseten söyleyecek sözü kalmamış, elinde vaad edecek bir şey kalmamış. Sabah akşam HDP’ye saldırıyor, HDP’yi düşmanlaştırmaya çalışıyor.” dedi.
Çevresi ve alana çıkan yollarda çok sayıda polis, TOMA ve zırhlı araçlar konuşlandırılırken, 3 farklı arama noktasından alana girildi. Sağanak yağışa rağmen alana ulaşan binlerce kişi, ellerinde HDP bayrakları ile çalınan müzikler eşliğinde halaylar çekti. Miting için kurulan platformun arkasına Kürtçe ve Türkçe “Demokrasi, Özgürlük ve Adalet” yazılı pankart asıldı. Yine kurulan dev ekranda HDP’nin çalışmalarına dair görüntüler paylaşıldı. Ancak bu görüntüler arasında partinin önceki dönem Eş Genel Başkanı olan Selahattin Demirtaş’ın fotoğrafının yer almasına müdahale eden polislerin fotoğrafının kaldırılmasını istediği öğrenildi. Mitinge katılmak üzere Osmaniye’den yola çıkan partilileri taşıyan otobüsün kent çıkışında polislerce durdurulduğu ve evraklarının eksik olduğu gerekçesiyle aracın trafikten men edildiği öğrenildi. Bunun üzerine partililer özel araçlarla mitinge alanına ulaştı.
Mitinge, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit ve DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, HDP’li vekiller ile çok sayıda parti, kitle örgütü temsilcisi katıldı. Mitingde ilk olarak söz alan HDP İl Eşbaşkanları Zelal Önen ve Mustafa Işık, Leyla Güven’in eylemine dikkat çekti.
BEKA SORUNU YOK AKP-MHP SORUNU VAR
Daha sonra kürsüye çıkan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Çukurova halkının faşizme karşı dün olduğu gibi bugünde mücadele ettiğini belirterek, İmralı tecridinin Kürt halkının iradesine yapıldığını hatırlattı. Öztürk, beka sorununun Türkiye için değil, AKP ve MHP için beka sorunu olduğuna dikkat çekti.
Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: Leyla Güven ve tutuklu arkadaşlarımız tarihi bir direniş başlatmıştır. Karanlık döneme ışık olmuşlardır. Bizlerde bu ışıkla her yerde sesimizi yükseltmeliyiz. Tecrit başlı başına bir insanlık suçudur. Bu tecrit sadece Öcalan üzerinde değil, Kürtleredir. Bunun kanıtı milyonlarca Kürt iradem Öcalan’dır demiştir. AKP faşist iktidar ve yapıyor. Kürt halkının iradesine tecrit uyguluyor. Hırsızlığı üzerinde çalışmalar yapıyor. İç ve dışta politikalarda sıkışanlar Kürtlere saldırıyorlar. Bu tecritte bunlardan biridir. Bugün binler bu faşistlere, zalimlere karşı her yerde karşı koymalıyız. Diyeceğiz ‘Edi bese edi bese.’”
‘DİRENİŞİ BÜYÜTENLERE SELAM OLSUN’
Daha sonra kürsüye çıkan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit de “Bugün Leyla şahsında Mersin’de bu direnişi büyütenlere selam olsun. Güven kendisi için değil, bu ülkede yaşayan tüm halklar ve inançlar için bir mücadele yolu açmıştır. Şimdi pek beraber o yolu büyütme ve zafere ulaştırma zamanıdır. Nasıl Amed zindanlarında 12 Eylül faşizmini direniş yıkmışsa bu günde Leyla Güven direnişi AKP faşist rejimini yıkacaktır. Tecridi sürdürenler bilinsinler ki biz ne geçmişte diz çöktük ne de şimdi diz çökeceğiz” dedi. İmralı tecridin barışa, özgürlüğe ve demokrasiye vurulan bir kilit olduğunu vurgulayan Koçyiğit, tüm halkların tecridin kaldırılması için mücadeleye çağırdı.
SEZAİ TEMELLİ: SELAM OLSUN İMRALIYA
Partisinin tecride karşı Mersin’de düzenlediği mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Savaş ve zulüm politikalarını dayatmaya devam ediyor. Bunların karşısında bizim bir fikriyatımız var, tecride karşı, savaşa karşı ortak vatanımızda Demokratik Cumhuriyet fikriyatımız var. Selam olsun bu fikriyata, selam olsun İmralı’ya, selam olsun Öcalan’a” dedi.
‘LEYLA GÜVEN İKTİDARA SESLENİYOR’
Barış, kardeşlik, özgürlük mesajları veren Temelli’nın konuşması şöyle: “Hepimizin önünde yürüyen, bu yolu açmak için bedeniyle açlık grevine yatan Leyla Güven’i selamlayalım hep birlikte. Sessizimizle onun sesine ses katalım, onun gücüne güç katalım. Leyla Güven tam 94 gündür bu ülkenin adaletten, barıştan ve demokrasiden nasibini almamış iktidarına sesleniyor. Demokrasi, hukuk adalet için adım atmaları için sesleniyor. Bu ülkeye demokrasi gelecekse, bu ülkeye barış ve adalet gelecekse bunun yolunun tecridin sonlanmasından geçtiğini biliyor. Onun için diyor ki gelin hukukun, yasaların gereğini yapın tecride son verin. Bu tecrit bütün ülkeyi kapladı ve adaletsizlik cenderesine bu ülkeyi sıkıştırdı. Bizler de cezaevlerinde açlık grevinde olan 54 yoldaşımız gibi, Strazburg’da 54 gündür açlık grevinde olan arkadaşlarımız gibi, Kandıra’da açlık grevinde olan Sebahat Tuncel ve Selma Irmak gibi bu tecride karşı sesimizi yükseltmeli ve bu mücadeleye mücadele katmalıyız.
KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN HİÇBİR SORUN ÇÖZÜLMEZ
Bu ülkede herhangi bir sorunu çözmek istiyorsanız, unutmayın ki Kürt meselesini çözmeden bu ülkede hiçbir sorunu çözemezsiniz. Kürt sorununda çözüm üretmek demek demokrasi meselesinde çözüm üretmek demektir. Emeğin sömürülmesine, doğanın talanına karşı çıkmak demektir. Kadın sorununun çözülmesi demektir. Çünkü bütün meselelerin kavşağında Kürt meselesi var. Bugünkü iktidar, Kürt meselesi çözülmesin diye savaş politikalarında ısrar ederken tecridi Türkiye toplumuna dayatıyor. Savaş ve zulüm politikalarını dayatmaya devam ediyor. Bunların karşısında bizim bir fikriyatımız var, tecride karşı, savaşa karşı ortak vatanımızda Demokratik Cumhuriyet fikriyatımız var. Selam olsun bu fikriyata, selam olsun İmralı’ya, selam olsun Öcalan’a.
“BİR GÜN YARGILANACAKSINIZ”
Yerel seçimlere gidiyoruz ve yine mücadeleyi yükselttiğimiz günlerden geçiyoruz. Bu kararlı mücadeleyle bu ülkeye adalet bir gün mutlaka gelecektir. Bu ülke bir gün hukuk devletine, yargı bağımsızlığına sahip olacaktır. Bugün bu zulmü yaratanlar, bu savaşı şiddeti yaratanlara bir çift sözümüz var: O bağımsız ve tarafsız yargının önünde mutlaka ama mutlaka yargılanacaksınız.
AFRİN ZEYTİNİNE GÖZ DİKTİLER
Sadece Türkiye halklarına değil Kürt halkına, Suriye halklarına da zulmettiler. Hala Suriye savaşından beslenme ve Suriye’de çözümsüzlük üretme peşindeler. İdlib’i koz olarak kullanarak – bağırıyorum ki duysun diye – bir çözümsüzlüğü dayatmaya devam ediyorlar. Afrin’e girdiler, Afrin’in huzurunu, demokratik anlayışını yok ettiler. Afrin’in zeytinine bile göz diktiler. Bu denli acz içindeler, bu denli itibarsızlar. Şimdi de Minbiç ve Rojava’yı işaret ediyorlar. Bunların derdi güvenlik değil, zaten bunların ne zaman ağzından güvenlik çıksa bilin ki başımıza bir felaket gelecek. Bunların güvenlikten anladıkları Kürt halkına zulmetmektir. Ama Kürt halkının bunlara vereceği bir cevap var ve onu da çok yakında bir kez daha vereceğiz.
FAŞİST İTTİFAKA KARŞI OMUZ OMUZA
Şimdi 31 Mart yerel seçimlerine gidiyoruz. HDP bu seçimlerde Türkiye’nin her yerinde mücadelesini yükseltecek. Barış, demokrasi ve adalet mücadelesini yükseltecek. İnanıyoruz ki bu mücadelenin sonunda tecridi kıracağız, savaşı sonlandıracağız, yerellerde de iktidara geleceğiz. 31 Mart’ta öncelikle bu kayyumları hep birlikte süpürüp atacağız. Dahası iktidara gelerek yerel demokrasiyi inşa edeceğiz.
ERDOĞAN SABAH AKŞAM SALDIRIYOR
Çıkmış sürekli bizimle ilgili konuşuyor, çünkü elinde başka bir şey kalmamış. Siyaseten söyleyecek sözü kalmamış, elinde vaad edecek bir şey kalmamış. Sabah akşam HDP’ye saldırıyor, HDP’yi düşmanlaştırmaya çalışıyor. İttifak yapıyorlar, pazarlık yapıyorlar diyor. HDP’yi tanımamış. Biz ittifakı halkımızla, bu mücadeleyi 40 yıldır kararlılıkla sürdürenlerle, Türkiye demokrasi mücadelesini devam ettirenlerle, emekçilerle, kadınlarla, gençlerle, sivil toplum örgütleriyle, sendikalarla yaptık. Senin gibi kapalı kapılar arkasında pazarlıklar yapmadık, yapmayacağız. Cumhur İttifakı’nın müsebbibleri kendi seçmenine bile saygı duymuyor, onların iradesine bile kayyum atıyorlar. Bu kayyumcu anlayıştan hep birlikte kurtulacağız. İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da, Mersin’de de kurtulacağız. Kentlerimizi kadınların kenti yapacağız, kadın mücadelesini yükselteceğiz. Eşit temsiliyete dayalı bir kent var edeceğiz. (Mezopotamya Ajansı)