HDK:”Şimdi Efrin’i savunma zamanı”

HABER MERKEZİ-  “İşgale son! Afrin’le dayanışmaya!” başlığıyla açıklama yapan HDK, savaşa karşı her yerde birlik ve platformlar kurma ve sokaklara çıkma çağrısı yaparak, “Şimdi Afrin’i savunma zamanı” dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Efrin’e yönelik başlattığı hava ve kara saldırısına ilişkin Halkların Demokratik Kongresi (HDK), “İşgale son! Afrin’le dayanışmaya!” başlığıyla yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada hava saldırısı hatırlatılarak, “Afrin’e karşı geliştirilen işgal saldırısına ‘Zeytin dalı operasyonu’ adı verildi. Kıbrıs işgaline ‘Barış Harekatı’, 19 Aralık cezaevi katliamına ‘Hayata dönüş’ operasyonu adını vermişlerdi. Katliamlarını gizlemek ve işgali meşrulaştırmak için her türlü adı kullanabilirler. Fakat işgalci ve katliamcı yüzlerini gizleyemezler” denildi.
‘SÖMÜRGECİLİK HAYALİYLE SALDIRIYOR’ 
AKP-MHP ittifakının Türkiye’yi, göz göre göre Suriye merkezli bir savaş bataklığının en dibine doğru sürüklediğine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Durdurulamaz bir çürüme ve çöküş süreci içindeki Saray/AKP faşist yönetimi, iktidarının ömrünü biraz daha sürdürebilmek uğruna savaşı derinleştirmekten başka bir yol düşünemiyor, üretemiyor. Osmanlıcılık hayalleriyle, sömürgecilik iştahıyla, dinci/mezhepçi Sünni hegemonya hırsıyla, milliyetçi-ırkçı kibirle bizatihi başlatıcılarından, kışkırtıcılarından ve sürdürücülerinden biri olduğu 7 yıldır süren savaştan vazgeçemiyor. Saray iktidarı, savaşı, var oluşuna bağladığı kader çizgisine dönüştürmüş durumda. Körleşme bu kadar yapısal. IŞİD ve diğer cihatçı çeteler üzerinden kurduğu strateji çökmesine; Kobanê’den Mimbiç’e, Halep’ten Deyra Zor’a ve  Rakka’ya bütün kritik muharebelerde ağır yenilgiye uğramasına ve esasen plan dışı kalmasına rağmen, en ateşli savaş savunuculuğu yapmaya devam ediyor.”
‘HALKLAR ARASI KIRILMAYA YOL AÇACAKTIR’ 
Efrin’e saldırının AKP’nin iç politikada yaşadığı çaresizliğin ürünü olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Kürtlerin hedef alındığı bir savaşın milliyetçiliği körükleyerek MHP, İYİ Parti ve CHP’nin ulusalcı kesimlerini kendi yanında tahkim ederek, yerleştirmek istediği diktatöryal düzeni kalıcılaştırmak istemektedir. Afrin’e yönelik işgalci saldırı siyasi, insani, hukuki yönden haksızdır. Afrin bir düşman karargahı değil, yüzbinlerce sivilin yaşam alanıdır. Afrin, Suriye topraklarında, Suriye vatandaşlarının yaşadığı bir coğrafyadır. Komşu bir ülkenin vatandaşlarını kendi topraklarında vurmak savaş suçudur. Tarihten empati kurulursa, Suriye topraklarında Türkiye’nin saldırılarının karşılığının, Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu topraklarını işgal eden Fransız, İngiliz askerlerinden farkı olmayacaktır. Afrin’de hedef, birçoğu Türkiye’de akrabaları da bulunan Kürtlerdir. Afrin’e yönelik bir saldırı ve işgal Türkiye’de Kürt ve Türk halkları arasında geri dönülmez bir kırılmaya neden olacaktır” ifadelerine yer verdi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “TSK’nın Afrin’i işgaline onay veren, sessizlikle geçiştiren Rusya ve ABD’de suçludur. MİT ve Genelkurmay başkanlarının Rusya ziyaretinde Türkiye ekonomik ve askeri, siyasi tavizler verdi. Bir yanda görüşmeler sürerken diğer yandan ekonomik anlaşmalar yaptılar. Afrin’i işgal karşılığında İdlib ve çevresinde Türkiye’nin denetimindeki çetelerin elindeki bölgeler Ruslara bırakıldı. Saray şimdiye kadar düşman gördüğü Esad hükümetini tanıma sözü verdi. Emperyalistlerin işgale karşıymış gibi yaptığı açıklamaların inandırıcılığı yoktur, ikiyüzlü ve sahtedir. Hepsi işgalin suç ortağıdır. Hepsinin eline halklarımızın kanı bulaşmıştır.
KILIÇDAROĞLU SARAY’IN KUYRUĞUNA YAPIŞTI 
CHP ve onun sözde adalet savunucusu Başkanı Kılıçdaroğlu, Saray’ın kuyruğuna yapışıverdi yine. ‘İşgal hakkımızdır; vur, yık, katlet ama uluslararası kaidelere de uy, yoksa iki elimiz yakanda olur’ diye akıl veriyor Saray’a. Yenikapı ruhu tavan! Bilumum ulusalcı, ırkçı işgalden yana Saray’ın arkasında saf tuttu. Halklarımız Saray’ın çıkarları uğruna bedel ödemek zorunda değildir. Açlık, işsizlik, zam, vergi, hayat pahalılığı olarak, sürekli OHAL ve sıkıyönetim olarak yansıyacaktır. Savaşın asıl yükünü yine yoksullar ödeyecektir.
AFRİN’DEN ÇIKAMAZSINIZ
Fakat şu bilinmelidir; Afrin’e girebilirsiniz fakat çıkamayacaksınız. Kobanê nasıl DAİŞ için sonun başlangıcı olduysa Afrin de Saray diktatörlüğünün yenilmesi ve yıkılması ile sonuçlanacaktır. Çünkü, Afrin ve dört parçada Kürt halkı, haklılığından ve meşruluğundan aldığı güçle sonuna kadar direnecek ve savaşacaktır. Çünkü Türkiye’nin ve bölgenin devrimci, demokratik güçleri, özgürlükçü, eşitlikçi halkları Afrin direnişiyle omuz omuzadır. Çünkü dünyanın ezilen halklarının yüreği Afrin halkıyla birlikte atmaktadır.
Saray’ın savaşına ve halklarımızı ateşe atmasına dur demek ellerimizde. Savaşa, işgale ve faşizme karşı birleşmek ve mücadele etmekten başka bir seçeneğimiz yoktur. Saray ve savaş karşıtı tüm güçler, farklı inançlar ve halklar yeni bir yıkım istemiyorlarsa, halkların bir birini boğazlamasını engellemek istiyorlarsa bölgede barış ve eşitlik için her yerde örgütlenmelidir. Saray faşizmini yıkmak ve işgali ve savaşı durdurmak için demokrasi güçleri tek yürek tek vücut olmalıdır.
ŞİMDİ AFRİN’İ SAVUNMA ZAMANI
Faşizm; savaş, barış; özgürlük demektir. Tüm gücümüzle savaşa karşı her yerde birlikler, platformlar kuralım, sokaklara çıkalım. Şimdi Afrin’i savunma zamanı. Şimdi Afrin’le dayanışma, omuz omuza olma zamanı.”