HABER MERKEZİ- Verem hastası müvekkili Tenzile Acar’ın kelepçeli muayene dayatmasına karşı çıktığı için muayene edilmediğini belirten Av. Zeynep Ceren Boztoprak, tedavinin yapılması halinde ATK’nin “cezaevinde kalamaz” raporu verebileceğini söyledi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Hapishane Komisyonu’nun verilerine göre hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere toplam bin 517 hasta tutsak bulunuyor. İHD’nin listesinde yer alan Tenzile Acar, 21 Mart 2017’de Küçükçekmece’de bulunan Kanarya mahallesinde polis tarafından yapılan kimlik kontrolü sırasında gözaltına alındı. Gözaltında tutulduğu süreçte işkenceye maruz kalan Acar, “örgüt propagandası yapmak” ve “örgüte üye olmak” iddialarıyla tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Acar, yargılandığı davada 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Acar’ın Hepatit B hastalığı, tedavisi yapılmadığı için bu süreçte Tüberküloza (verem) dönüştü. Acar’ın avukatı Zeynep Ceren Boztoprak, müvekkilinin kelepçeli muayeneyi kabul etmediği için tedavi olamadığını aktardı.
KELEPÇELİ MUAYENE DAYATMASI
Av. Boztoprak, Acar’ın günlerce gözaltında bekletildiğini ve gördüğü işkence nedeniyle dudağının patladığını söyledi. Müvekkilinin yargılandığı davada aldığı cezanın şu an Yargıtay’da olduğu bilgisini paylaşan Boztoprak, “Sağlık itibariyle cezaevinde kalabilecek durumda değil. Buna rağmen 5-6 yıllık mahpusluk sürecinde birçok defa hastaneye sevkleri yapılmadı. Kelepçeli muayene dayatmasıyla karşı karşıya kaldı. Fakat buna direndi. Kelepçeli muayeneyi kabul etmediği için tedavi olamayıp, muayene olamayıp, tekrar cezaevine gönderildi.” dedi.
‘HASTALIĞI BULAŞICI VE CİDDİ RİSK’
Müvekkili Acar’ın kelepçesiz, insan haklarına ve hukuka uygun bir şekilde muayene edilmesi gerektiğini belirten Boztoprak, muayenesinin yapılması halinde Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalamaz” raporu verebileceğine dikkati çekti. Boztoprak, “Çünkü hekimlerin de söylediği gibi Hepatit B hastalığı bulaşıcı bir hastalık. Yani sadece hasta olan kişi değil, onunla birlikte kalan kişiler açısından da ciddi bir sağlık riski oluşturuyor. Bir koğuşta kalıyorlar ve diğerlerine de bulaştırma riski var. Dolayısıyla ileri derecede kronik Hepatit B hastası olan birinin cezaevinde zaten tutulmaması lazım.” dedi.
‘KELEPÇELİ MUAYENE HAK İHLALİDİR’
Boztoprak, kelepçeli muayenenin hak ihlali olduğuna işaret ederek, “Hasta bir insanın, güvenliği ihlal edecek ne fiziksel ne de ruhsal bir durumu var. Dolayısıyla bu çok soyut bir gerekçedir. Bir mahpus hakkında cezaevinde kalamaz raporu veriliyor. Ama güvenlik gerekçesiyle tahliye edilmiyor. O güvenlik ifadesi çok soyut bir ifade. Ama burada sanki siyasi mahpuslar doğrudan bir tehdit, her an saldırabilir, her an zarar verebilirmiş riski varsayılarak, doğrudan kelepçe altına alınıyorlar. Burada hukuka karşı bir hile var. Özellikle o düzenleme siyasi mahpusların aleyhine kural olarak uygulanan bir düzenleme.”
ACAR: TEDAVİSİ YAPILMIYOR
Acar ile iki hafta önce görüştüklerini aktaran akrabası Rojhat Acar ise, hastalığının ciddi bir boyutta olduğu uyarısında bulundu. Acar, “Hastaneye götürdükleri zaman da kelepçeli muayene ve jandarmaların önünde muayene talebinde bulunmuşlar. Tenzile de bunu ret etmiş. Onlar da ‘bu şekilde olmazsa seni muayene etmeyiz’ deyip muayene etmemiş. Onu tekrar cezaevine göndermişler. Cezaevi yönetimi de Tenzile’nin tedaviyi ret ettiğini dilekçelere geçirmiş.” diye belirtti.
Acar, “Bir defa İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Samatya Polikliniği götürülmüş. Orası da ‘mahkûm günü değil bugün bakamayız’ demiş. 1 ay sonra tekrar götürüldü. O zaman da Hepatit B hastalığına bakacak doktorun olmadığı söylenerek, muayenesiz cezaevine gönderildi. Ayrıca sürekli benzer ilaçlar verip duruyorlar. Tenzile, bu ilaçların yan etkileri olduğunu söylüyor. Sürekli dudakları patlıyor. Bunun neyden kaynaklandığını da bilemiyoruz. Daha önce bundan 2 ay önce tekrar görüşe gittiğimde, kulağından ciddi bir şekilde kan geldiğini ve kulağında bir basınç hissettiğini söyledi. Cezaevi revirindeki sağlık çalışanına şikayetini anlatmış, oradaki sağlık çalışanı ‘siz kendi kendinize yapıyorsunuz, sizin bir şeyiniz yok’ demiş. Onu tekrar koğuşa göndermişler.” diye belirtti.
‘BASKI DAYANILMAZ DURUMDA’
Tenzile’nin koğuş arkadaşlarının sürekli sevk edildiğini belirten Acar, şöyle devam etti: “Onlar da sürekli bunun stresini yaşıyorlar. Her an birimizin yeri değiştirebilirler baskısı, düşüncesi var. Tenzile bu baskıların artık dayanılmaz duruma geldiğini söylüyor her görüştüğümüzde.”