HABER MERKEZİ- Metris Hapishanesinde 26 Haziran’da bulunduğu tek kişilik hücrede “ateş çıkarmak suretiyle intihar girişimi” iddiası öne sürülerek jandarma tarafından Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirilen Ali Ataç’ın (20) getirildiği sırada beyin ölümünün gerçekleştiği ortaya çıktı.
Ataç, 24 Haziran’da Avcılar’da adli bir vaka nedeniyle gözaltına alındı. Firüzköy Polis Karakolunda alınan ifadesinin ardından savcılığa çıkarılmak üzere Bakırköy Adliyesi’ne götürülen Ataç, daha sonra sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Ataç, iddiaya göre Metris Hapishanesinde salgın nedeniyle tek kişilik hücrede tutuldu.
Hapishane idaresi, Ataç’ın 26 Haziran günü saat 02.00’da bulunduğu tek kişilik hücrede kendisini yaktığını iddia etti. Bunun üzerine aynı gece Ataç, jandarma tarafından Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü.
ENTÜBE EDİLDİ
Burada saat 03.00 sıralarında acil yanık ünitesine yatırılan Ataç, daha sonra saat 04.49 sıralarında ise yanık yoğun bakım ünitesine sevk edildi. Burada muayenesi yapılan Ataç’ın, “Birden fazla yerinde yanık “ ve “Tütün kullanımına bağlı zararlı kullanım” tanısı konuldu. Bunun yanı sıra Ataç’ın yüz, boyun, her iki el ve üst ekstremitede yüzde 20 oranında iki ve üçüncü derecede yanıklar tespit edildi. Epikriz raporlarına yansıyan bilgilerde Ataç’ın 26 Haziran saat 13.59’da entübe edildiği belirtildi.
AİLESİNE BİLGİ VERİLMEDİ
Ataç’ın hastaneye kaldırılması ve yaşadıkları ne hapishane ne de hastane tarafından ailesine bildirilmedi. Öte yandan Ataç hastanede tedavi gördüğü sırada mahkemece 29 Haziran günü tahliye edildi.
BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİMİŞTİ
Hastane, 19 gün sonra Ataç’ın polise ve hapishaneye verdiği bir arkadaşının numarasını arayarak durumu aktardı. Bunun üzerine söz konusu kişi, Ataç’ın ağabeyi Mehmet Can Ataç’ı aradı. “Kardeşin hastanede ölmek üzere yetiş” şeklindeki aramanın ardından hastaneye gittiğini paylaşan ağabey Ataç, doktorların kendisine kardeşinin beyin ölümünün gerçekleştiği bir şekilde hastaneye geldiği yönünde bilgi verdiğini aktardı. Doktorların kardeşinin hayata dönme şansının olmadığı yönünde de bilgi verdiğini dile getiren Ataç, “Doktorlara, beyin ölümünün nedenini sorduğumda, beynin oksijensiz kalmasını gösterdi. Aynı zamanda yanıkların ise ateş nedeniyle olma olasılığının yüksek olduğunu aktardılar. Ama Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) net sonuçlar çıkacağını söylediler” dedi.
“İNTİHAR ETTİĞİNE İNANMIYORUM”
Ağabey Ataç, kardeşine işkence yapıldığını kaydetti. İhmal olduğunu belirten ağabey Ataç, “Bu devletin sorumluluğunda olan bir şeydir. Hapishanenin verdiği bilgiye göre ‘kendisi yatağını ateşe vermiş, kapıya dayanmış’ böyle kendilerini savunuyorlar. Kapılar normalde dışarıdan kapanıyor. İstediği kadar ranzayı koysa ufak bir şeyle hemen açarlar” diye konuştu.
“Çocuğu hapishanede öldürüp getirip, hastaneye atıyorlar” diyerek tepkisini sürdüren Ataç, suçtan kurtulmak için kardeşi hakkında birkaç gün sonra tahliye kararı verildiğini kaydetti.
“TELAŞ İÇİNDEYDİLER”
Bu olayın ardından çıkan yangın iddiası nedeniyle hapishane idaresinin Ataç hakkında soruşturma başlattığını belirten avukatı Murat Karakaş, ihmal vurgusu yaptı. Olayla ilgili karanlıkta kalan yönlerin olduğunu belirten Karakaş, kamera kayıtlarının ortaya çıkmasıyla birlikte çıktığı iddia edilen “yangının” çıkış ve müdahale saatinin yanı sıra hastaneye götürülme saatinin de ortaya çıkacağını belirtti. Karakaş, savcı ve cezaevi ile yaptığı görüşmelere de işaret etti. En son salı günü cezaevine gittiğini paylaşan Karakaş, cezaevinden kimsenin kendisi ile görüşmediğini söyledi. Karakaş, “Telaş içindeydiler. Bu nedenle şüphelerimiz daha da artı. Görüşmemeye gerekçe ise işte ‘yetkili kişiler yemekte veya falan toplantıda’ şeklinde oldu” diye konuştu.
“ÖLÜMÜNDE ŞAİBE VE ŞÜPHE VAR”
İdare tarafından tutulan tutanak ile açılan soruşturmada ise Ataç’ın bulunduğu hücrenin yatağının yandığı, lavabonun ve ampulün zarar gördüğü iddiasının yer aldığını belirten Karakaş, idarenin iddia ettiği intihara dair şaibe ve şüphelerinin olduğunu dile getirdi. Karakaş, “Bunların aydınlatılması için hukuki yolları zorluyoruz. Birçok ihmal olduğu yönünde gözlemlerimiz oldu. Aydınlatılmayan belki de bilinçli olarak aydınlatılmak istenmeyen şeylerin ortaya çıkması için uğraş veriyoruz. Bu nedenle Ataç’ın babası 20 Temmuz’da Muş Varto savcısı kanalıyla Bakırköy savcılığına suç duyurusunda bulundu. Soruşturma açıldı ve savcı vakaya dair cezaevinden varsa bilgi ve kamera görüntülerinin dosyaya sunulmasını istedi” dedi. (MA)