Ne zaman Proletarya Partisi saflarında bir Halk Savaşçısı sınırlı bir ömrünü sınırsız ve sınıfsız davaya adasa, kızıl kurşunlarını faşist diktatörlüğün beynine sıkarken silah elde toprağa düşse, o yoldaşı tanıyan bilen yoldaşları anılarını kaleme alır.
Silah elde toprağa düşen o yoldaşların yaşamın diyalektiğinde nasıl bir değişim ve dönüşüme uğradığını, o yoldaşların teorik ve pratik gelişiminden mücadeleye nasıl başladığını, kendilerine has özelliklerini; neye kızıp neye sevindiklerini kısacası anılarını anlatırlar. O anıları anlatan nezdinde bu güzel ve iyi anıları yoldaşların ölümünden sonra kağıda dökmek pek kolay değildir elbette. Belki de o anıları kaleme alırken zihninde bin kere canlanmıştır, yoldaşı ile yaşadıkları. Zira anılar güzeldir ama artık o anıların öznesi, baş kahramanı fiziksel olarak yoktur artık. Ama yine de o yoldaşı tanımak, ondan bir şeyler öğrenmek onla birlikte omuz omuza mücadele vermek de bir şanstır.
Kimilerinin bu şansı da yoktur, bu şanstan mahrum olanlar o anılardaki anlatılan ve yazılanlarla yetinmek zorundadır. Ve bunlarla yetinenler o anıları okurken tıpkı o anıları yazan yoldaşın zihninde o günler nasıl canlanıyorsa, o anıları okuyanlar da sanki o anıların bir parçasıymış gibi hisseder ve zihninde canlandırır. Yani o anılarda hem kendini bulur, hem de yeni bir şeyler öğrenir. Öğrenir çünkü bu anılar öyle salt kişisel anılardan ibaret değildir. Ve onun içindir ki bu anıları okuyucunca “vay be ne yoldaşlar varmış keşke bir kez konuşma fırsatım olsaymış” deriz.
Proletarya Partisi saflarında 48 yıl boyunca yüzlerce devrimci/komünist fiziksel olarak aramızdan ayrıldı, onları, bizlere kalan anıları ile gözümüzde, zihnimizde canladırdık. O anı anlatıda geçen bir espriyi okuduğumuzda bizim de yüzümüzde bir tebessüm oluşuyor. Şimdi biz geriye bıraktıkları o anıları okuyor, o anıları zihnimizde canlandırıp, kah tebessüm ederek kah “keşke” diyerek onların en basit günlük olaylarından bile bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Haklı ve meşru bir davanın savaşçılarını kalleşçe katleden bu faşist diktatörlükten bu anıların baş kahramanları olan Halk Savaşçılarının hesabını misli ile soracağız!
Hiç tanımadığı görmediği bir yoldaşı…