HABER MERKEZİ– İstanbul Başakşehir’de 20 Ocak öğlen saatlerinde kaçırılan sosyalist işçi Gökhan Güneş’in ailesi, İHD İstanbul Şubesi’nde açıklama yaptı. Güneş ailesi, “Çocuğuma ne yaptılarsa getirsinler. Yavrumu istiyorum. Onu sağ istiyorum” dedi.
İkitelli’deki evinden işe giderken Başakşehir’de indiği otobüs durağından iki farklı araçtan inen 5-6 kişi tarafından kaçırılan Gökhan Güneş’ten üç gündür haber alamayan ailesi İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaptı.
Polise ve savcılığa başvurmalarına rağmen hiçbir girişimde bulunulmamasına tepki gösteren aile, Gökhan’ın bir an önce sağ olarak bulunmasını istedi.
Açıklamada ilk olarak söz alan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, 1990’lı yıllarda pek çok muhalifin kaçırılmasının ardından kaybedildiği, infaz edilmiş halde bulunduğunu hatırlattı. Gözaltında kayıp ve infazların önlenmesi için uzun yıllar verilen mücadele sonucu bu politikaya ara verildiğini kaydeden Yoleri, son dönemlerde bu olayların arttığına dikkat çekti.
Devletin gözaltında kaybetme, katletme politikasının faillerinin cezalandırmadığına vurgu yapan Yoleri, “En büyük kaygımız bu uygulamanın, suçun, tekrar yoğunluklu olarak karşımıza çıkabilecek olması. Kaçırılma, ajanlaştırma, tehdit şeklinde pek çok vaka yaşandı. Yoğunlaşan bu olaylardan duyduğumuz tedirginliği dile getirmek istiyoruz” dedi. İHD İstanbul Şube Başkanı Yoleri, ’90’lı yıllarda yoğun kamuoyu tepkisiyle devlet tarafından kaçırılan kişilerin sağ olarak bulunduğuna dair deneyimi hatırlatarak, kamuoyuna sessiz kalmama çağrısı yaptı.
ÇOCUĞUM NEREDE?
Güneş’in babası İbrahim Güneş de “3 gündür çocuğumu arıyorum. Bu devlet nerede? Gökhan Güneş nerede” diye tepki sordu.
‘YAVRUMU SAĞ İSTİYORUM’
Güneş’in annesi Nazife Güneş ise gözyaşları içinde, yetkililerin oğlunun nerede olduğunu söylemediklerini belirterek, “Çocuğuma ne yaptılarsa getirsinler. Yavrumu istiyorum. Onu sağ istiyorum” dedi.
‘SUSMAYIN SUSTUKÇA SIRA HEPİMİZE GELECEK’
Güneş’in ablası Gülhayat Güneş de, kardeşinin kaçırılma görüntülerinin ellerinde olduğunu söyledi. Abla Güneş, yetkililerin araması gereken kardeşini kendi imkanlarıyla aradıklarını ve kaçırılma görüntülerine ulaştıklarını aktardı, “Gökhan’ı otobüs durağında bekleyenler o durakta ineceğini biliyordu. Kardeşim takip altındaydı. 20 Ocak akşamı kayıp başvurusunda bulunduk. Fakat polisler Gökhan Güneş denildiğinde susmayı tercih ettiler. Kardeşime bir an önce ulaşmak istiyoruz, ortaya çıkmasını istiyorum” diye konuştu.
Gülhayat Güneş, kardeşinin daha önce kendini Cem olarak tanıtan bir polis tarafından tehdit edildiğini, kullandığı araca takip cihazı takıldığını söyledi. Gökhan kaçırıldıktan sonra evlerinin önündeki elektrik direğine kamera takıldığını fark ettiklerini söyleyen abla Güneş, “Biz biliyoruz ki kardeşim polisin elinde, devletin elinde. Biz bundan eminiz. Gökhan’ı ortaya çıkarmak zorundasınız” dedi.
Kardeşinin ortaya çıkarılması için kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunan Güneş, “Susmayın. Sustukça sıra hepimize gelecek” dedi.
‘SORUMLU BAKAN SOYLU’
Basın toplantısına Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da katıldı. Gezi direnişinde polisin nişan alarak attığı gaz fişeği kapsülü kafasına isabet etmesi sonucu yaşamanı Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Gökhan ile Berkin kuzen olduğunu söyledi. Yaşananlardan İçişler Bakanı’nı sorumlu tutan Gülsüm Elvan, “Bir önceki duruşma öncesi abimi gözaltına aldılar. Bu kez de Gökhan’ı aldılar. Bu bilinçli işlenen bir tiyatrodur. Sorumlu da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dur” diye konuştu.
‘BAKANLIK AÇIKLAMA YAPMALI’
Güneş ailesinin ve Gökhan Güneş’in avukatı Sezgin Uçar da, Gökhan ve ailesinin uzun zamandır polis baskısı altında yaşadığını hatırlattı. Güneş’in sosyalist kimliğinden dolayı daha önce yargılandığını aktaran Uçar, iki gün önce bugün bakımından kimliklerini bilmedikleri ama hangi siyasi saiklerle ve hangi nedenlerle ve kimler tarafından kaçırıldığının aleni olduğunu kaydetti.
Küçükçekmece Cumhuriyet Savcısı’na suç duyurusunda bulunduklarının bilgisini veren Avukat Uçar, “Sorumluların bir an önce yargılanmasını istedik. Kamera görüntüleri, Gökhan’ın kullandığı telefon numarasına ait baz istasyonu verilerinin incelenmesini istedik. Maalesef herhangi bir işlem yapılmadı. Bu kişiler görevlerini yerine getirmezken, Gökhan’ın ailesi, arkadaşlarının olarak kendi çabalarımızla kamera görüntülerine ulaştık. Gökhan’ın gayriresmi olarak gözaltına alındığını, kaçırıldığını gördük. Gökhan’ın kim tarafından, hangi araca bindirilerek kaçırıldığı biliniyor olmasına rağmen ne İçişleri Bakanlığı ne de Adalet Bakanlığı’ndan henüz bir açıklama yok. Siyasi rejim ’90’lı yıllarda olduğu gibi kaçırma, gözaltında kaybetme uygulamalarını yeniden devreye sokmuş durumda. Helikopterden insanlar atılıyor, üniversite öğrencileri gözaltında çıplak aramaya maruz kalıyor” dedi.
Yetkililerin gayriresmi şekilde aileyi yanlış yönlendirdiğine dikkat çeken Avukat Uçar, “Biz herhangi bir polisin gayriresmi şekilde aileye verdiği bilgiyi değil, resmi kamu görevlileri tarafından, bakanlık nezdinde Gökhan’ın nerede olduğuna dair bir açıklama bekliyoruz. Ve Gökhan’ın bugüne kadar alıkonulmasından sorumlu olan tüm kişilerinde yargılanmasını istiyoruz” çağrısında bulundu.
‘İÇİŞLERİ BAKANI ÇETE LİDERİDİR’
HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu da iktidarın kendi yasalarına dahi uymadığını belirtti. Kaçırılma olaylarının mafya-çete yöntemleri olarak yorumlayan Kenanoğlu, “İçişleri Bakanı çete lideridir. Gökhan’ı kaçırarak, itiraz eden tüm kesime gözdağı vermeye çalışıyorlar. Gökhan’ı aldıklarını artık hepimiz biliyoruz. Cesaretle onların üzerine giderek Gökhan’ı alacağız. İktidar son demlerinde çetevari yöntemleri kullanıyorlar. Fakat biz bu çetelere boyun eğmeyeceğiz” diye konuştu.
‘SORUMLU SARAY REJİMİDİR’
Ardından söz alan ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, devrimciler, sosyalistler olarak uzun zamandır faşist saray rejiminin saldırganlığı altında mücadele ettiklerini söyledi. Özgürlük, demokrasi ve sosyalizm isteyenlerin mücadelesinin değişik yöntemlerle engellenmeye çalışıldığına işaret eden Tümüklü, “Faşist saray rejimi, İçişleri Bakanlığı eliyle ajanlaştırma, itirafçılaştırma ve gözaltında kaybetme saldırısı örgütlüyor. Bu bir stratejinin ürünüdür. Emekçilerin ve ezilenlerin mücadelesini yürütenler bu saldırının ne anlama geldiğini biliyor” diye konuştu.
Mehmet Bal ve Hürmüz Diril’in kaybedilmesinin sorumlularının da aynı olduğunu kaydeden ESP Eş Genel Başkanı Tümüklü, Gökhan Güneş’i kaçıranların kimler olduğunun belirgin olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Telefon görüşmesini dinleyip arkadaşımızın işyerinin önünde pusu kuruyorlar. Ve arkadaşımızı kaçırıyorlar, Karşımızdakinin kim olduğunu biliyoruz. Sorumlusu düpedüz İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan başlayarak Erdoğan ve bunların temsil ettiği faşist saray rejimidir.”
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, faşist Saray rejiminin temsilcilerine tarihi tekrar okumalarını tavsiye etti, “Halkın önderlerinden Hasan Ocak yoldaşın kaybedilmesine karşı bu coğrafyada yürütülen ve bugün Cumartesi Anneleri ile tarihini var eden direniş geleneğini bir kez daha hatırlatıyoruz. O direniş geleneğinin sahibiyiz biz. Bu kez kaybedilmesine izin vermeyeceğiz. Gökhan’ı bulacağız. Elimizden gelen her şeyi yapacağız. Herkese görev düşüyor. Bu keskinleşen mücadelede herkes elini taşın altına koymalı, mücadeleyi birlikte büyütmeliyiz” çağrısında bulundu.
Açıklamanın ardından Gökhan Güneş’in ailesi Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmelere Karşı Çalışma Grubuna başvuru yaptı. İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, dernek olarak İçişleri Bakanlığı düzeyinde görüşme yapılması için girişimde bulunacaklarının bilgisini verirken, Avukat Sezin Uçar da Gökhan’ın ailesi ve arkadaşlarının anlık eylem planları yaptığını bunların da anlık olarak duyurulacağını söyledi.