Gezi İsyanı’nın 11’inci yılında Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi önünde yüzlerce kişi bir araya geldi.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi binasının önünde bir araya gelen kitle, Gezi’de hayatını kaybedenlerin ve Gezi Davası’nda tutuklananların fotoğraflarını taşıdı. “Gezi İçin Adalet”, “Gezi Ve 1 Mayıs Tutsaklarına Özgürlük”, “Karanlık Gider Gezi Kalır” dövizlerinin taşındığı anmaya sendika ve siyasi örgütlerin yanı sıra Cumartesi Anneleri ve Gezi şehitlerinin yakınları katıldı.
Gezi şehitlerinin isimleri okunurken kitle “Burada” diye haykırdı. Gezi Davası’nda verilen kararlar sonrası tutuklananların isimleri de okundu.
Kitle, Kobanê Davası’na tutuklanan siyasetçileri ve 1 Mayıs sonrası yürütülen operasyonlarda gözaltına alınıp tutuklananlar için özgürlük istendi.
Şehir Plancıları Odası Başkanı Akif Burak Atlar tarafından okunan açıklamada Gezi Parkı’nda başlayan direnişin ülkenin siyasal, toplumsal ve kültürel tarihinde derin ve renkli bir iz bıraktığını belirtti. Atlar, meydanları dolduran milyonların direnişinin kararlılığı ve umudu simgelediğini ifade etti. Gezi eylemlerini darbe veya terörle ilişkilendirmenin akılla ve hukukla izah edilemeyeceğini söyleyen Atlar, adalet mekanizmasının siyasi emellerin aracı haline getirilmesinin ülkeye büyük bir kötülük olduğunu belirtti.
Açıklamada Gezi Davası, Kobanê Davası ve Barış Akademisyenleri davaları gibi yargı süreçlerinin adaletsiz olduğu vurgulandı. Atlar, Gezi İsyanı’nda toplumsal refleksi sindirme çabalarının kadın cinayetlerinden doğa katliamlarına, işçilerin haklarından eğitim ve sağlıkta piyasalaştırmaya kadar birçok soruna karşı tepkisizliği amaçladığını söyledi. Ayrıca, Soma’dan Çorlu’ya, İkizdere’den Boğaziçi’ne verilen adalet mücadelesinin sindirilemeyeceğini belirtti.
Osman Kavala’nın 7 yıldır tutuklu olduğunu ve ağırlaştırılmış müebbet cezası aldığını, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater ve Mine Özerden’in ise 18’er yıllık hapis cezalarına çarptırıldığını hatırlatan Atlar, bu cezaların hukuksuz ve intikamcı olduğunu ifade etti. Tüm bu haksız yargılamaların karşısında sessiz kalanları eleştiren Atlar, arkadaşlarına yapılan uzun tutukluluğun siyasi, hukuki ve insani sorumluluğundan kimsenin vareste tutulamayacağını vurguladı.
Atlar, hukuksuzluk ve haksızlık karşısında ses çıkarmanın önemine dikkat çekerek, tüm sendikalar, meslek örgütleri, dernekler, vakıflar ve siyasi partilere seslendi. Gezi Davasında yaşanan haksızlığın sona ermesi için ses vermenin gerekliliğini belirten Atlar, tutsakların derhal serbest bırakılması talebinde bulundu.
Gezi İsyanı’nın sadece geçmiş değil, geleceğe dair de bir umut taşıdığını ifade eden Atlar, eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için direnişin süreceğini vurguladı. “Karanlık gider, Gezi kalır!” sözleriyle açıklamayı sonlandırdı.
(HABER MERKEZİ)