HABER MERKEZİ- Gebze Hapishanesinden TKP/ML dava tutsakları komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 49. yılında açıklama yaptı. TKP/ML dava tutsaklarının açıklaması şu şekilde:
“Coşkun bir ırmak, magması dinmeyen bir volkan, sonsuz bir devinim bizim yolculuğumuz. O büyük yürüyüş ise insanlık tarihi ile başladı. Spartaküslerle, Demirci Kawalarla, Şeyh Bedrettinlerle isyana durduk. Kendiliğinden sınıf olmaktan çıkıp, kendisi için sınıfa dönüşen proletarya ile ‘Komünistler Birliği’ni kurarak ilk ‘manifesto’yu yazdık. Birinci Enternasyonal’le sınıfın ilk ayaklanmalarını, Paris Komünü’nü deneyimledik İkinci Enternasyonal’le ise genişleyip büyüdük. Ekim Devrimi ile dünya halklarına umut olup, Üçüncü Enternasyonal’le yol gösterdik. O büyük yolculuğun ateş izleri Mustafa Suphilerle ülkemize ulaştığında, ateş sönsün, yolculuk sürmesin diye boğulup, nefessiz bırakıldık. Üzerimize 50 yıllık ölü toprağı serpildi. Doğudan yükselen güneşle içimiz ısınırken, Çin Devrimi ile bir kez daha umudumuz büyüyüp yayıldı yerküreye. Büyük Proleter Kültür Devrimiyle yolumuz aydınlandı, daha bir coşkulandık. Yanan ateşin şavkı topraklarımıza düştüğünde, aydınlanan bilincimizle ilk İbrahim vurdu reformizmin, revizyonizmin ölü toprağına darbeyi. Küllendirilmek istenen ateşin 50 yıllık külleri savrulurken zamanın boşluğuna, parlayan kıvılcım Nisan Güneşi ile ateşe dönüştürüldü.
O ateş ki sarıp sarmalarken yüreklerimizi, yolumuzu açıp, aydınlatırken, bilincimizi daha bir harladık: Halkın dinmeyen acıları dinsin, iyileşmeyen yaraları iyileşsin, faşizmin sömürüsü, baskı zor ve zulmü son bulsun, umutsuzluk umuda, özgür yarınlara dönsün diye…
Bu topraklardaki yarım asırlık zorlu yürüyüşümüzde, yaralar da aldık, dal budak da bıraktık. Tarihin altın sayfalarına büyük şanlı direnişler, zafer ve yengiler de yazdırdık. Ve bu zorlu yolculukta; yengi ve yenilgilerimizle, başarı ve başarısızlıklarımızla, doğru-yanlış, eksik ve zaaflarımızla her daim direnişe, mücadeleye ve yazgılı olduğumuz zafere tutunduk. Yüzümüzü karanlığa değil aydınlığa çevirip kasketli öğretmenin izinden ayrılmadan MLM biliminin yol göstericiliği ile yolumuzu, bilincimizi aydınlatıp, proleter bilinci kuşanarak inancımızı, azmimizi artırdık. O büyük mirasla büyüyüp, çoğaldık…
Onlar; kavgamızın mimarını ‘o korkusuz kartal’ımızı yok ederlerse, yaktığı ateş sönecek sanıyorlardı. Oysa ölümsüzlüğünün 49. yılında, bir kez daha andığımız, kavgamızın ölümsüz önderi hala ellerimizde bir meşale olmayı sürdürüyor. Ve biz her Mayıs’ta tekrar tekrar o meşaleyle uyanıyor, canlanıyor, ayağa kalkıp, isyana duruyoruz. O meşaleyle umutsuzluğa umut olup, yılgınlığa vuruyoruz. Zindanlarda ses, gerillanın mermisinde ateş; işçinin, emekçinin sıkılı yumruğunda direnç, grev ve barikatlarda haykırış oluyoruz. Sabrımızı, direncimizi, öfke ve isyanımızı o ateşle harlayıp yürüyoruz.
Selam olsun o büyük davanın yolcularına!
Selam olsun onun izinden yürüyen ve kavganın ateşinde harlanarak nar olanlara!”