HABER MERKEZİ- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında gazeteci Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu, 29 Kasım 2019’da İstanbul’da gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 4 gün gözaltında tutulan Eser ve Topaloğlu, 3 Aralık’ta çıkarıldıkları İstanbul Adliyesi’nde tutuklandı. Aylar sonra hazırlanan iddianamede, Eser ile Topaloğlu’nun yaptıkları haber ve fotoğrafların yanı sıra, aleyhte ifade verdiği iddia edilen Dilek Akyol ile Özgür Baran’ın beyanları ile “örgüt üyesi” suçlaması yöneltildi.
İddianamenin kabul edilmesiyle 26 Mart’ta İstanbul 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada, Eser ve Topaloğlu tahliye edildi.
6 yıl 3’er ay ceza
Devam eden duruşmalarda dinlenen Dilek Akyol, emniyette polisin Topaloğlu’na dair önüne fotoğraflar koyduğunu ancak tanımadığını beyan ettiğini dile getirdi. Eser ve Topaloğlu hakkında daha önce aleyhte beyan veren Özgür Baran ise, tebligat gönderilmesine rağmen tek bir duruşmaya dahi katılmadı. Ancak buna rağmen iddia makamı, duruşmada Eser’i ve Topaoğlu’nu tanımadığını söyleyen Akyol’un ifadeleri yerine, soruşturma aşamasında verdiği ve “çarpıtılan” sözleri ile Baran’ın soruşturma aşamasındaki iddialarını esas hakkındaki mütalaasının temel faktörü olarak belirleyerek, ceza talebinde bulundu. 8 Eylül 2022’de görülen karar duruşmasında, mahkeme Topaloğlu ve Eser’e ayrı ayrı 6 yıl 3’er yıl ceza verdi.
Gazeteci Eser ile Topaloğlu’na verilen cezaya dair gerekçeli kararını açıklayan mahkemenin, Akyol ile Baran’ın iddialarını “delil” olarak kabul etmesi dikkat çekti. Akyol’un soruşturma aşamasında Topaloğlu’nu tanımadığını, salt bir kardeşinin PKK’de yer aldığına dair bilgi paylaşması mahkeme tarafından çarpıtıldı. Mahkeme, Akyol’un Topaloğlu yerine ağabeyini tanıdığını söylemesine rağmen gerekçeli kararında, Akyol’un Topaloğlu’nu soruşturma aşamasında “teşhis” ettiği şeklinde yansıttı. Akyol’un duruşmada da Topaloğlu’nu tanımadığını söylemesine rağmen mahkeme, beyanı “Sanığı suçtan kurtarma” şeklinde ele alarak, Akyol’un duruşma aşamasındaki beyanlarını “itibarsız” buldu.
Bunun yanı sıra Topaloğlu’nun el konulan telefonunda fotoğrafı bulunan ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla ceza verilen KHK kapatılan Özgür Gündem Gazetesi dağıtımcısı olan Mehmet Demir’i “örgüt üyesi” olarak göstererek, telefonda Demir’in fotoğrafının bulunmasını da “örgüt üyeleri ile ilişki” bağlamında “delil olarak” gösterdi.
Savunmaları çarpıtıldı
Ayrıca Özgür Baran’ın Topaloğlu’nun 2014’te yurt dışına çıktığına dair iddialarını, “O tarihlerde yurt dışına çıkış yasağım yok ama başka tarihlerde var” şeklindeki savunma ile çürüten Topaloğlu’nun savunması, mahkeme tarafından çarpıtıldı. Topaloğlu’nun başka tarihlerde yurt dışına çıkmadığını ifade etmemiş olması ve iddianın olduğu tarihlerde yurt dışına çıkış yasağının olduğuna dair ibrazda bulunmasına rağmen mahkeme, Topaloğlu’nun savunmalarında “yurt dışına çıkmadığına dair beyanda bulunduğu” şeklinde yansıttı.
Mahkeme, Topaloğlu ve Eser’e verilen cezanın gerekçesine ise, “Müstakilen suç oluşturan bir eylemi tespit edilmemiş olsa da devlet ve toplum için tehlikeli olduğu, vehamet arz eden eylemler gerçekleştirdiği kabul edilen bir örgütün üyesi olması nedeniyle cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır” diyerek, cezanın somut delille dayanmadığını itiraf etti. Mahkeme, Eser’in de yurt dışına çıktığını beyan etmiş olmasına rağmen, “yurt dışına çıkmadığına dair beyan verdiği” şeklinde yansıtması dikkat çekti. Mahkeme, aynı şekilde Eser hakkında da eylem tespiti olmadığını itiraf etmiş olmasına rağmen “devlet ve toplum için tehlikeli” diyerek, verilen cezaya ilişkin soyut gerekçeler öne sürdü.
Mehmet Aslan / MA