HABER MERKEZİ- 8 Kasım günü Lyon’da okuyan ve devlete bağlı Crous yurtlarında kalan, aynı zamanda Öğrenci Dayanışma Sendikası’na da üye olan 22 yaşındaki bir öğrencinin kendini yakarak intihar etmesinin ardından Fransa gündemine oturan öğrenci intiharları neredeyse gündelik bir rutin haline gelmiş durumda.
Sadece bu hafta içerisinde 4 öğrenci intihar girişiminde bulunurken, 2 öğrenci ise intihar ederek hayatını kaybetti.
Pandemi ve ekonomik krizle birlikte, aylardır devam eden intiharlar politik bir karakter kazanmış durumda. Öğrenci Dayanışma Sendikası’nın verilerine göre, öğrencilerin 12%’si intiharı ciddi bir ihtimal olarak düşünürken, 74%’ü ciddi ekonomik zorluklar çekiyor.
Özellikle yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin ciddi bir kısmı hayatta kalabilmek için garsonluk yaparken, pandemi ve karantina ile birlikte restoran ve barların kapanmasının ardından öğrenciler ciddi bir geleceksizlik ve güvencesizlikle karşı karşıya kaldı. Fransız devletinin ise maddi desteği her öğrenciye olmamakla birlikte çok düşük düzeyde. Bunun yanısıra intiharları “psikolojik sorun” noktasına indirmeye çalışan devlet, çareyi üniversitelerdeki psikolojik destek hizmetlerini arttırmakta arıyor. Özellikle yabancı öğrenciler son süreçte ciddi bir güvencesizlik saldırısı ile karşı karşıyayken, öğrenci sendikaları ve örgütler bugün (20 Ocak) Paris’te yaptıkları eylemle sorunu gündeme getirdiler. Eyleme bine yakın öğrenci katılırken, eylemlerin devam etmesi bekleniyor.
Lyon’da intihar eden öğrencinin yazdığı mektubun son sözlerinde vurguladıkları ise sorunun politik yanına dikkat çeker nitelikte; “Yaşasın sosyalizm, yaşasın özyönetim!”