Ekonomik kriz, seçim gündemli suni tartışmalar, işsizlik, yoksulluk ve faşizmin yoğun saldırılarının konuşulduğu bir dönemde, PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Newroz’da “müjde” vereceklerine dair bir açıklama yapınca bütün dikkatler 21 Mart tarihine odaklandı. HSM “müjde”ye dair yaptığı açıklamada SİHA’ları etkisizleştirme imkânı yakaladıklarını ve bugüne kadar 15 adet SİHA düşürdüklerini belirtti.
PKK gerillaları bu yıl, henüz kış olmasına rağmen TC’ye yönelik çok etkili eylemler yaptı, Newroz etkinlikleri de bu süreçte özellikle kitlesel ve coşkulu geçti. Bu durum ulusal mücadelede, kuşkusuz ciddi gerilemeler yaşansa da kitleler adına derin bir iyimserlik halinin devam ettiğini göstermekteydi. Bununla birlikte faşizmle sürdürülen savaşta gerillaya sorunlar yaratan, kayıplara sebep olan ve bugün artık ülkeler arası savaşlarda (Ukrayna-Rusya savaşı gibi) bile ciddi bir etki gücüne sahip olan SİHA’lara yönelik bir etkisizleştirme yönteminin bulunması gerçekten de bu savaşın haklı tarafının bütünü için müjdeli bir haber değerindedir.
Bu müjdenin egemen sınıflar için ciddi bir hayal kırıklığı olduğunun da altını çizmek gerekmektedir. Bu müjde ciddi bir moral ve motivasyona neden olmuştur. Parlamentolarda değil, silahlı devrimci mücadelede düşmanın dize geleceğine inananlarda umudun terk edilmemesinin haklı gururuna neden olmuştur. Bu motivasyon baskılar altında, ağır çalışma koşullarında, düşük ücretlerle çalışan, iş cinayetleriyle hayatı değersizleştirilmiş, sindirilmiş, ezilmiş işçi sınıfı için de bir motivasyon olmalıdır. Bu motivasyon üretemeyen, ürettiğini satamayan, mazot zamlarıyla, konan kotalarla, düşük taban ücretleriyle mücadele eden köylünün motivasyonu olmalıdır. Bu motivasyon emekçi kadınların, gençlerin, LGBTİ+ların azınlık milliyetlerin, farklı inanç gruplarının motivasyonu olmalıdır. Tepeden tırnağa örgütlü halk düşmanlığı olan faşist diktatörlüğe karşı savaşımda, düşmanın hamlelerini boşa çıkaracak her adım, savaşın geliştirilmesine hizmet edecektir. Devrimcilerin, komünistlerin, yurtseverlerin bu habere sevinmelerinin onlarca sebebi bulunmaktadır. Esas ve güçlü neden elbette savaş donanımının yükseltilmesi ve faşizmle mücadele edecek yeni teknik olanakların edinilmesidir.
SİHA’LARIN KISA TARİHİ VE ETKİ GÜCÜ
Kamuoyunda drone olarak da bilinen İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) TC’nin son yıllarda gerilla mücadelesine karşı kullandığı en etkili savaş araçları olarak dikkat çekmekteydi.
SİHA’lar, bünyesinde pilot olmadığı için insanlı sistemlere göre daha hafif ve daha ucuzdur. İnsanlı uçuşların çeşitli gerekçelerle (masraf, zorluk, can kaybı riski) kullanılmadığı durumlarda tercih edilmektedir. SİHA komuta sistemi farklı şekillerde olabilmektedir. Komuta tümüyle yerdeki pilotta da olabilir veya belli başlı bütün uçuş ayrıntıları SİHA bünyesindeki işlemci tarafından da yürütülebilir. SİHA’lar özellikle savaş bölgelerinde gerçek-zamanlı gözetleme, hedef işaretleme, istihbarat sağlama, lojistik destek sağlama, diğer uçuş sistemleriyle koordinasyon halinde hareket etme-güvenlik sağlama, hedef imha etme, yakıt ikmali ve tatbikat hedefi gibi çok çeşitli görevlerde kullanabilmektedir. Uyduyla haberleşme sistemlerinin giderek geliştirilmesi sayesinde coğrafi sınırlardan bağımsız şekilde SİHA’lar bulunduğu bölgenin çok uzağındaki bir komuta üssünden kontrol edilebilmektedir. Elbette bütün bunların sınırlar ötesinde de yapılabilmesi için, bu sistemi kullanma izinlerinin emperyalist efendiler tarafından verilmesi gerekmektedir.
Daha önceleri ilkel tekil örnekleri bulunmakla beraber İHA ve SİHA’ların öncülleri olarak nitelendirilebilecek sistemler İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında geliştirilmiştir. Özellikle doğrudan saldırı veya hedef odaklı olarak kullanılan örnekler hem Nazi Almanya’sı hem de müttefik devletler tarafından geliştirilmiştir.
İsrail ordusunun 1973 Yom-Kippur Savaşı sırasında kullandığı casus İHA’lar önemli bir mihenk taşı olarak değerlendirilebilir. ABD emperyalizminin saldırdığı ülkelerde (Vietnam, Irak) yoğun bir şekilde kullandığı İHA’lar, verilen kayıplar ve maliyetler dikkate alınarak zamanla, çeşitli donanımlar eklenerek SİHA’lara çevrilmiştir.
SİHA’ların silah olarak kullanılması, beraberinde bunlara karşı savunma sistemlerinin de geliştirilmesini getirmiştir. SİHA savunma sistemleri genel olarak üç farklı yaklaşıma göre sınıflandırılabilir:
- SİHA’nın fiziksel olarak vurulması veya yakalanması: Bu savunma sistemi geleneksel hava savunma sistemleri mantığıyla çalışmaktadır. Ek olarak gelen bazı önlemler arasında daha çok küçük SİHA’ların ağlar sayesinde yakalanması sayılabilir.
- SİHA’ların yüksek enerji gönderen sistemlerle vurulması ve etkisiz hale getirilmesi: Bu sistemler de çoğunlukla SİHA üreticisi firmalar tarafından üretilmektedir.
- SİHA haberleşme sistemine sızılarak görev bilgisayarının devre dışı bırakılmasını sağlayan elektronik savaş sistemleri.
SİHA’LARI ETKİSİZLEŞTİRMENİN ANLAMI NEDİR?
Faşist TC devleti on yıllardır devrimcilere, komünistlere ve Kürt Ulusal Mücadelesine yönelik her türlü savaş aracını ve teknolojik üstünlüğünü kullanarak toptan imhaya yönelmektedir. Yürüttüğü bu haksız savaşta TC tüm teknolojik üstünlüğüne rağmen birçok kez kimyasal silah da kullanarak başarı elde etmeye çalışmıştır.
Geliştirilen her yeni teknolojik alete, silaha ve savaş aracına karşı gerilla kısıtlı imkânlarına rağmen birçok yöntem geliştirerek düşmanın saldırılarını boşa çıkarmaktadır. İnsan gücünün, mücadeledeki ısrar, kararlılık ve uyanıklığın karşısında en güçlü orduların bile ciddi başarılar elde edemedikleri onlarca yıllık, binlerce pratikle sabittir. Son birkaç yıldır Irak Kürdistanı bölgesinde yer alan PKK alanlarına yönelik kesintisiz havadan ve karadan saldırılarında ciddi bir başarı elde edemeyen TC, ciddi kayıplar vermektedir.
Murat Karayılan “Kürdistan topraklarına ayak basan her işgalci ya kaçacak ya da ölecektir!” diyerek gerilla mücadelesinin gücüne vurgu yapmaktadır. Gelişen savaş teknolojisine karşı gerillanın kendini yenilemesi, savaşı farklı araç ve yöntemlerle geliştirmesi gerekmektedir. Daha önceki yıllarda tanklara karşı tanksavar silahını geliştiren, “Zagros” adlı suikast silahıyla özellikle IŞİD’e karşı ciddi başarılar elde eden gerilla şimdi de SİHA’lara karşı yöntem geliştirerek savaşı geliştirecek adımlar atmaya devam ediyor.
SİHA’lara karşı savunma sisteminin geliştirilmesinin bir başka anlamı, “düşman güçlü”, “teknoloji karşısında gerillanın şansı yok”, “silahların yerini demokratik mücadeleler almalı” diyen kesimlere etkili bir tokat olmuştur. Silahlı mücadeleye güvenin zayıfladığı, reformist, tasfiyeci, parlamentarist hareketlerin prim yaptığı bir dönemde geliştirilen bu yöntem, istendiğinde yapılamayacak şeyin olmadığını dosta da düşmana da göstermektedir.
Açıklamanın ardından TC’nin sessizliğe bürünmesi, bir iki yüzeysel üst perdeden açıklamanın dışında düşürülen 15 SİHA’nın yalanlanamaması, TC’nin aynı zamanda bir psikolojik savaş aracına çevirdiği bu meselede gelişmeyi geçiştirmeye yönlendirmiştir. TC yetkililerinin heyetler halinde Irak ve KDP yetkilileriyle yaptıkları görüşmeler, yeni bir saldırı hazırlığı vs. korkunun göstergesi olarak okunmalıdır.
Umutsuzluğun, güvensizliğin yerini umut ve direnişe çevirmek devrimcilerin, proleter devrimcilerin görevidir. Düşmanın her türlü saldırısını boşa çıkarmanın yöntemi, savaşa göre şekillenip savaşı geliştirecek yol ve yöntemlere başvurmaktan geçer. Düşmanın gücü karşısında paniğe kapılıp yenilgi psikolojisiyle hareket etmeden, kendi gücünü gereğinden fazla büyütüp düşmanı küçümsemeden atılacak adımlar başarının gelmesine vesile olacaktır