HABER MERKEZİ– Artvin Hopa’da, 25 Mayıs 2021’de, ilçe meydanında bir araya gelerek, ÇAYKUR’un kota ve kontenjan uygulamalarını protesto etmişti. Basın açıklaması yapmak isteyen 50 çay üreticisi gözaltına alınmış, aynı gün gece saatlerinde ise serbest bırakılmışlardı. Protestonun üzerinden 4 aydan fazla zaman geçti. Hopa Kaymakamlığı, 10’a yakın çay üreticisine ayrı ayrı 3 bin 400 TL para cezası kesti.
‘ÇAY ÜRETİCİSİ, KENDİNİ İFADE ETMEK İÇİN YASAYA GÖRE HAREKET ETTİ’
Artvin Baro Başkanı Ayla Varan, cezalara tepki gösterdi. ANKA Haber Ajansı’na açıklama yapan Varan, şunları söyledi:
“Karadeniz bölgemizde çay üretiminin başladığı mayıs ayı itibariyle, basından da bilindiği üzere üreticiler çok büyük sorun yaşadılar. Zira devletin ÇAYKUR alımlarını, ÇAYKUR diyebiliyorum çünkü alan tek kuruluş devlet tekeli ÇAYKUR ne yazık ki. Benim başından beri aslında zaman, zaman düşündüğüm bu kota anlayışını ısrarla devam ettirdiğinde; çay üreticisi özel sektörlere mecbur bırakıldı. Özel sektörün çay alım birim fiyatları ise hiçbir şekilde üreticinin, üretim maliyetlerini dahi karşılamayan durumlarda olunca, miktarlarda, seviyede olunca, çay üreticisi kendini ifade etmek istedi, yasal yollarla. Bu Yasal yolların bir tanesi dilekçeyle başvurma, bilgi alma, devleti ziyaret, ÇAYKUR’u ziyaret. İşte kota konusundaki sınırlandırmayı dile getirme dışında; herkesin takdir edeceği üzere 2911 sayılı yasaya göre gösteri ve yürüyüş yapma özgürlüğünü kullanmak istedi. Yerel yasamızdaki karşılığı bu. Bunun dışında gösteri ve yürüyüş yapma hakkı Anayasa’ca, uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınmış bir hak.
‘ARTVİN BAROSU OLARAK SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’
Bu hakkı çay üreticileri bu kimliğiyle, üretici kimliğiyle dillendirmek istediğinde ise Hopa’da polis müdahalesiyle karşılaştı. Gerekçe şu idi, il hıfzıssıhha kurulu kararıyla toplantı ve yürüyüşlerin sosyal mesafeye uygunluk olması gerekçesiyle kurulca iptal edilmesiydi. Oysa ki üreticiler alanda bir araya geldiklerinde normalde sosyal mesafeyi de koruyacak pozisyonda, bilinçte olduğunu biz gözlemledik. Ancak polis müdahalesi olduğunda insanlar ablukaya alınması nedeniyle doğal olarak birbirleriyle yakınlaştılar. Açık alandı, bizler sakınca görmedik. Vaktim olsa bende gidecektim. Uygunluk durumum olmamıştı o günlerde. Oysa ki kapalı salonlarda da bir sürü etkinlik yapıldı, siyasi parti kongreleri yapıldı. Bizim Baro seçimlerimiz de bu süreçte ertelenen birimlerdendi. Ama şunu anlıyoruz ki, bir çifte standart uygulandı. Hıfzıssıhha kurul kararları uygulanmasında bile. Asıl beni rahatsız eden, özgürlüklerin bir kurul kararıyla, bir kanun hükmünde kararnameyle, bir Cumhurbaşkanı kararıyla ertelenemeyeceği, kısıtlanamayacağı, engellenemeyeceği yönündeydi. Hıfzıssıhha kurul kararını bu nedenle çok da içerik olarak ben hukuka uygun bulmuyorum. Bunun dışında olanlar oldu. Biz tabi o aşamada bir şeyler yapamadık. Polisin müdahalesiyle çay üreticileri toplantılarına son verdiler. Hatta gözaltı işlemleri yapıldı çok sayıda. 30,35 belki 40 civarında. Daha sonra işlemsiz bırakıldı. Adli işlem yapılmadı, ancak idari işlem yapıldığını öğrendik. Olayın üstünden 4-5 ay geçti. İdari para cezası uygulamaları mülki amirce yapıldı, tebliğ edildi. Bu tip kararların il hıfzıssıhha kurulu kararı sonrası uygulanan idari para cezalarının yargı tarafından iptal edileceğini düşünüyorum. Umuyorum daha doğrusu. Bu sürecin de biz, Artvin Barosu takipçisi olacak. Meslektaşlarımız ilgileniyor. Ben de takipçisi olacağım. Tebligatlar daha yeni yapıldı veya işte yeni yapılmasını bekliyoruz. Bir kısmı yapılmış. Burada biz idari para cezasına itiraz sürecimiz yasal olarak başlatacağız. Yargıda eğer iptal edilmezse ki, ben uygulamadaki bu iptal kararlarına ulaştım. Bunları da meslektaşlarıma sunacağım. Daha sonra eğer Hopa’da iptal kararları çıkmazsa yukarı mercilere taşıyacağız.
Çünkü yapılan şey demokratik bir hakkın kullanımıdır. Herhalde polis kameraları da vardır, görülecektir. Orada aslında ihlal edilen herhangi bir şey yok. Müdahale olmasaydı, bu mesafe kurallarına uygun olmama durumu da gerçekleşmeyecekti. Biz ısrarla hak ve özgürlüklerin, ifade özgürlüğünün, düşünce toplanma özgürlüğünün, bu tip kurul kararları ile olmaması gerektiğini ısrarla belirtiyoruz, hala devam ediyoruz, ne yazık devam ediyoruz. Bu uygulamalar kanun hükmünde karar ve Cumhurbaşkanı kararları ile kısıtlanamayacağı, engellenemeyeceği görüşündeyiz. Kamu adına gereklilik olsa bile. Bu nedenle ben yargıya güvenmek istiyorum, güveniyorum.”
‘BİZ BİLİYORUZ Kİ, BU CEZALAR HAK ARAMA EYLEMLERİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN VERİLDİ’
Çay üreticisi Dursun Ali Koyuncu ise şunları söyledi:
“Çay üreticisiyim. 27 Mayıs günü Hopa’da çayda yaşadığımız sorunlara karşı, kota ve kontenjana karşı bir eylem gerçekleştirmiştik. Bir basın açıklamamız olmuştu. Basın açıklamasına müdahale olmuştu, polis tarafından müdahale edilmişti. 50 kişi göz altına alındı. Ben de gözaltına alınanların arasındaydım. Gözaltından sonra yaklaşık 4 ay geçmesine rağmen herhangi bir işlem yapılmamıştı.
Ancak Hopa Kaymakamı ilçeden ayrılırken, tayin yeri değişmesine rağmen; ilçeden ayrılırken, apar topar bizlere ceza kesti. 3400 TL’lik bir ceza elimize geçti. 10’a yakın arkadaşımızın eline geçti. Biz o dönem çayımızı satamıyorduk, özel sektör çayımızı ucuza alıyordu. Halen aynı sorunla karşı karşıyayız.
Biz sorunlarımızı dile getirmek için Hopa meydanında bir araya gelmiştik, polis bizleri abluka altına almıştı. Doğrudan Hopa Kaymakamı’nın emriyle bu eyleme müdahale edilmişti. Bize bu cezaları şimdi 4 ay sonra göndermeye başladı. Biz biliyoruz ki, bu cezalar hak arama eylemlerinin önüne geçmek için verilen cezalardır. İnsanlar haklarını aramasınlar diye yapılan cezalardır. Asla bu cezalardan geri adım atmayacağız. Mücadelemizi vermeye devam edeceğiz, hakkımızı aramaya devam edeceğiz. İnatla ve ısrarla.”
‘SİZLERE RAĞMEN, SİZİN UYGULADIĞINIZ BASKI POLİTİKALARA RAĞMEN MÜCADELE EDECEĞİZ’
Çay üreticisi Nurcan Altunkaya ise şöyle konuştu:
“Çayda kota ve kontenjan uygulamasına karşı taleplerimizi dile getirmek için, 27 Mayıs günü Hopa meydanında yapacağımız basın açıklamasına polis müdahale ederek 50 arkadaşımızı gözaltına aldı. Ardından Hopa Kaymakamlığı tarafından 3400 TL para cezası kesildi. Bizler emeğimize alın terimize sahip çıkmaya, sizlere rağmen sizin uyguladığınız baskı politikalarına rağmen mücadele etmeye devam edeceğiz.”