İSTANBUL- İstanbul Özgür Basın Çalışanları, tutuklanan Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Aslan ve gözaltına alınan ETHA muhabiri Pınar Gayıp’ın serbest bırakılması talebiyle İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya HDP İstanbul milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Hüda Kaya ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çok sayıda basın emekçisi katıldı. Basın açıklamasını okuyan Emre Orman, “Gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklama saldırılarına, baskıya, sansüre son. Buradayız, işimizin başındayız” dedi. Orman, dün İstanbul, İzmir ve Diyarbakır’da gerçekleşen ev baskınlarında ETHA emekçilerinden Pınar Gayıp’ın da evinin basıldığı ve gözaltına alındığı hatırlatıldı. Açıklamada, ETHA editörü İsminaz Temel hakkında da gözaltı kararı verildiği belirtilerek, bürosu basılan ETHA’nın hard disklerine, kameralarına ve çok sayıda materyale el konulduğu, ETHA’ya ait 6 bin 600 lira paranın da polisler tarafından alındığı ifade edildi.
‘DOĞRU HABER ALMA HAKKINI SAVUNUYORUZ’
Pınar Gayıp ve İsminaz Temel’in daha önce pek çok kez polisin gözaltı ve tutuklama saldırılarına maruz kalan onlarca özgür basın emekçisinden ikisi olduğu vurgulayan Orman, “Yaşanan bu son operasyon bize gerçeğin sesini korkusuzca haykırmanın bu ülkede hangi bedellere sebebiyet verdiğini bir kez daha göstermiş oluyor. Biz gazeteciler olarak bu saldırıların ne ilk ne de son olmadığının farkındayız. Ülkede daha önce birçok kez yaşanan ve sümen altı edilmeye çalışılan olayları tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermeye çalışan bizler, iktidar ve onun güdümündeki yandaş basına karşı halkın doğru haber alma hakkını savunuyoruz. Ve bunu savunduğumuz ölçüde siyasi iktidarın saldırılarına ve hedef göstermelerine maruz kalıyoruz” denildi.
Van’da helikopterden atılan iki kişinin haberini yaptıkları gerekçesi ile Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen, Cemil Uğur ile Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala’nın da tutuklandığına dikkat çeken Orman, bir hafta önce de MA muhabiri Mehmet Aslan’ın yaptığı haberler gerekçe gösterilerek tutuklandığını hatırlattı. Orman, “Adeta gazeteci hapishanesine dönüşen Türkiye’de şu anda en az 90 gazeteci tutsak durumda. Dünya genelinde ise en çok gazetecinin tutuklandığı ikinci ülke, Türkiye. Bu ülkede işçilerin, Kürt halkının, kadınların, LGBTİ+’ların ve tüm ezilenlerin sesi olarak yola çıkmış biz özgür basın emekçileri için bu saldırılar artık ‘olağan bir’ hal almaya başladı. Ancak alışmıyoruz! AKP-MHP siyasi iktidarının tüm baskı, sansür, yasaklamalarına karşı ayakta ve işimizin başında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz” diye konuştu.
Orman, “Bizler onurlu bir tarihe sahip gazetecileriz. Baş eğmeyenlerin sesiyiz ve baş eğmeye de niyetimiz yok” denilerek gözaltındaki ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
GÜRBÜZ: HABERLERİMİZDEN RAHATSIZLIK DUYUYORLAR
Ardından ETHA editörlerinden Nadiye Gürbüz söz alarak polisin bir hırsız gibi bürolarına girdiğini söyleyerek, birçok materyallerine el konulduğunu kaydetti. Gürbüz, “Biz sosyalist basın emekçileri olarak bugüne kadar çok kez gözaltına alındık, tutuklandık ve hemen hemen bütün tutuklanma gerekçeleri ise diğer basın emekçilerinde olduğu gibi yaptığımız haberler ve bunlardan duyulan rahatsızlıktır. Son dönemde yaşanan gözaltında özellikle Boğaziçi’ndeki öğrencilerin militan kararlı mücadelesinden ve diğer üniversitelere yayılan bu mücadeleyi bizim gençliğin sesini duyurma ve aynı zamanda sarayın darbeci zihniyetine karşı mücadelesinden bağımsız görmüyoruz” ifadelerini kullandı.
Mezopotamya Ajansı adına konuşan Naci Kaya, ev baskınlarında polislerin gazetecilerin notlarına ve kitaplarının delil sayılmasının ifade özgürlüğüne bir tutuklama niteliğinde olduğunu belirtti. Kaya, “Örgüt üyeliğine delil’ olarak belirttikleri şeyi aslında ilk gözaltı sırasında çürütüyorlar. Yaptığımız haberler sürekli olarak gerekçe gösterilmiş durumda. Birçok gazeteci arkadaşımız tutuklu. Onların baskı ve tutuklamalarına karşı Musa Anter’in köksaldığı çınarın altında hakikatin sesini her koşulda halka ulaştırmaya devam edeceğiz” dedi.
HDP Milletvekili Züleyha Gülüm de yandaş medyanın iktidar için problem oluşturmadığını çünkü iktidarın söylemleri ile aynı söylemlerde bulunduğunu ve gerçekleri çarpıttıklarını kaydetti. Gülüm, “Bunun karşısında hakikatin, demokrasinin, adaletin sesini duyurmaya çalışan özgür basın var. Bin bir zorlukla devletin baskılarına rağmen ısrarla özgür basın geleneğini sürdüren arkadaşlarımız var. İktidarın tam olarak yöneldiği baskılamaya çalıştığı kesim burası çünkü hakikatin açığa çıkması iktidarı sallıyor. Gerçeklerin halka ulaştırılması, bunların tartışılma olanaklarının yaratılması iktidar açısından ilk önce basını hedef haline getiriyor” şeklinde konuştu.
Son olarak konuşan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da basın emekçileri ile dayanışma içinde olacaklarını söyledi.