İSTANBUL- Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’ndaki 668. buluşmasında 22 yıl önce Güçlükonak’ta gerçekleştirilen katliamda yaşamını yitiren köylüler Abdullah İlhan, Ahmet Kaya, Halit Kaya, Ali Nas, Neytullah İlhan ve Ramazan Oruç ile korucular Hamit Yılmaz, Abdülhalim Yılmaz, Mehmet Öner, Lokman Özdemir ve minibüsün sürücüsü Ramazan Nas’ı anarak faillerinin yargılanmasını istedi.
Saat 12.00’de başlayan eylemde ilk sözü, katliamın ardından Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu ile bölgede incelemelerde bulunanlar arasında yer alan Şanar Yurdatapan aldı.
“Devlet suçüstü yakalandı”
“Katliamı derin devlet değil, bizzat devletin kendisi yaptı” sözleriyle konuşmasına başlayan Yurdatapan, olay yerine gittiklerinde kanıtların aleni bir şekilde ortada durduğunu belirtti. “Güçlükonak’ta devlet dört dörtlük suçüstünde yakalandı” diyen Yurdatapan, devletin “yolculuk yapanların bulunduğu minibüs yakıldı” açıklamasının aksine, orada boş bir köy olduğunu ve yolcu taşıma durumunun söz konusu olmadığını belirtti. Üstelik yanan insanların kimliklerinin hiçbir zarar görmeden ailelerine teslim edildiğini aktararak katliam gerçeğine işaret etti. Bunun yanı sıra, askerin konuyu haberleştiren gazetecileri arayarak “Bu haberler bizi üzüyor, biz üzülürsek siz de üzülürsünüz” diye tehditler savurduğuna ve sonrasında konuyla ilgili haberlerin kesildiğine dikkat çekildi.
Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya Kürtçe yaptığı konuşmada; devletin katliam gerçekleştirdiğini ve yakınlarını yaktığını ifade ederek yıllardır yaralarının kanamaya devam ettiğini söyledi. O gün bölgede herhangi bir çatışma durumunun söz konusu olmadığın söyleyen Kaya, zaten PKK’nin o dönemde tek taraflı ateşkes ilan etmiş olduğunu hatırlattı. “Devlet bizi öldürse de, katletse de, yaksa da biz barış demeye devam edeceğiz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Kaya’nın torunu da söz alarak kendisinin dedesiz bırakılmasıyla ilgili duygularını dile getirdi.
“Güçlükonak katliamının unutulmasına izin vermeyeceğiz”
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu adına basın açıklamasını ise Gülseren Yoleri okudu. Geçmiş suçlarla yüzleşilmediği için yeni suçların işlenmeye devam ettiği belirtilerek başlayan açıklamada, bu nedenle oturma eyleminin 668 haftadır devam ettiği ifade edildi.
Bu hafta; 22 yıldır inkarla, cezasızlıkla üzeri örtülmek istenen Güçlükonak katliamı unutulmasın diye buluşulduğu belirtilerek katliama ilişkin şunlar anlatıldı:
“15 Ocak 1996 tarihinde Şırnak/ Güçlükonak’ ta Koçyurdu Köyü’nün minibüsüne bir saldırı yapıldı. İçinde 7 köylü ve 4 korucu bulunan minibüs önce kurşunlandı sonra yakıldı. Olay, Taşkonak Taburu ve Koçyurdu Karakolu arasındaki asker ve korucuların denetimindeki dar bir toprak yolda gerçekleşti.
“Genelkurmay Başkanlığı o güne kadar yapmadığı bir uygulamayı ilk kez gerçekleştirdi. 16 Ocak 1996 günü Ankara’dan yerli ve yabancı gazetecileri helikopterle Güçlükonak’a getirdi. Olay yerine götürülen gazetecilere Genelkurmay adına Albay Oğuz Kalelioğlu açıklama yaptı. Albay ‘Katliamı PKK’nin gerçekleştirdiğini ve örgütün bir ay önce ilan ettiği ateşkesi bozduğunu’ açıkladı.
“Olay yerinde yalnızca 20 dakika kalmalarına izin verilen gazetecilerden bazıları resmi açıklamaları çelişkili ve kuşku verici buldu. Bu gazetecilerden biri kuşkularını İHD ve Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu ile paylaştı. Bunun üzerine Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu, yazarlar, sanatçılar, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve bilim insanlarından oluşan bir heyetle olay yerine gitti.”
Heyetin olay yerinde elde ettiği tanıklıklar, bilgi ve bulguların resmi açıklamalarla tümüyle çeliştiğine dikkat çekilen açıklamada, minibüste katledilenlerin 10- 15 Ocak tarihleri arasında gözaltına alınan ve Taşkonak Jandarma Taburu’nda tutulan kişiler olduğu belirtildi.
Katliamla ilgili tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığı, AİHM’ye taşınan davada ise Türkiye’nin etkin soruşturma yapmadığı için mahkûm edildiği belirtildi.
2009 yılında dönemin bakanlarından Adnan Ekmen’in, “Olayı araştırınca arkasından devlet çıktı. JİTEM’in işiydi, söyleyemedik” itirafına rağmen 22 yıldır katillerin korunması teşhir edildi.
Güçlükonak katliamının unutulmasına izin verilmeyeceği vurgulanarak açıklama sonlandırıldı.