Enternasyonal Komünist Birlik (EKB) “Yaşasın Maoizm” başlıklı bir açıklama yayımlayarak Mao’nun doğumunun 130. yıl dönümünü kutlama kampanyasına çağrı yaptı. Açıklamada “Tüm Marksist-Leninist-Maoist parti ve örgütleri bize katılmaya ve burada ana hatlarını çizdiğimiz ortak görevleri üstlenmeye davet ediyoruz. Maoizm’i dünya proleter devriminin rehberi olarak yerleştirmek için çabalarımızı cesaretle artıralım!” dendi.
Açıklamanın tam hali şöyle:
Tüm ülkelerin proleterleri, birleşin!
“Enternasyonal Komünist Birlik, tüm ülkelerin komünist ve devrimcilerini Başkan Mao’nun doğumunun 130. yıl dönümünü kutlama kampanyasına katılmaya çağırıyor.
26 Aralık’ta 130 yaşına girecek olan ‘Büyük Yol Gösterici’nin ölümsüz teorik ve pratik mirasının bu yıl dönümünün de dikkate değer ve ses getiren bir şekilde kutlanmasını istiyoruz.
“Başkan Mao, uluslararası proletaryanın ideolojisini yeni, üçüncü ve daha yüksek bir aşama olan Maoizm’e doğru geliştirmiştir; bu nedenle, uluslararası proletaryanın ve ezilen dünya halklarının emperyalizme, revizyonizme ve dünya gericiliğine karşı amansız mücadelesinde en güçlü silah olarak Marksizm-Leninizm-Maoizm bayrağının dünyanın her yerinde yükseklere kaldırılmasının büyük öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Uluslararası proletaryanın ideolojisi, sınıf mücadelesinin içinde Marksizm olarak doğmuş, Marksizm-Leninizm ve daha sonra Marksizm-Leninizm-Maoizm haline gelmiş, Komünist Manifesto’nun kuruluşundan 175 yıldan fazla bir süre sonra Marksizm bilimi üç nitel gelişim kaydetmiştir. Sınıfımızın ve ezilen halkların mücadelesinde, Komünist Partilerdeki ve genel olarak Uluslararası Komünist Hareketteki (ICM-UKH) iki çizgi mücadelesinde, bütün ülkelerdeki devrimlerin ve dünya proleter devriminin karşı karşıya olduğu yeni sorunları çözmek için yaşatılmaya devam ediyor. Proleter Hareket büyük önderleri Marx, Engels, Lenin, Stalin ve Başkan Mao’yu yetiştirmiş ve öncelikle Marx, Lenin ve Mao Zedung tarafından temsil edilen üç büyük sıçrama, bizi bugünün yenilmez Marksizm-Leninizm-Maoizm ideolojisiyle donatmıştır. Maoizmin UKH’de tanınması için verilen mücadele, Başkan Gonzalo liderliğindeki Peru Komünist Partisi’nin 1980’lerin başında ilk formülasyonla başlattığı, 1993’te Devrimci Enternasyonal Hareketin ve daha sonra bugün Halk Savaşlarına öncülük eden tüm partilerin benimsemesi gibi önemli kilometre taşlarıyla muazzam bir ilerleme kaydetti ve şüphesiz, büyük bir sevinçle, UKH’de egemen hale geldiğini söyleyebiliriz. Yine de bir yandan Maoizm tanımında bizi tam olarak birleştirmek için, diğer yandan da UKH’nin bugün Marksist olmanın Marksist-Leninist-Maoist olmayı gerektirdiği anlayışına ulaşmamış kısımlarını kazanmak için çok fazla mücadeleye ihtiyaç var. Bunu yaparken sadece şu anda UKH’nin aktif parçaları olan parti ve örgütlerle yetinmemeli, aynı zamanda dünyada bu tür parti ve örgütlerin bulunmadığı ya da çok zayıf olduğu ülkelerde komünizm idealini ve devrimi savunan kesimleri, Komünist Partilerinin Maoizm bayrağı altında yeniden kurulması için ideolojik, politik ve örgütsel mücadelede desteklemeliyiz. Tüm dünyada Başkan Mao’nun teorik ve pratik çalışmalarının canlı bir şekilde incelenmesini teşvik etmeliyiz. Başkan Mao, yarı sömürge ülkelerde proletaryanın önderliğinde Emperyalizm ve Proleter Devrimler Çağı içinde yeni tipte demokratik devrimin gerçekleştirilmesi, Yeni Demokratik Devletin kurulması ve sosyalist devrimin kesintisiz olarak başlatılması gerektiğini ortaya koyarak devlet üzerine Marksist teoriyi geliştirdi -ideolojimizin bu gelişimi daha iyi anlaşılmalıdır. Ayrıca, emperyalizmin -sömürge, yarı sömürge yarı feodal ülkelerde ortaya çıkardığı kapitalizm olan Bürokratik Kapitalizm hakkındaki tez gibi belirleyici tezlere ilişkin anlayışımızı da derinleştirmeliyiz. Bürokratik Kapitalizm tezinin derinlemesine incelenmesi, yarı feodal sömürü ilişkilerinin bu tip ülkelerde hâlâ nasıl hüküm sürdüğünü kavrayamayan ve böylece görünüşü özle karıştıran ve yarı sömürge boyunduruğunu yadsımakla sonuçlanan -ki bu da günün sonunda emperyalizmin varlığını yadsımaktır- yanlış anlamaların ve yanlış kavrayışların üstesinden gelmede kesinlikle çok etkili olacaktır. Başkan Mao’nun sınıf çizgisini, partinin inşasını ve devrim için üç araç olan parti-ordu ve cepheyi nasıl geliştirdiği, devrimci şiddeti istisnasız evrensel bir yasa olarak nasıl tesis ettiği, sosyalizmde sınıf mücadelesinin devamına ilişkin teoriyi nasıl geliştirdiği üzerine çalışmalarımızı derinleştirmeliyiz. Proletaryanın proletarya diktatörlüğü ile iktidarı kesin olarak elinde tutabilmesi için sosyalist restorasyon ile kapitalist karşı restorasyon arasındaki mücadelenin zorunluluğu, en geniş kapsamlı öneme sahip görkemli çözümle, proletarya diktatörlüğü altında sosyalizmin Büyük Proleter Kültür Devrimiyle devam ettirilmesinin neden zorunlu olduğunu kavramalıyız. Başkan Mao’nun teorik çalışmalarına ilişkin çalışmalarımızda en çok dikkat etmemiz gereken konu, diyalektiğin özüne ilişkin geliştirdiği anlayış ve “Çelişki Yasası”nı tek temel yasa olarak tanımladığı Marksist felsefede ortaya koyduğu gelişmedir. Onun Marksist bilgi teorisindeki gelişimini daha fazla ve daha iyi kavramalı ve “Çelişki Yasası”nı siyasette nasıl zekice uyguladığını ve kendisinden önceki seleflerinden daha fazla felsefeyi kitlelere nasıl taşıdığını öğrenmeliyiz. Başkan Mao’nun teorik ve pratik çalışmalarının iyi öğrencileri olarak, onun öğretilerini, Marksist-Leninist-Maoist ideolojimizi tüm dünyaya cesaretle yaymak için çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız. İdeolojik karşı saldırımız, emperyalistlerin, onların tüm gerici uşaklarının ve proletarya içindeki ajanları olan revizyonistlerin ideolojik saldırısını yenilgiye uğratmak için her zamankinden daha güçlü bir şekilde hayata geçirilmelidir. Maoizmin proleter devrimci gerçeği, halkların zihnini bulandıran ve karamsarlık, umutsuzluk, sınıfsal ve ulusal teslimiyet tohumları eken çürümüş, asalak ve metafizik emperyalist ideolojiyi yakıp yok etmelidir. Marksizm-Leninizm-Maoizm yeniyi, dinç olanı temsil eder ve zamanımızın tüm yakıcı sorularına şiddetle ihtiyaç duyulan yanıtları bulmamızı sağlar. Bu eylem rehberine susamış milyonlara ulaşmak için ajitasyon ve propaganda araçlarımızı geliştirmeli ve güçlendirmeliyiz.
“Maoizm’i yaymak, karanlığa ışık tutmak, girişimimizin yenilmezliğine, tüm davaların en büyüğüne, uluslararası proletaryanın tarihsel misyonuna, böylece insanlığı her türlü sömürü ve baskıdan özgürleşmeye ve komünizmi kurmaya olan güveni yaymaktır. Bu, revizyonizme ve her tondan oportünizme karşı acımasız bir mücadeleyi gerektirmektedir. Peru’daki revizyonist ve teslimiyetçi sağ oportünist çizginin zehirli otlarıyla, Prachanda’nın sınıf uzlaşmacı ve ulusal teslimiyetçi çizgisiyle ve Avakian’ın MLM teoriyi iğdiş eden revizyonist çizgisiyle mücadele etmek esaslı görev olmaya devam etmektedir. Yine de devletlerinin tüm gücüyle tüm dünyada “Xi Jinping Düşüncesi”ni teşvik eden Çinli sosyal emperyalistlerin revizyonizmine karşı mücadeleyi çok daha kapsamlı bir şekilde geliştirmek gerekmektedir. Bugün Çin İmparatoru gibi davranan bu sosyal emperyalist revizyonist hegemonya, Çin’deki komünistlerin Başkan Mao’nun partisini, şanlı Çin Komünist Partisi’ni yeniden kurma çabalarına ağır faşizan baskıyla büyük bir ideolojik saldırı başlatıyor. Revizyonistler, sosyalizmi restore etmek ve proletarya diktatörlüğünü yeniden kurmak için devrimi yeniden örgütleme ihtiyacının her geçen gün daha fazla farkına varan Çin proletaryasının ve halkının artan mücadelesi karşısında ayaklarının altındaki zeminin titrediğini hissettiklerinden, bu revizyonist saldırganlık zayıflamayacak, aksine şiddetini artıracaktır. Dünya komünistleri, Marksist-Leninist-Maoistler, bu gerçeği görmezden gelmemeli ve cesurca mücadeleye atılmalı ve karşı devrimci revizyonist iktidarı bozguna uğratmalıdırlar. Tüm bunlar ancak Başkan Mao’nun teorik ve pratik mirasının, proleter dünya devriminin tüm sürecinin ayrılmaz bir parçası olduğunun anlaşılması ve gelişimine hizmet etmesi gereken, her ülke devrimini kendi somut koşullarına yaratıcı bir şekilde uygularsak gerçekleştirilebilir. Marksizm-Leninizm-Maoizm’i uygulamak, partilerinin yeniden kurulması için mücadele eden komünistlerin karşı karşıya olduğu sorunları, her verili ülkede bunun için özel anı ve koşulları dikkate alarak çözmek anlamına gelir. Sınıf mücadelesinin ve iki çizgi mücadelesinin ortasında ister demokratik ister sosyalist karakterde olsun, devrimci savaşın mümkün olan en kısa sürede başlatılmasına olanak tanıyan devrim için doğru ideolojik, politik ve örgütsel çizgileri ortaya çıkarmak anlamına gelir. Maoizm’i yaratıcı bir şekilde uygulamak, devam etmekte olan Halk Savaşlarını yeni zirvelere taşımak, her devrimci sürecin ülke çapında iktidarın fethine giden yolda kaçınılmaz olarak karşılaştığı yeni sorunları çözmek için gerekli olan şeydir. Başkan Mao bize, zirvelere tırmanmaya cesaret eden için hiçbir şeyin imkânsız olmadığını göstermiştir. Doğumunun 130. yıl dönümünü kutlama kampanyasını bu ruhla geliştirelim. Enternasyonal Komünist Birlik üyesi parti ve örgütler olarak bu kampanyayı bulunduğumuz tüm ülkelerde geliştirecek ve mümkün olduğunca çok yere yaymak için çaba göstereceğiz. Tüm Marksist-Leninist-Maoist parti ve örgütleri bize katılmaya ve burada ana hatlarını çizdiğimiz ortak görevleri üstlenmeye davet ediyoruz. Maoizm’i dünya proleter devriminin rehberi olarak yerleştirmek için çabalarımızı cesaretle artıralım!
“Yaşasın Başkan Mao’nun doğumunun 130. yıl dönümü!
Yaşasın Maoizm!
Başkan Mao’nun doğumunun 130. yıl dönümünü, emperyalizme, revizyonizme ve dünya gericiliğine karşı mücadelede Maoizm bayrağını yükselterek, Proleter Dünya Devrimini geliştirerek kutlayın!
Enternasyonal Komünist Birlik”
(HABER MERKEZİ)