Başta Amerikan emperyalizmi ve Rus emperyalizmi olmak üzere, Efrin’de yapılan ve gelecekte yapılması muhtemel soykırıma varacak katliamda bütün emperyalistler ve işbirlikçileri sorumludur.
Hepsinin ellerinde ve üstlerinde dünya halklarının kanı var. Bütün emperyalist devletlerin Efrin’de yapılan soykırım ve katliamda parmağı var. İki ay oluyor karadan ve havadan faşist -cihatçı faşist Türk ordusu saldırıyor, bütün emperyalistler yapılan katliam saldırılarına sessiz kalmıyor, aynı zamanda gizli ve kirli pazarlıklarla lojistik destek veriyor. Silah, tank, top, helikopter ve savaş uçağı satıyor. Kâr etmek için, Kürtlerin katledilmesini sessiz kalarak onaylıyor. Bu kirli ve alçak pazarlık son iki ay içinde bütün ayrıntılarıyla ortaya çıktı. Oyalama yoluyla katliamın perdesinin tamamlanmasını bekliyorlar.
Direniş karşısında istenilen sürede Efrin’i işgal edemeyen ve teslim alamayan faşist Türk devletine kızmaktalar. Olur verilen işgalin uzaması kirli ilişkileri, pazarlıkları ve bütün emperyalist sermayenin bu katliamda parmağı olduğunu açığa çıkarmasından korkuluyor. Kendi sömürgeci, katliamcı kirli pazarlıkları ortaya çıkacak diye korkmakta, her gün göstermelik ve göz boyama amaçlı açıklamalar yapmaktalar. Birlemiş Milletler toplantısında “Suriye’de bir ay süreyle ateş kes kararı alınmasına “kendileri sessiz kalarak , Türkiye’nin yaptığı katliama onay verdikleri açığa çıktı. Açık ‘ki bütün emperyalistlerin çıkarları niçin yapmayacağı haksız ve bir o kadarda kirli savaş, ilişki ve pazarlık yoktur. Bugün bu iğrenç ve alçakça tutum tüm çıplaklığıyla açığa çıktı. Hepsi gelecekte savaştan arta kalan katliam, zulüm ve yıkımı konuşmayacaklar, unutturmaya çalışacaklar ve haksız savaşta orta kalan rantı konuşacaklar. Kim ne kadar pay alacak, pazarda söz sahibi olacağı hesabını bugünden yapıyor, geleceğe hazırlanıyorlar.
Bilinmeli ki, işgalci faşist diktatörlüğün ve bütün emperyalist devletlerin hevesleri kursağında kalacaktır. Kar hırsıyla insanlığa yaptıkları katliam ve zulmün hesabını tek tek halklarımıza verecekler.
Bilinmeli ki, Efrin’ de işgal ve sömürgeciliğe karşı direniş asıl şimdi başlıyor. Birkaç gün önce yazdık ve dedik ki, işgalci faşist Türk devleti efendilerinden aldığı “olur ve lojistik destek “sonucu Efrin merkeze ola ki girebilir, güçlü bir orduya ve en yeni teknolojik silahlara sahip NATO ordusu işgal edebilir. Bunda şaşıracak bir durum yoktur. Savaşın sanatını bilen ve uzun yıllara dayalı süren Kürtler, gerilla savaşından oldukça deneyimlidir. Faşist Türk devleti “güçlü bir orduya “sahiptir ve yüzbinleri içinde barındıran korucu özel yetiştirilmiş polis, faşist cihatçı eli kanlı katil sürüsüne sahiptir. Bu düşmanın ne kadar güçlü olduğunu bilmemizi gerektiriyor. Taktik açıdan işgalci faşist Türk devleti ve onların ağa babalar emperyalistler zafer çığlıkları atsa da, IŞİD bozuntusu çetelerini Efrin sokaklarına salsa da çok büyük yanılgı içinde oldukları kısa zamanda görecekler. Bölgede sömürgeci emperyalistler ve işbirlikçileri büyük pazarlıklar sonucu Kürtleri ve anayurtları Efrin’i sattılar. Bölgede stratejik müttefiki olan faşist Türk devletiyle işgal planını kurdular.
İnanıyor ve hiç tereddütsüz diyorum ki, Kürdistan’da savaş yeni boyut kazanarak yeni bir sürece evrildi. Sömürgecilere, işgalci faşist Türk ordusuna karşı Kürdistan halklarının halk savaşı yeni başlıyor. Emperyalistlerin ve işgalci faşist çetelerin taktik başarıları onların stratejik olarak güçlü olduğunu göstermez. Stratejik olarak Kürdistan’ın dört parçasında ulusal bağımsızlık savaşını canla başla yürüten Kürt ulusu güçlü ve zaferi yakalama özverisine sahiptir. İşgalci Türk ordusu kağıttan kaplandır, uzun süreli yürütülecek haklı ve meşru savaşta bütün emperyalist, kapitalist ve işbirlikçi yarı sömürge ve sömürge devletler halklarımız karşısında zayıf ve güçsüzdürler. El alem dostlarımız-düşmanlarımız bunu böyle bilmelidir. NATO bu işgalin, aktörlerinden ve ABD bu sürecin baş aktörüdür. Suriye’de yerleşik işgalci bir güç olarak varlık göstermeyi hedefliyor. Avrupa Birliği’ne üye emperyalist devletler de bu oyunun bir parçası oldular. Suriye ve Kürt halklarının katledilesinde kilit rol oynadılar.
Diğer yandan ise;
Emperyalist Rusya ve faşist Türk devletiyle anlaştı. Tıpkı kazın geldiği yerden tavuğun esirgenmemesi gibi. Türk devleti Efrin’i vuracak, işgal edecek Rusya Türk devletinin Efrin’deki işgal ve katliama olur verecekti. Rusya’nın bu oluruna karşı, faşist Türk devleti ise, Guta’da Rusya’nın sürdürdüğü katliama sessiz kalanacaktı. Rusya, Türkiye, İran bir araya gelerek bu taktik anlaşmaya vardı. Bugün Kürtler, Suriye’de ve bölgede işbirlikçi devletler ve emperyalistler için, büyük bir tehlike görülmektedir. Kürt ulusal hareketi emperyalizmin çıkarlarına ters düştüğü sürece etkisiz kılınmaya, zayıflatılmaya çalışacaktır. Bu durum birinci emperyalist paylaşım savaşı esnasında ganimetten arta kalan Kürdistan toprakları dört yarı sömürge ülkeye bölüştürüldü. Bu ülkelerin Kürdistan’da işgali yaklaşık yüz yıldır devam etmektedir. Kürdistan’ in bütün zenginlik kaynakları emperyalistler tarafından egemenlik altına alınmış, pay edilmişti. Böylece sınırlar belirlenmiş Kürdistan denen bir ülke yok edilmek istendi. Ancak emperyalistler ve işbirlikçileri Kürt ulusunu ülke özlemini ve bağımsızlık arzularını yok edemediler. Yenildiler, tekrar ayağa kalktılar, yaralarını sardılar ülkelerinin bağımsızlığının her şeyin üstünde olduğunu söyledi. Bunun mücadelesini verdi tekrar yenildi, kırıma uğradı, daha büyük yaralar aldı. Dersim’de , Zilan’da, Ağrı ‘da, Cizre’de, Sur’ da, Kobanê’de katledilmek istendi. Bugün Efrin’de Kürtler yok edilmek isteniyor.
Küçük bir Kürt şehrini iki ay gibi bir zamanda işgal edemeyen NATO’nun en büyük ikinci ordusu olan Türk ordusu ve beraberindeki cihatçı faşist çetelerin Efrin direnişçileri karşısında ne duruma düştükleri dost-düşman herkes gördü. Efrin ve Kürdistan’ da savaş bütün sarmallarıyla yeni başlıyor. Efrin’de yanan bu ateş bütün Kürdistan’ da alev topu olacak, dört bir yana bütün kavurucu şiddetiyle yayılacaktır. Bu gerçeğin önüne geçmenin mümkünü yoktur. İşgalci Türk ordusu ve cihatçı çeteler bu alev topunun içinde yıkılıp tarihin çöplüğüne atılacaktır. Onlar ne kadar güçlü olursa olsun, hangi modern silah ve tesisata sahip olurlarsa olsunlar, kaybedecek bir şeyi olmayan ve direnerek bu günlere gelen bir ulus ,bir halk mutlaka zafere odaklanacak, uzun süreli halk savaşı sonucu işgalci faşizmi, işbirlikçilerini ve sömürgeci emperyalizmi yenmeyi başaracaktır.
Gün ülkemizde, Efrin’de ve Kürdistan’ın bütün parçalarında Kürt ulusunun yükselttiği mücadelenin yanında olmak, zafere odaklanmaktır. Eğer’ ki, faşizme, emperyalizme, feodalizme ve her tür gericiliğe karşı ilerlemek, başarı sağlamak uzun vadede zaferler elde etmek istiyorsak eğer, bugün hepimiz Kürdistan’ da tutuşan giderek daha yakıcı hal alacak olan sınıf mücadelesinin içinde yerimizi almalıyız. Ülkemizde faşist diktatörlüğe karşı mücadeleyi daha kitlesel, daha örgütlü halde yürütmeliyiz. Devrimin dostlarıyla birlikte yol almayı, direnişi üst seviyelere vardırmanın yollarını açmalıyız.
Zafer ezilen halkların ve ulusların olacak, işgalci faşist diktatörlük yenilecektir. Gün direnme, Efrin’ e ve Kürdistan direnişine sahip çıkma günüdür. Kürdistan’ da savaş yeni başladı., kimse boş hayallere kapılmasın
‘ki yenilgilerde alınacak bu kavgada, zaferlerde kazanılacaktır. Bazen kazanılan en önemli alanları kaybetmekte olacak, bu yenilgi olarak görülmemeli, savaşın taktiksel ilerleme ve geri çekilmesi olarak görülmelidir, Yeniden kaybedilen mevzileri kazanmak, zaferi yakalamak için taktik manevralara gerek duyulur. Çok zaman taktik geri çekilmeler, mevzi savaşından vazgeçmeler olabilir, olmalı da.Doğru olmasına rağmen bazen stratejik çizgisine ters düşen taktik manevralara girilebilir. Bu taktik manevralar sonuçta stratejik başarılar kazanmaya yol açarlar. O nedenle faşist Türk ordusunun Efrin merkezini işgal etmesi, zafer kazandığı anlamına gelmez, gelmemeli. YPG‘li komutanın dediği gibi; ”Savaş Efrin’de ve Kürdistan’ da yeni başladı, Hiçbir şey işgalciler için eskisi gibi olmayacak”